BUGÜN Cumartesi, rahat bir gün, bu yüzden yüksek müsaadenizle yazıyı uzun tutmakta bir mahzur olmadığını düşünerek en fazla 10 dakikanızı rica ediyorum. *** Türk ve Alanya turizmine hizmet vermek için kapılarını yerli ve yabancı konuklar...
BUGÜN
Cumartesi, rahat bir gün, bu yüzden yüksek müsaadenizle yazıyı uzun tutmakta bir mahzur olmadığını düşünerek en fazla 10 dakikanızı rica ediyorum.
***
Türk ve Alanya turizmine hizmet vermek için kapılarını yerli ve yabancı konuklar için bu yıl açan Türkler Mahallesi'ndeki Sirius Deluxe Otel'in Genel Müdürü, değerli dostum İsmet Ergüleç zaman zaman sosyal medyada sektöre dair ilginç analizler yapıyor ve paylaşımlarda bulunuyor.
Turizmciliğin, daha doğrusu otelciliğin hem çekirdeğinden yetişen hem de okulunu okuyan, kısacası hem "alaylı" hem de "mektepli" bir turizmci olan Ergüleç, Alanya gibi turizmle yöre halkının iç içe yaşadığı, belki de yaşamak zorunda kaldığı şehirlere dair ilginç bir analiz paylaşmış.
***
Sevgili İsmet'in paylaşımında deniliyor ki...
"Turizmin yerel halk ve çevresel değerler arasındaki ilişkisini sistematik bir şekilde ilk kez ele alan makalelerden biri Butler’ın makalesidir. Butler’ın hipotezine göre, belli bir bölgeye gelen turist sayısı arttıkça, başlangıçta turistlere olağanüstü hoşgörülü yaklaşan halk, turizmin ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan uzun dönemde sağlayacağı fayda konusunda giderek daha kuşkucu olmakta, bu nedenle turistlere olan tavrı da olumsuz yönde değişmektedir. Bunun nedeni, turizmin gelişiminden beklenen ekonomik fayda elde edilse bile, başlangıçta hiç hesap edilmeyen veya önemsenmeyen sosyal ve çevresel maliyetlerin giderek öne çıkması, dolayısıyla halkın turistin gerçekten bir nimet olup olmadığı konusunda kuşkuya kapılmasıdır. Sonuç olarak, söz konusu bölgede turizm gerilemeye başlayacaktır. Bu hipotez, yapılan diğer çalışmalarla da desteklenmiştir. Ancak çoğu kez bu modellerde halkın tepkisi çok basit şekilde değerlendirilmektedir. Genellikle ekonomik açıdan turizme bağımlı olan ya da turizmi gelişme için ana araç olarak gören ülke veya bölgelerde ekonomik beklentiler nedeniyle sosyal ve çevresel etkiler göz ardı edilebilmektedir."
***
Yukarıdaki satırlarda şu ifadeye özellikle dikkatinizi çekmek isterim: "Ekonomik beklentiler nedeniyle sosyal ve çevresel etkiler göz ardı edilebilir."
***
Yani, turistin sadece para/döviz getiren bir unsur olarak görüldüğü ülke veya bölgelerde, turistlerin beraberinde getirdiği kültürün yarattığı sosyal erozyon çoğu kez göz ardı edilebilmekte, görmezden gelinebilmektedir.
***
Bu arada, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Turizm İşletmeciliği Bölümü'nden Doç. Dr. Özkan Tütüncü ile aynı bölümün Doktora Öğrencisi Uğur Çalışkan'ın hazırladığı "Turizmin Yerel Halk Üzerindeki Etkileri ve Kuşadası İlçesi Uygulaması" başlıklı çalışma tam da bu konuyu anlatmaktadır.
(Kuşadası'na gidenler bilir. Bu ilçenin turizme bakış açısı, turizmden beklentileri üç aşağı beş yukarı Alanya ile aynıdır.)
***
Bu çalışma, Kuşadası halkının turizme bakış açısını, insanların turizm gelişmesinden beklentilerini ve nasıl bir turizm istediklerini anlamak için yapılmış.
Çalışma sonucunda ortaya çıkan sonuçlara gelince...
Turizm getirilerinin Kuşadası halkının büyük bir bölümü tarafından bölüşülmediği, halkın çoğunluğunun düşük gelir grubuna dahil olduğu, buna rağmen halkın turizme olumlu yaklaştığı, ekonomik beklentilerini turizm sayesinde karşılayabileceklerini düşündükleri ortaya çıkmış.
Tıpkı Alanya gibi, öyle değil mi?
***
Bugün gelinen noktada, yıllar içerisinde gerek yerel yöneticilerinin, gerek yerel medyanın, gerekse otel sahiplerinin yönlendirmesiyle Alanya şehir merkezi, beldeler ve köylerde yaşayan yerel halk, turizmin yaşaması için turiste daha toleranslı ve hoşgörülü olmayı bellemiş, yeri geldiğinde ailevi/sosyal yaşamını dahi buna göre şekillendirmiş, kısacası buna koşullanarak bir yaşam biçimi ortaya koymuştur.
***
Bu muhteşem araştırmada anlatılanlara gelince...
(Çok uzun olduğu için kendimce özet yapacağım.)
Mesela, bizi ilgilendiren bir bölümünde şöyle deniliyor...
"...Turizmin karmaşık etkileri, tüm etkilerinin ölçülmesini neredeyse imkansız hale getirmektedir. Turizmin bir çok etkisi, zor fark edilmektedir ve genelde beklenmeyen şekillerle açığa çıkar."
"...Birçok insan için turizm; insan yığınları, izdiham, gürültü ve çöp demektir. Böyle düşünen insanlar için, turizm, hayvan yaşam zincirinin zarara uğraması, narin bitkilerin soyunun tükenmesi, atıkların nehirlere ve sahillere bırakılması demektir. Turizmin varlığı, doğal çevre kalitesine, insani çevreye, kaynaklara ve ayrıca yerel kültüre dayanır. Uzun bir süre için, turizm, diğer sektörlerden farklı olarak 'naif' kabul edilmiştir. Ama, turizm artık diğer sektörler gibi dayandığı doğal kaynaklara zarar veren bir sektör olarak algılanmaktadır."
***
"...Turizmin kötü etkileri de olabilmektedir. Yasadışı faaliyetler turistik ortamda daha rahat gelişmektedir. Çocuk yaştaki gençlerin alkol kullanması büyük bir problem haline gelmektedir. Etnik kültürler, turizme ayak uydurmaya çalışırken, dil ve kültürel değerler değişebilmektedir. Turizme temel teşkil eden, kültürel önemi olan doğal ve tarihi alanlar zarar görebilir. Turist, gideceği yerin özellikleri, toplumsal, ekonomik ve fiziksel yapısı ile ilgili bilgilere sahip olmalıdır ki, oradaki ortama tam anlamıyla katılabilsin. Özellikle toplumsal açılardan rahatsızlıklar çıkmaması için ön bilgilenmesi zorunludur. Konuk durumundaki bireyin toplumsal değerler açısından kendi ülkelerinde gideceği ülke hakkında yeterince bilgilendirilmeleri önemlidir."
***
Liste ve analizler böyle uzayıp gidiyor.
Bu bilgileri neden paylaştığıma gelince...
Belek veya Kundu gibi, sadece otellerin bulunduğu bölgelerde turizm yapmak, belediyecilik veya mülki amirlik yapmak hayli kolaydır.
Amma velakin, Alanya gibi şehir halkı ile otellerin iç içe geçtiği, özellikle dip dibe apartman ve apart otellerin bulunduğu mahallelerde turizmcilik veya yöneticilik yapmak hiç de kolay değildir.
***
Uzun lafın kısası...
Bence, yukarıda isimleri yazan değerli akademisyenler gibi, turizmde kendilerini ispatlamış bilim adamlarına, "Turizm, son 30 yılda Alanya'da neleri etkiledi, neleri değiştirdi, sosyal yaşam ve şehir halkının davranışları nasıl ve hangi yöne doğru evrildi" gibi sorulara yanıt bulmak ve böylece turizmi daha profesyonel yapmak için acilen bu konunun bir rapor haline getirilip kamuoyu ile paylaşılması gerekir diye düşünüyorum.