Çalışmanın en eski ve meşhur şekli ticarettir ve insan emeğinin en güzel ifadesi, insanlar arası ilişkinin en bariz sonucudur. Peygamber efendimizin de uzun müddet meşgul olduğu helal kazanç yoludur. Allah-Teala bu hususta: 'Ey iman edenler!...

Çalışmanın en eski ve meşhur şekli ticarettir ve insan emeğinin en güzel ifadesi, insanlar arası ilişkinin en bariz sonucudur. Peygamber efendimizin de uzun müddet meşgul olduğu helal kazanç yoludur. Allah-Teala bu hususta: “Ey iman edenler! Karşılıklı rızâya dayanan ticaret dışında mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.”(Nisa,29) buyurmuştur.
Bu ayet bize ticaretin helal, meşru ve karşılıklı rızaya dayanan bir kazanç yolu olduğunu öğütlemekte, karşılıklı rızanın bulunmadığı alışveriş ve kazanç yollarının helal olmadığı ikazını yapmaktadır. Haram olan kazanç yolları olduğu gibi, ticarette de yapılması hem Kur’an ile hem de hadislerle yasaklanan usuller vardır. Hırsızlık, yankesicilik, dolandırıcılık, gasp, aldatma ve diğer gayr-i meşru kazanç yolları dinimizce yasaklanmış, kişinin dünyasının ve ahretinin kaybına sebep olacak kazanç yolları olarak tarif edilmiştir.
Ticarette helalinden kazanmak ve helalinden yemek için Müslümanlar olarak dikkat etmemiz gereken pek çok şey vardır. Alışveriş usulleri, adet ve geleneklere ya da zamanın şartlarına göre bir takım değişiklikler arz edebilir. Ne olursa olsun dinimizin haram saydığı yollara katiyen tevessül etmemeliyiz. Zaten dinimiz, alış verişte uyulması gereken kuralları genel olarak belirlemiş, harama düşmemesi için kulları uyarmıştır. Unutmamak lazımdır ki, ticarette uyulmayan her kural bir kul hakkını ihlal olabilir. Bir haram işlemeye sebep olabilir.
Olgun mü’min her işinde olduğu gibi ticarette de haram ve helal sınırını gözetir, başkalarının hakkına riayet eder. Haramdan korkar, çocuklarının kursağına haram düşmemesi için gerekirse aç kalmayı göze alır. O bilir ki, dünya geçici bir menfaat yeri, ahiret ise elemiyle sevinciyle ebedidir. Bunun için başkalarının hakkını gaspa varan yollara tevessül etmez. Bunun hem dünyalık menfaat ve bereketin, hem de ahiret yurdunun yok olmasına sebep olacağını bilir.