Ayağımızda topuk bölgesi koşarken veya yürürken ağrı yapabilir. Pek çok kişi topuk dikeni ağrısını tarif ederken, özellikle de sabah uyandıklarında, ayağa kalkar kalmaz topuklarına iğne batmış ya da bıçak saplanmış gibi bir acı...
Ayağımızda topuk bölgesi koşarken veya yürürken ağrı yapabilir. Pek çok kişi topuk dikeni ağrısını tarif ederken, özellikle de sabah uyandıklarında, ayağa kalkar kalmaz topuklarına iğne batmış ya da bıçak saplanmış gibi bir acı hissettiklerini söyler. Günün ilerleyen saatlerinde kişilerin hissettiği bu acı, künt bir ağrıya dönüşür. Ağrı, sert zeminde yürürken, merdiven çıkarken ya da ağır bir yük kaldırıldığında kötüleşir. Uzun saatler oturduktan sonra ayağa kalkıldığında keskin acı geri döner. Topuk dikeni ağrısı, kişinin yürümesini ve günlük işlerini sürdürmesini zorlaştıracak kadar kötüleşebilir.
TOPUK DİKENİ NEDİR?
Topuk dikeni, topuk kemiği üzerinde sonradan oluşan küçük bir kemiksi çıkıntıdır. Bu çıkıntı, ayak kemiğinin sürekli zorlanması sonucu topuk kemiğinde toplanan kalsiyum birikintilerinden meydana gelir. Kemik çıkıntısı ile ilgili olmayan ve ayak kemerindeki dokunun iltihaplanması da genel olarak topuk dikeni olarak adlandırılır. Ayak kemeri dokusunun iltihaplanmasına da topuk dikeni denmesinin nedeni bu iltihabın eğer tedavi edilmezse bir süre sonra bazı hastalarda sözünü ettiğimiz kemiksi çıkıntının oluşmasına yol açmasıdır. Ancak topuk dikeni mutlaka iltihaplanmaya bağlı olarak görülmez. Bazı romatizma çeşitlerinin de topuk dikenine yol açtığı ve üstelik ağrı yapmadığı bilinmektedir.
Topuk dikeni oluşumu orta yaşlı kadın ve erkeklerde sık rastlanan bu durumdur ve hemen her yaş grubunu etkileyebilir. Pek çok kaynakta, kadınların topuk dikeninden daha çok şikayetçi olduğu belirtilmiştir.
TOPUK DİKENİ NEDENLERİ
Topuk kemiğinin altında topuk dikeninin oluşması bir anda gerçekleşmez. Aksine aylar süren bir zamana yayılır. Genel olarak topuk dikeni, ayak kas ve bağlarının zorlanması ve topuk kemiğini saran zarın aşınması sonucu ortaya çıkar.
Topuk dikenine özellikle, koşma ve sıçrama aktivitelerine büyük zaman ayıran sporcularda sık rastlanır. Topuk dikeni nedenlerini, bu duruma yönelik risk faktörlerini ve risk altında olanları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Orta yaşlı olmak,
- Ayak kemerinin çökmesi,
- Aşil tendonu gerginliği,
- Uzun yürüyüşler yapmak,
- Topuk kemiğine, bağlara ve topuk yakınındaki sinirlere fazla baskı yapan yürüme bozuklukları,
- Özellikle sert zeminde koşma ve sıçrama hareketleri,
- Ayağa uymayan, küçük gelen ve ayak kemerini gerektiği gibi desteklemeyen ayakkabılar,
- Fazla kilolu ve obez olmak,
- Yaşlanmayla birlikte esnekliğini kaybeden ayak tabanı zarı ve topuktaki koruyucu yağ yastıkçığının incelmesi,
- Şeker hastalığı,
- Özellikle sadece hafta sonu spor yapanlarda henüz kaslar hazır olmadığı halde, aniden yoğun bir fiziksel aktiviteye girişmek.
TOPUK DİKENİ İÇİN TAVSİYELER
- Sabah henüz yatakta uzanırken yapacağınız esneme hareketleri ayağı ve baldırları gevşeterek, güne daha kolay başlamanızı sağlayabilir. Topuk dikeni egzersizlerinin gün içerisinde birkaç defa tekrarlanması gerekebilir.
- Spor yapıyorsanız, ana hareketlere geçmeden önce ısınma ve spor sonrasında soğuma hareketleri yapmayı ihmal etmeyin.
- Eğer koşu egzersizi yapıyorsanız haftada birkaç kez, kısa mesafe koşmak, haftada tek sefer uzun bir koşuya çıkmaktan daha iyidir.
- Eğer aniden başlayan bir ağrı varsa, ağrı geçene kadar ayağınızı dinlendirin. Dinlenme esnasında ayağınıza buz kompresi yapabilirsiniz. Fazla sıkı sarmamak şartıyla, elastik bir sargı beziyle ayağınızı destekleyebilirsiniz. Altına bir sandalye ya da yastık koyarak ayağınızı biraz yüksekte tutmanız da işe yarayacaktır.
- Ayakkabı alırken, ayağınıza uygun, ayak sağlığını gözeten, kaliteli ürünler almaya özen gösterin.
- Topuğu desteklemek için ayakkabınızın içine topuk dikeni yastığı denilen koruyuculardan yerleştirebilirsiniz.
- Tabanı sert ya da topuklu ayakkabı giymekten kaçının.
- Eğer fazla kilolarınız varsa, kilo vermek ayak sorunlarını çözmenizi ve bu sorunların tekrarlanmamasını sağlayabilir.
- Topuk dikeni tedavisi için son yıllarda ESWT (şok dalgası tedavisi) gibi zedelenen dokuları yenileyip iyileştirmeyi hedefleyen tedavi yöntemleri de ön plana çıkmaktadır.