Yanlış Suriye ve yanlış Ortadoğu politikasının sonucu olarak gelinen nokta tam anlamı ile çuvallamadır. Çok acıdır dostlarım ama maalesef bugün geldiğimiz nokta burasıdır. Zira tablo Şekil A'da aynen böyle görülmektedir. Hayal ve...

Yanlış

Suriye ve yanlış Ortadoğu politikasının sonucu olarak gelinen nokta tam anlamı ile çuvallamadır. Çok acıdır dostlarım ama maalesef bugün geldiğimiz nokta burasıdır. Zira tablo Şekil A’da aynen böyle görülmektedir.

Hayal ve macera ile devlet yönetimi olmaz. Hayal ve macera ile dış politika yürütülemez. Bunları yapar ve sürekli yanlışta ısrar ederseniz uluslararası alanda yapayalnız kalırsınız.

Bir Rus analist bizim bu durumumuzu şöyle anlatmaktadır: “Türkiye jeopolitikte dev, diplomaside cücedir.” Evet tespit dosdoğrudur, daha söylenecek bir şey yoktur. Lütfen ülkemize yüce Allah öyle güzellikler vermiş ki hem de her alanda. Ama biz bu üstünlükleri değerlendiremediğimiz gibi cömertçe harcamaktayız da. Hangi alanda mukayese ederseniz edin ülkemizi pek çok alanda başka ülkelerde olmayan özellikleri lehimizde bulursunuz.

Hiç de gereği yokken lütfen Suriye’de bu kadar konuya müdahil olmanın ne anlamı vardı? Sadece şu kadarını söylemem yeterlidir. Gerisini siz düşünün. Bizim yetkililerimiz istedikleri kadar yalanlasalar da Suriye konusunda hiç de masum olmadığımız iddia ediliyor. Burada yapıldığı ileri sürülen devasa hatalar ileride çok başımızı ağrıtır.

Biz sadece Suriye’deki hatalarımız nedeni ile karşımıza sadece Suriye’yi değil, çok önemli komşularımız olan en başta İran ve Rusya ile de düşman olduk. Sömürgeci ve siyonist katiller Suriye’de düğmeye basıp çapulcuları destekleyince biz maalesef yanlış ata oynadık. Hem de çok hevesli bir şekilde. Nereden bakarsanız bakın Suriye’de kaybeden biziz. Yukarıda çuvallamak dedim. İnanın bu tabir çok daha hafif kalır.

Rusya bizden tarım ürünleri alıyor, sonra “İlaç kalıntısı” olduğu iddiası ile tonlarca tarım ürününü iade ediyor. Kim mağdur? Elbette biz. Bizim yanlış Suriye politikası nedeni ile İran ve Rusya’nın tavırları nedeni ile kaybımız yıllık milyarlarca dolar. Savaş öncesi sadece Gaziantep ilimizden yılda Suriye’ye 1 Milyar dolarlık ihracat yapıyorduk, bugün sıfır ihracat. Savaş öncesi Suriye’den hatırı sayılır miktarda turist geliyordu, milyarlarca dolar turizm gelirimiz vardı. Bugün ise milyarlarca dolar harcadığımız mülteciler gelmektedir. Daha gelecekler ise hariçtir. Yani Suriye’de sömürgeci katiller ve Siyonistler ile paralellik arz eden bu yanlış politikanın her alandaki faturası bize çok ağıra patladı. Çok enteresandır. Hem İsrail hem de Suriye ile aynı anda arası açık olan ikinci bir ülke bulamazsınız. Bu durum dış politikamızın nasıl yanlışlarla dolu olduğunun bir göstergesidir.

“İki ay sonra Şam’da Emevi Camisi’nde namaz kılacağız” diyerek dış politika olmaz. Olursa kasıtlı olarak ve bilerek hava sahanızı her gün ihlal ederler. Size ise sadece kınayabilmek düşer.

Ne demişti büyük Atatürk; “Yurtta sulh, cihanda sulh” demişlerdi. Lütfen bizim dış politikada bunu esas alacağımız yerde macera ve hayal ile hatta olması asla mümkün dahi olmayacak rüyalarla oyalanmamız büyük yanlıştır. Lütfen bu hayal dünyasından çıkalım artık, kendimize gelelim. Hayal ve macera stratejik çöküş getirir.

OK