Bizim gibi az gelişmiş ülkelerde en çok satılan, en çok satın alınan fakat amacı doğrultusunda kullanılmayan tek şey dindir.
Bunu satın alan halk sorunlu, zihin yapısı da problemlidir!
1400 yıldır bu dini amacı doğrultusunda kullanmayı beceremeyen; daha doğru bir ifadeyle amacı dışı kullananların yarattığı sorunların faturasını hep birlikte millet olarak ödüyoruz...
Bu kafa birini büyütüyor, sonra da gidip kendini ona öldürtüyor.
Bu kafa, hastalıklı bir kafadır!
Bu kafa, anakronik (çağ dışı) bir kafadır!
Bu kafa, şizofrenik bir kafadır!
On bin yıl öncesinin anlayışıyla bugünü yaşamaya çalışan bir kafadır!
Kiralık kapitalle kapitalizm, kiralık felsefeyle bağımsızlık olmaz!..
Biz ne yapıyoruz?
Çağdışı insan malzemesiyle çağdaş işler yapmaya kalkışıyoruz.
Fitne fücurdan gayrı hiçbir şey üretmeyen onlarca tarikat ve cemaatin
esiri olmuş, eğitim yoksunu bir halkla çağı yakalamaya çalışıyoruz.
Böyle bir şey olabilir mi?
Nitekim de olmuyor.
Değil çağı yakalamak, çağı yakalamak için en ufak bir hamle bile yapamıyoruz.
… …
Prof. Dr. Niyazi Kahveci yazmış.
Gelişmiş ülkelerde de dini mezhepler var.
Ama onlar bizdeki gibi gelişmenin önünde engel değil. Onlar teolojik, onlar zihinsel.
Oysa bizdeki mezhepler siyasal, akılları fikirleri belden aşağıda. Düşünmek gibi, çağı yakalamak gibi bir amaçları yok.
Allah'tan, uygulamacı olan elin oğlu, bize teknoloji satıyor da onu alıp kullanıyoruz.
Satmasalar ne yapacağız?
150 milyar dolar ihracatımız var ama, 300 milyar dolara yakın da ithalatımız var!..
Yani?
Yani bir liralık mal satıp, iki lirayla geçinmeye çalışıyoruz.
22 yıllık AKP İktidarı döneminde; yeraltı, yerüstü demeyip tüm kaynaklarımızı sattık.
Şimdi havayı betonla doldurup onunla geçinmeye çalışıyoruz.
Gelin görün ki, bunu dert edinen kimse yok.
* Şeyhlik, şıhlık kavramı, 5000 yıl önceki totemizm kavramının insana dönüşmüş halidir.
Bu toplumda şeyh, şıh çok, fakat tek bir filozofumuz yok!
O nedenle ne şimdiki zamanı ne gelecek zamanı okuyamıyoruz.
Gelecek umurumuzda değil çünkü.
Yatıp, kalkıp “huu çekiyoruz”!...
* Biyolojik yönden aklı bozuk insanların peşlerinden evliyadır diye koşup, “Benim şöyle bir derdim var, bana yardımcı ol…” diyenler hatta o kişilerin altlarına yatanlar var.
* Sömürgeci diye Batılıları eleştiriyoruz.
Fakat onlar kendi insanlarını sömürmüyorlar.
Biz de sömürgeciyiz. Ama biz dışarda değil, içerde sömürgeciyiz. Kendi insanımızı sömürüyoruz. Ekonomide buna “ekonomik ensest ilişki” deniyor. Bana göre en büyük vatan hainliği budur işte.
Adam ilâhiyat profesörü olmuş, yaptığı iş; VİP cenaze namazı kıldırmak ya da VİP umre ziyareti düzenlemek.
Anlayış olarak hâlâ Farabi'yi aşamamış, hâlâ 4000 yıl önce yaşayan Sümerler ‘in kafasına sahibiz.
* Bilimin, tarihin ve sosyal bilimlerin bir felsefesi vardır.
O nedenledir ki, artık ülkemizde de bir “felsefe üniversitesi” açılması şart olmuştur.
* Kur'an üzerinde bütünsel bir çalışma yapmadığımız, daha açık bir ifadeyle, Kur'an'ın hedefi nedir, karakteri nedir sorularına cevap bulmadığımız sürece, 1500 yıl öncesine takılır kalırız.
* Aklımızın çapını genişletmeden, mevcudun dışına çıkamayız... Biz de, (Türkçe) akıl nedir ve nasıl çalışır diye bir kitap yok...
Oysa Batı'da binlerce var. Batı Dünyasının okullarında aklı kullanmak ders olarak okutuluyor.
* Artık şunu kabul edelim ve kafamıza iyice yerleştirelim. 21. yüzyılda dinsel düşünme diye bir şey yoktur, olamaz.
Çağımız, akıl ve bilimsel düşünme çağıdır.
Bu çağda olduğu gibi, bundan sonraki çağlarda da dindar olunabilir. Fakat dindar olmanın yolu, akılcılıktan ve bilimsel düşünmekten geçmelidir.
* Atatürk İslâm'ı, İslam Ruhunu ve felsefesini çok iyi anlamıştır! Tıpkı Hazreti Peygamber'in anladığı gibi...
Sorunlu halk
İsmail Haboğlu
Yorumlar
Trend Haberler
Antalya escort faciası: 1 ölü
Son dakika! Alanya'da sahilde bulunan genç kız cesedinin kimliği belli oldu
Antalya'da devasa miras sahiplerini buldu: 6 milyar dolar 3 mirasçıya kaldı
Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Akbaş'ın acı günü
Son Dakika! Alanya Belediyesi'ne haciz şoku
Alanya esnafının içler acısı durumu: 'Kesinlikle ertelenemez'