GÜNLÜK hayatta yaşanılan olaylar stres kaynağına dönüşmeden, duygusal tıkanmaları yaratmadan önce onları çözümleyebilmenin dört şartı vardır. Bunlar, ilişkilerde empati, saygı, saydamlık ve somutluktur. Hayatın ilk yılları olan 0-7...
GÜNLÜK
hayatta yaşanılan olaylar stres kaynağına dönüşmeden, duygusal tıkanmaları yaratmadan önce onları çözümleyebilmenin dört şartı vardır. Bunlar, ilişkilerde empati, saygı, saydamlık ve somutluktur. Hayatın ilk yılları olan 0-7 yaş, temel davranış kalıplarının, sağlıklı ilişki biçimlerinin oluştuğu yıllardır. Şimdi, çocuklarınızla duygusal zenginliği yaşamanın, olumsuz, yıkıcı duyguların beslenmesini önleyerek psikolojik streslerden uzak durmanın bu şartlarını yakından inceleyelim.
Empati
Karşımızdakinin dünyasını sanki kendi dünyamızmış gibi ama ‘eğer öyleyse’ niteliğini kaybetmeden hissetmektir. Çocuğunuzun duygularını, duygularının yoğunluğunu anlama ve algılama yeteneğidir. Çocuğun duygularını algılayarak, hissedebilmek, sizi onun dünyasından, onun gözüyle dışarı baktıracaktır.
Empatiden yoksun ilişkiler çatışma doğurur. Çocuktan gelenler ile dışarıdan istenen, olması gerekenler birbirlerinden bağımsız kalırlar. Çocuğun istekleri başka, kurallar başka bir mekanizmayı çalıştırdığında, kurallarla isteklerin çatışması başlar. Empati bağı bu temel iç çatışmanın oluşmasını engeller. Böylece çocuk benliğini geliştirerek stres faktörlerine karşı çözümleyici, çabaya yönelik bir benlik yapısının oluşmasına yardımcı olur.
Saygı
Bu kavram karşımızdaki bireyleri bağımsız, farklı ve biricik olarak görmemizi ifade eder. Saygı geleneksel olarak başkasını kabul ve takdir etme fikrini iletmek anlamında kullanılır. Anne ve babalar çocuklarını ayrı bir birey olarak, düşünce, duygu ve davranışlarında özgür olduğunu kabul etmelidirler. Bu özelliğin aile ortamındaki varlığı çocukta benlik kavramını geliştirir ve benlik saygısını oluşturur.
Benlik saygısının gelişmemesi hem olumsuz bir iletişimin, hem de kapalı aile sisteminin sebebi ve sonucudur. Duygu ve düşüncelerine saygı gösterilmeyen çocuk yanlış yaptığı zaman bu kaza olarak yapılan yanlışlar bile olsa, benlik değeri ile ilgili olumsuz duyguları çok çabuk gelişir. Düşük benlik bilincine sahip kişiler, özellikle çocuklar, yetenekleri ve becerileri oranında başarı sağlayamazlar.
Düşük benlik algısı eğitim başarısını da olumsuz etkiler. Olumlu benlik algısına sahip çocuklar, diğer gruba kıyasla yüksek merak düzeyine sahiptirler. Bu onların katılımını sağlayan en önemli özelliktir. İşte bütün bu sebeplerle saygı, benlik kavramını geliştirici ve yapılandırıcı özelliği sebebiyle özellikle çocuklardan beklenmeden önce, onlara tanınması ve verilmesi gereken bir olgudur.
Saydamlık
İlişkilerdeki saydamlık, insanın temel psikolojik ihtiyaçlarından birisi olan güven duygusunu yapılandıran ve geliştiren bir özelliktir. Saydamlık, hissedilenlerin, yaşananların gerçeğini konuşmak ve paylaşmaktır. Bu gerçek, olması gerekenlerin ve kalıpların dışındaki, içinizde hissedilen ve yaşanandır.
Çocuklarınızla olan ilişkilerde saydamlığın sağlanması yaşanılanların özelliğine göre farklılaşır. Çünkü böyle bir ilişkide önde olan çocuğun gerçeğidir. O gerçekler de bizim zihnimizdekilerden daha geniş, daha dar veya farklı olabilir. Saydamlık, kendi duygularımıza ve ilişkinin oluşturduğu tüm duygulara açık olmaktır. Saydamlık ilişkilerde duygusal zenginlik ve dürüstlük getirir. Böylece tanımayı ve tanınmayı sağlar.
Somutluk
Anne-baba-çocuk ilişkisindeki somutlaştırma stres doğurucu psikolojik ortamı engeller. Belirsiz, göreceli genellemelere kesinlik kazandırır. Ana-babanın çocuğuna, doğru, güzel ve iyiyi tanıtırken, genellemelerden uzak, belirgin ifadeler kullanması ve çocuğunu da anlatımlarını somutlaştırma yönünde güdülemesi çok yararlıdır.
İlişkilerdeki somutluk, bir olay veya bir davranış karşısında duyguların hemen ve genellemesiz yansıtılmasıdır. ‘ben duygularımı açıkça ve en belirgin şekilde ifade ediyorum,’ diyen bir anne somutlaştırmayı yaparken çocuğuna, ‘Eğer söz dinleyen uslu bir çocuk olursan seni çok severim,’ diyorsa böyle bir ifadede hem sevgi elden gitmiştir hem de ‘söz dinlemek, uslu olmak’ gibi göreceli iki büyük kavram çocuğun zihnine yüklenmiştir. Böyle bir durumda şu şekilde bir somutlaştırma olabilir: ana- baba olarak sizce ‘söz dinlemek’ nedir? Uslu olunan durum hangi durumdur? Çocuğunuz kafasındaki bu durumlara uygun bir tavır ortaya koyduğunda, tam olarak olmasa bile, ‘söz dinleme, uslu olma’ özelliklerine biraz yaklaştığında, o durumu bir kez daha tekrar ederek bu yaşantıyı ona gösterin.
Özel olarak anne-baba-çocuk, genel olarak insan ilişkilerinde bu dört özellik duygusal tıkanmaların oluşmasını önler, oluşmuş ise de kısa sürede çözümlenmesini sağlayabilir.