1991 'Birinci Körfez Savaşı” sonrası rahmetli Bülent Ecevit gazeteci kimliği ile Ürdün üzerinden Bağdat'a giderek Saddam Hüseyin ile bir röportaj yapmıştı. Bu çok önemli röportaj Milliyet gazetesinde birkaç gün yayınlanmıştı....
1991 “Birinci Körfez Savaşı” sonrası rahmetli Bülent Ecevit gazeteci kimliği ile Ürdün üzerinden Bağdat’a giderek Saddam Hüseyin ile bir röportaj yapmıştı. Bu çok önemli röportaj Milliyet gazetesinde birkaç gün yayınlanmıştı. Bu röportajı kaçırmadan günü gününe okumuştum. Orada Saddam’ın söyledikleri çok ama çok önemlidir. Kısaca Saddam şunu söylemişti: “Eğer Irak bölünürse Türkiye de bölünür, ülkenizde bulundurduğunuz Çekiç Güç’ü kovunuz.”Aradan yirmi yılı aşkın bir zaman geçti, bakınız senaryo aynen uygulanıyor.Bir diğer önemli konu ise Demirel ile baba Bush arasında yapılan telefon görüşmesinde Demirel’in basına yaptığı açıklamadır. Demirel, baba Bush ile yaptığı telefon görüşmesinde şöyle demişti. Orta Doğu’yu kastederek “Bölgede yapılacak en küçük bir sınır değişikliği bölgeyi en az yüz, yüz elli yıl istikrarsızlığa sürükler.” Buyurun size yıllar önce yapılmış iki tane önemli açıklama. Bu sömürgeci katiller o günlerde yatıp kalkıp hep “Irak’ın toprak bütünlüğünden” bahsediyorlardı. Bakınız göz göre göre dünyanın önünde Irak resmen üçe bölünüyor. Daha sonra ise bunlar birbirleri ile çatıştırılarak önce Suriye, sonra İran ve Türkiye, daha sonra ise diğer Müslüman ülkeler bölünecektir. BOP projesi adım adım uygulanmaktadır. Ülkemizde “Ergenekon, Balyoz “ ve benzer diğer safsatalar bu yüzden sahneye konulmuştur. Bunları yapanlar hem tarih önünde hem de her iki dünyada mesuldürler. Bu tezgahların arkasında Siyonist ve Haçlı katiller vardır. Bu iğrenç tertipler BOP’un bir parçasıdır. Bundan en küçük bir şüpheniz olmasın. Unutmayın bugün Suriye ve Irak ise, yarın Türkiye ve İran’dır. Türkiye’nin 1926 Ankara Antlaşması ve uluslar arası hukuka göre Irak’a askeri müdahale hakkı vardır. Ancak görüyorsunuz olay sömürgeci katiller tarafından “Fifti fifti” olarak dayatılmış, bizimkiler de hem uymuşlar, hem de deve kuşu misali uyumuşlardır. Beyler Kerkük bir Türkmen kentidir. Bizim için Kayseri, Tekirdağ Erzurum, Urfa Diyarbakır, Mersin, Adıyaman ne ifade ederse Kerkük de aynısını ifade eder. Haydi göreyim sizi “Bölgesel güç, Bölgede söz dinleyen değil artık sözü dinlenen ülkeyiz” diyordunuz hatta “Dünya lideri” olmaktan söz ediyordunuz. Lütfen laf değil, icraat görelim. İşinize gelmeyen konularda yayın yasağı koyuyorsunuz. Yasak koymak gerçekleri değiştirmiyor.Anlaşılan Kuzey Irak’taki çapulculara Tarihi Türkmen kenti Kerkük hediye edilmiş. Türkmenlere ise aman sesinizi çıkarmayın, burada bizim çok önemli bir seçimimiz var, sessizce ölüverin, bize rahatsızlık vermeyin, daha ne istiyorsunuz işte iki tır yardım gönderdik ya denilmektedir. Oysa Suriye’deki haydutlara bu zavallı milletin sırtından bugüne kadar iki bin evet iki bin tır yardım gönderilmiştir. Libya’daki çapulculara gönderilenler ise cabası. Bölgesel güç veya dünya liderliği lafla değil icraatla olmaktadır. Suriye ve Irak’ta olanlar ve bölgede olacak her olay biliniz ki İsrail’in, Haçlıların yani Hristiyan dünyasının çıkarınadır. İdeolojik laflara ve yalanlara karnımız toktur. Lütfen icraat görelim. Tabi sizlerin yolunu açanlar müsaade ederseler. Ben bu kadarını söylüyorum, gerisini siz anlayınız.