Türkiye'nin ücra bir köyünde köylüler toplanıp bir cami yapmışlar fakat bu camiye hoca atanmamış…
Ramazan ayı da yaklaşınca haliyle ezan okuyacak, namaz kıldıracak hoca lazım…
Köylüler kendi aralarında para toplayıp, bir aylığına hoca kiralamışlar…
Hoca köye gelmiş, saygı sevgi filan sonsuz, hürmette kusur yok…
Köyün muhtarı, “hocam ramazanın ilk günü bizim misafirimiz olun” demiş, hoca da kabul etmiş fakat muhtar eve haber vermeyi unutmuş… İftar yaklaşmış, eve gitmişler, muhtar, “hocam affedin eve haber vermeyi unuttum, yeterince hazırlık yapamadık” demiş…
Hoca da, “önemli değil, ne piştiyse, Allah ne verdiyse onu yeriz” demiş…
Sofraya oturmuşlar, evin hanımı, “hocam geleceğiniz haber verilmedi bana, bugün de sadece kabak yapmıştım” demiş..
Hoca da, “zararı yok, kabak en sevdiğim yemeklerdendir, hem kabak cennetten çıkmadır” diyerek kabağı methetmiş…
Hoca kabağı çok beğenince, evin hanımı sahurda da hocaya kabak ikram etmiş…
Ertesi gün olmuş, köy halkından biri daha hocayı davet etmiş…
Daveti veren köylü hanımına, “muhtarın evine git sor bakalım, hoca neleri sever öğren, ona göre hazırlık yapalım” demiş...
Hanım, muhtarın evine gidip, muhtarın karısıyla konuşmuş…
Muhtarın karısı, hocanın kabağı çok methettiğini, çok sevdiğini söylemiş… Köylünün hanımı da “o zaman biz de kabak yapalım” demiş…
Hocaya iftarda kabak ikram edilmiş, sahurda kabak ikram edilmiş… Malum misafirlik, hoca da bir şey dememiş, diyememiş…
Bu durum Ramazan ayının sonuna kadar aynı şekilde devam etmiş…
Hocayı davet eden herkes “çok seviyor” diye bir ay boyunca hem iftarda hem sahurda kabak ikram etmiş…
Ramazan bitmiş…
Hocaya sormuşlar…
“Rahat edebildiniz inşallah, iyi geçmiştir umarız Ramazan ayınız, memnun kaldınız mı köyümüzden”…
Hoca başını sallayıp, gülümseyerek yanıt vermiş…
“Ramazan iyiydi hoştu lakin çok kabak tadı verdi”…
Yaklaşık iki aydır yaşamakta olduğumuz coronavirüs sürecinde de pek çok şey kabak tadı verdi alında…
Bir türlü dağıtılamayan “ maske konusu” kabak tadı verdi misal…
Sicili bozuk olanların ulaşamadığı “destek kredisi konusu” kabak tadı verdi misal…
Ya da ne bileyim…
Özellikle elektrik ve internet faturaları…
İşsiz kalan on binlerce turizm çalışanının “ekonomik bunalımları”…
Tüm uyarılara rağmen kurallara uymayarak boş boş sokaklarda gezip, hem kendini hem de başkalarını riske atan “sorumsuz” insanlar…
Halden anlamayan bazı mülk sahiplerinin, bu zorlu süreçte kiracılarına yönelik taciz atışları…
Halen kapalı olan umuma açık eğlence yeri, cafe, çay bahçesi gibi mekanların akıbetiyle ilgili devam eden belirsizlik…
Say say bitmez…
Dönüp dönüp aynı şeyleri konuştuk, yazdık, çizdik…
Gerçekten “kabak tadı” verdi artık…
Ancak az daha sabır, biraz daha dikkat…
Öyle ya da böyle elbet geçecek bu günler…
Nokta…