"BİZ

yeryüzündeki şeyleri ona bir zinet yaptık ki insanları imtihan edelim. Hangisi daha güzel bir amel yapacak." Kur'an-ı Kerim/Kehf Suresi/7. ayet.../... Hemen hemen bütün öğrencilerin reşit olduğu (din açısından) herhangi bir liseyi örnek alalım. Bu lise yaşantısını dünya yaşantısı olarak düşünelim. Lisede her tür öğrenci vardır. Çok çalışkan ve başarılı, tembel ve başarısız, ahlaklı ve ahlaklı olmayan, yanlış hareketlerde bulunan veya bulunmayan, orta başarıda, vs. vs. vs. Bu öğrencilerin tümü oraya belli bir amaçla gelmiştir ama kimi amaca sıkı sıkı sarılır kimi de amacı hatırlamaz. Bazıları da vardır ki okulun kurallarını hiçe sayıp bozgunculuk çıkarmak için okula gelir. Fakat bütün öğrencilerin orada toplanma amacı başarılı olmak içindir. Başarılı olmanın ilk yolu çalışmaktan geçer. Çalışmak için de kendisine öğretmenler tarafından önerilen kitapları okumalı ve araştırma yapmalıdır. Ancak hepsinden daha önemlisi öğrencinin efendi, saygılı ve aklı başında hareket etmesidir. Yani güzel ahlak sahibi olması gerekir. Bu durumda derslerinde meydana gelen ufak tefek aksaklıklar bile öğretmenlerin kullanacağı kanaat notlarıyla düzeltilecektir. İşte tıpkı hayat da böyledir. Dünya denilen okulun bundan farkı yoktur. Bozgunculuk için gelenler vardır, kendine ve diğer insanlara faydalı olmak için gelenler vardır. Yani herkesin hayattan farkı beklentisi bulunur. Bozgunculuk için gelenlerin tek amacı ne olursa olsun dünya nimetlerinden faydalanmaktır. Bunun için her yolu kullanırlar. Bu insanların yaptıkları hata değil doğrudan suçtur. İyi insanlar ise hata yapar. Fakat bu hataları yapmış oldukları hayır ve sadakalarla veya dualarla bertaraf olur. Allah (CC), tıpkı öğretmenlerin saygılı ve efendi öğrencilere yaptığı gibi iyi insanların hatalarını hayırla, sadakayla ve duayla bertaraf eder. Kur'an-ı Kerim'in Secde suresi 15. ve 16. ayetlerinde bütün insanlara da bunu duyurur: "Bizim ayetlerimize öyle kimseler iman ederler ki, onlarla kendilerine nasihat verildiği vakit secdelere kapanırlar ve Rablerine hamd ile TESBİH ederler de kibirlenmezler. Yanları yataklardan aralaşıp uzaklaşır, korku ve ümit içinde Rablerine DUA ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan HAYRA harcama yaparlar." Allah'ın (CC) öğüt kitabı (Kur'an) okunursa şu açıkça görülecektir. İnsanoğlunun yaptıklarına karşı Allah (CC) onlardan asla vazgeçmemekte ve her bahane ile onları affetmek istemektedir. Bunun için biraz da insanoğlundan çaba beklemektedir. Sözlerime İbn Ömer'den (RA) nakledilen bir kıssa ile devam edeceğim. Peygamber efendimiz (SAV) anlatıyor: "Sizden önce yaşayanlar arasında el Kifl adında bir adam vardı. Hiçbir şey yapmaktan çekinmezdi. Muhtaç olduğunu bildiği bir kadına gitti ve ona çok para verdi. Onunla yatmak istediğinde, kadın titremeye ve ağlamaya başladı. 'Neden ağlıyorsun?' diye sordu. Kadın 'Bu işi hayatımda hiç yapmadım, ihtiyacım olduğu için bu duruma düştüm' deyince, adam şöyle demekten kendini alamadı: 'Allah korkusu ile böyle davranıyorsun ha! Peki ben neden Allah'tan korkmayayım? Verdiklerim senin olsun, haydi git! Serbestsin. Bundan sonra vallahi Allah'a asi gelmeyeceğim.'Adam o gece öldü. 'Kapısına Allah el Kift'i bağışlamıştır' diye yazıldı. Halk bunu görünce şaşırıp kaldı. Bunun üzerine Allah peygamberlerine vahyedip durumunu bildirdi. (Rüdani/Büyük Hadis Külliyatı)