CUMA gecesinden beri sütre gerisine çekildim, Türkiye'yi izliyorum. Televizyondan ve elbette sosyal medyadan.   Ülke adeta ikiye bölünmüş durumda.   1-) Darbecilere ateş püsküren ve hemen idam edilmelerini isteyen sesli çoğunluk...

CUMA

gecesinden beri sütre gerisine çekildim, Türkiye'yi izliyorum. Televizyondan ve elbette sosyal medyadan.

Ülke adeta ikiye bölünmüş durumda.

1-) Darbecilere ateş püsküren ve hemen idam edilmelerini isteyen sesli çoğunluk ile...

2-) AKP'ye mesafeli olan ama darbe olmasını, ülkenin 80'li yıllara dönmesini istemeyen sessiz azınlık...

Geçen Kasım'da sınır ihlali yaptığı için uçağını düşürdüğümüz, Temmuz'da mektup gönderip üzüntülerimizi bildirdiğimiz Rusya ile arayı daha yeni düzeltmişken...

Avrupalı turiste "Türkiye'de güvenlik sorunu kalmadı" diye güvenceyi daha yeni vermişken...

Şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içine sızmış, Türk milletinin canına ve kendilerine emanet edilen malına kast ettikleri için en ağır şekilde cezalandırılmaları elzem olan bir grup darbe heveslisinin "amatör gösterisi" ile turizmde en başa geri döndük, her şeyi sil baştan yapmaya başladık.

Henüz Ocak-Şubat aylarında; 2016'nın Türk turizmi için çok karanlık günler geçireceğini, iflasların çığ gibi artacağını, otellerin daha sezon başında kapanacağını, binlerce turizm personelinin işsiz kalacağını, siftah yapmadan dükkan kapatan esnaf sayısının yüz binleri bulacağını yazıp çizdiğimizde ve gündeme getirdiğimizde bizi "felaket tellallığı" yapmakla itham edenlere de buradan selam ediyor, "Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belliydi" diyorum.

Rus hükümeti, mal bulmuş mağribi misali darbe girişimini gerekçe gösterip Rus vatandaşlarına yeniden tatil ambargosu koyma kararı almışken...

Avrupalılar darbe girişimi haberleri üzerine "Türkiye'de güvenlik yok" diyerek hem rezervasyon iptallerine başlayıp hem de hazır tatile gelenler apar topar ülkelerine kaçmaya başlamışken...

Diyorum ki...

Bunca felaketin üzerine başımıza bir de meteor düşsün de, felaket silsilesi tam olsun bari.

Sözün özü...

Türkiye, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet rejimi ile yönetilen ve ilelebet yönetilecek olan...

Ata'nın "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözünde olduğu gibi asla askeri vesayet altına girmeyecek olan...

Yarım yamalak ve keyfe keder değil, tam demokrasiye muhtaç olan...

Yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ile tüm dünyanın gözünün üzerinde olduğu, muhteşem bir ülkedir.

15 Temmuz Cuma gecesi olduğu gibi, el ele verip kenetlenerek kıymetini bilelim, ne iç ne de dış mihraklara teslim etmeyelim.

Allah, Devlet'imize, askerimize, polisimize ve milletimize zeval vermesin, amin.