Nerdeyse her gün kadına şiddet haberleri görüyoruz. Artık o kadar arttı ki bu durum. İnsanlar televizyonda gösterilirken film gibi izliyor. Sayıları mı arttı yoksa medya sayesinde fazla görünür mü oldular, açıkçası bir karar veremedim....
Nerdeyse her gün kadına şiddet haberleri görüyoruz. Artık o kadar arttı ki bu durum.İnsanlar televizyonda gösterilirken film gibi izliyor. Sayıları mı arttı yoksa medya sayesinde fazla görünür mü oldular, açıkçası bir karar veremedim. Akıl alır gibi değil, önceleri sadece eşine zarar verirdi bu kafalar. Şimdilerde evde kim varsa herkesi öldürmeye başladılar. Ailelerde ne yaşanıyor, çok bilmiyoruz. Bir görünen sebepler yani kocanın söyledikleri. Bir de hiç ama hiç söylenmeyen, görünmeyen sebepler. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın çalışmaları var ama daha da geliştirilmeli. Haneler ziyaret edilmeli, ev halkının sorunları dinlenmeli. Sadece eve ekonomik yardım yapmak çok önemli ama yeterli değil. Evet bizim gibi uzun süreli ekonomik krizler yaşayan toplumlar. Başka türlü yollara başvuruyorlar.Oralarda sosyal patlamalar ve yağma kültürü gelişiyor. Bizde ise büyükler en azından emekli maaşları bile olsa "Oğlum üzülmesin, aman kızım darda kalmasın" diye destek oluyorlar. Yani bizde en güzel kurum olan aile şimdilik bu işlevi görüyor. Ama bu kuruma Sosyal Hizmetler yeterince hem maddi, hem de uzman desteği vermezse, korkarım ki aile kurumu çatırdamak üzeredir. Bence şiddet kültürünün yaygın olduğu aileler belirlenmeli ve onların ruh hallerinin gözlenmesi gerekir.Örneğin "Evde tuz yok" diyen kadının dayak yeme süreci hemen başlıyorsa, vay halimize. Tabi kadınlar da eşlerinin ekonomik durumlarını bilerek hareket etmelidirler. İhtiyaçları isterken söylemeden söylemeye fark vardır. Yani “Tuzumuz bitmiş, alabilir miyiz" demek başka bir şeydir."Evde tuz yok, nerden bulursan bul, al da gel" demek ayrı şeydir. "Kocandır, döver de söver de, dön evine" kültüründen derhal vazgeçmeliyiz.Emniyet görevlileri de bu konuda bilgilendirilmeli.Her gün toplumun okumuş okumamış her kesiminden öldürülen yada zorla kendini öldürmesi istenen kadınlar var. Daha geçtiğimiz günlerde ailede kim varsa, çoluk çocuk herkesi uykuda öldürdü, sonra da kendini öldürdü. Yine teğmen bir hanım kendini öldürdü. Her dakika böyle haberler var. Toplum patlamaya hazır bir bomba gibi, kıvılcımın nerede ve ne sebeple çıkacağı hiç belli olmaz. Nereye gideceği de, aman dikkat edelim.Ağır şiddet mağduru kadınlara "Panik butonu" uygulaması Bursa'da başlamış. Tek tuşla polise ulaşmaları sağlanacakmış. Uygulama umarım bu kadınlara fayda sağlar. Her türlü çareyi denemeliyiz. İstemediğiniz kadınları öldürüp hapse gideceğinize ve çocuklarınızın gözünde sonsuza kadar suçlu görüleceğinize, boşanın. Aldığınız yere bırakın, babalarının evine gönderin."Ya benimsin ya toprağın" aklı sizi ya cezaevine ya da mezarlığa gönderir.Herkese mutlu yuva ve huzur diliyorum.