RAHMETLİNİN Genel Başkanlığında siyaset yapma şansını yakalayanlardanım. Oğluyla yani Rahmetli Erdal İnönü ile de siyaset yapmam bir yana, aynı masada karşı karşıya oturup sohbet etme ayrıcalığını da yakalayanlardanım! İsmet İnönü...
RAHMETLİNİN
Genel Başkanlığında siyaset yapma şansını yakalayanlardanım.Oğluyla yani Rahmetli Erdal İnönü ile de siyaset yapmam bir yana, aynı masada karşı karşıya oturup sohbet etme ayrıcalığını da yakalayanlardanım!İsmet İnönü Cumhurbaşkanı iken ilkokuldaydım.Ona olan sempatim, çocuk yaşlarımda, okuldaki tarih kitaplarında geçen 1. ve 2. İnönü savaşlarıyla başlamış, sonrasında da uzun yıllar CHP’de aktif olarak siyaset yapmama neden olmuştur.Demek ki insan, bir inanca ya da bir düşünsel tercihe, ya birilerinin, ya da bir şeyin etkisinde kalarak yöneliyor.İnsanın salt kendi özgür iradesiyle bir tercihte bulunabileceğine şahsen ben inanmıyorum.Dinsel hatta mezhepsel tercihlerimiz, salt hangi ülkede ve hangi inanca sahip bir aileden olduğunuza bağlı.Etnik kimliğimizle dilimiz de, bizim dışımızda oluşan şeyler.Siyasi tercihimizle tuttuğumuz futbol takımının da genelde ailenin etkisinde kalarak oluştuğu da bir gerçek.Benim de, doğar doğmaz, henüz "Ingaa" diyebildiğim günlerde, hangi dine ve mezhebe mensup olduğum nüfus kağıdıma yazılmış.CHP’li olmamda da, İnönü savaşlarının ve de rahmetli İsmet İnönü’nün etkili olduğunu daha önce zaten söylemiştim.Nasıl olduğunu bir türlü hatırlamadığım ise, nasıl Fenerbahçeli olduğum.Bana göre rahmetli İnönü, siyaset arenasında devlet adamlığı ciddiyeti ile görev yapmış en önemli siyaset ve devlet adamlarından birisidir.İnönü’nün kesintisiz (1925-1937) yılları arasında 12 yıllık başbakanlığı döneminin Atatürk’ün gölgesinde geçtiğine inananlardanım.Atatürk kimi zaman, bazı dost meclislerindeki tartışmalar sonrasında İnönü’ye yani Başbakan’a sormadan, bakanları bile değiştirdiği olmuştur.Zaten, zaman zaman Atatürk’le İnönü arasında ortaya çıkan çelişkilerin hatta tartışmaların nedeni de büyük ölçüde bu tür müdahalelerdir.Dolayısıyla İnönü’nün başbakan olarak, Atatürk’e rağmen bir şey yapması mümkün değildi.Cumhurbaşkanlığına gelince, o da, 1938’de Atatürk sonrasında gündeme geldi.Bir yıl sonra 1939’da da 2. Dünya Savaşı başladı.Bu savaşın 1945 yılına kadar devam ettiğini düşünürsek, İnönü’nün yani CHP’nin 1946 seçimlerine hangi koşullarda girdiğini çok daha iyi anlarız.Çoğu CHP’li, Celal Bayar’ı Atatürk karşıtı olarak bilir.Halbuki Atatürk’ün ölümünde Başbakan Celal Bayar’dı.Yani Atatürk son günlerinde, İnönü’nün yerine Başbakanlığa Bayar’ı getirmişti.Atatürk’ün resmini yeniden banknotlara koyduran da Demokrat Parti yani Bayar’la Menderes’ti.Emin değilim ama ben bunu İsmet İnönü’nün yani “Milli Şefin” gücünü kırma adına yaptıkları kanısındayım.Bu ülkede, kesintisiz on iki, toplam on altı yıl Başbakanlık, on iki yıl da (1938-1950) Cumhurbaşkanlığı yapmış, Cumhuriyet öncesi ve sonrasında devam eden birçok savaşta çok önemli görevler üstlenmiş birini övmesek de yermememiz, özellikle de ağır eleştirilerde kesinlikle bulunmamamız gerektiğine inananlardanım.