BUGÜN on beşincisini yazdığım bu makalenin sonuna gelmiş bulunuyorum. Aslında bu konu on beş makaleye sığdırılacak bir konu değildir. Çünkü her bir erdemi anlatmaya kalksak ciltler dolusu kitap yapar. Hz. Ali'nin bu konuda meşhur bir...

BUGÜN

on beşincisini yazdığım bu makalenin sonuna gelmiş bulunuyorum. Aslında bu konu on beş makaleye sığdırılacak bir konu değildir. Çünkü her bir erdemi anlatmaya kalksak ciltler dolusu kitap yapar. Hz. Ali'nin bu konuda meşhur bir deyişi vardır. Der ki; "Eğer Fatiha'nın tefsirini yapacak olsaydım, yazacağım kitapları yetmiş deve taşıyamazdı." Gerçekten de öyledir. Fatiha suresinin sadece bir ayetinin tam olarak açıklanması kitaplara sığmaz. İnsanların kötülüğü etrafına olduğu gibi aynı zamanda kendinedir de. Bir anlığına da olsa ruhunu şeytana satan insan huzurun ve mutluluğun tadını tadamaz. Onun nasıl bir şey olduğunu öğrenemeden kötü kokulu bir leşe dönüşür. Acı olan şudur ki, henüz ölümü tatmamıştır. Ölmeden bu hale gelen biri öldüğünde ne durumda olacaktır, varsın bir düşünsün. İnsanların iyiliği etrafına faydalı olduğu gibi kendine de faydalıdır. Başkalarını mutlu ettikçe kendi de mutlu ve huzurlu olur. Gül bahçesi gibi kokular saçar. Öldüğünde ise gittiği yer bin bir çiçeğin bulunduğu bir yerdir. Yeryüzünde olmayan güzel kokular onun bekliyor olacaktır. Kader vardır ama hür irade ile yapılan davranışlar da vardır. İyilik yada kötülük yapmak kader değildir. Bu hür iradenin kullanılması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Yani iyi veya kötü olmak sadece bizim tercihimizdir. Bedbahtlıktan ve hüsrandan kurtulmanın bir yolu da ibadetlerdir. Halis niyetle huşu içinde ibadet yapan kişi Allah (CC) ile bir olmayı başarmış kişidir ve onun kötü olmasından söz edilemez. Gerçeğin kendisine ulaşan bu kişiler erdemsizlikten de kurtulmuşlardır. Onlar hem bu dünyada hem de ahirette kurtuluşa erenlerdir. Ne yazık ki ihlasla ibadet yapmayı bilmeyenler, ibadeti ne için yaptığını bilmeyenler ve ibadette huşu içinde BİR olmayı beceremeyenler için bu iş o kadar da kolay olmayacaktır. Bu durumda bizleri kurtuluşa götürecek olan şey ERDEM (fazilet) sahibi olabilmektir. En azından bu daha kolay başarılabilir bir durumdur. Kötülükten düşünce ve eylem olarak uzak durmak bu iş için kafidir. Bir defa bu yola girmeyi başarabilen kişi diğerlerini de başaracak güce erişecektir. Yazmış olduğum on beş makale tamamıyla iyi niyet ve saygı ile kaleme alınmıştır. Rehberim Kur'an, hadis ve alimlerin yazdığı kitaplardır. Eğer bilmeden bir kusur işlemişsem siz okurlarımdan ve yüce Rabb'imden af dilerim. O'nun bütün insanlığa esenlik, barış, sevgi, kardeşlik ve iyilik getirmesini niyaz ederim. Her şeyin doğrusunu muhakkak ki sadece ALLAH (CC) bilir. Bu dizi yazıma Kur'an-ı Kerim'in Maun suresinin ayetleri ile son veriyorum. Bu surenin biraz daha dikkatle okunmasını arz ediyorum: "GÖRDÜN MÜ O DİNİ (HERKESİN YAPTIĞININ KARŞILIĞINI GÖRECEĞİ HESAP GÜNÜNÜ) YALANLAYANI? ODUR İŞTE İTER YETİMİ. VE KAYIRMAZ DOYURMAK İÇİN YOKSULU. FAKAT YAZIKLAR OLSUN O NAMAZ KILANLARA. Kİ NAMAZLARINDA YANILMAKTADIRLAR. ONLAR Kİ, GÖSTERİŞ YAPARLAR. VE YARDIMLIĞI SAKINIRLAR."