TÜRKİYE Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkan Yardımcısı ve Alanya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı Mehmet Ali Dim'in, geçen haftaya damgasını vuran birkaç okkalı Twitter mesajını okuduğum anda, içimden, 'Eyvah ki ne eyvah....

TÜRKİYE

Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkan Yardımcısı ve Alanya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı Mehmet Ali Dim’in, geçen haftaya damgasını vuran birkaç okkalı Twitter mesajını okuduğum anda, içimden, “Eyvah ki ne eyvah. Bu mesajlar ‘benim açımdan’ pek hayra alamet değil. Yine bana kâbuslu geceler gözüküyor” dedim.Nitekim aynen dediğim gibi de oldu.***Tahminlerime göre hem bu Twitter mesajlarının, hem de Kurban Bayramı’nda fazla kaçırdığım bol yağlı kavurmaların etkisiyle kâbuslarla dolu birkaç gün geçirdim.Ve bu kâbuslardan en ilginç, en dizi film tadında olanını sizlerle paylaşmaya karar verdim.Ama önce Mehmet Ali Dim o mesajlarında ne demişti, kaçıranlar için yeniden anımsayalım.***

İŞTE O MESAJLAR

“Ankara'nın yolunu sokağını bile bilmeyen, ununu eleyip eleğini asmış, ufku vizyonu olmayan çapsız bir insandan milletvekili adayı mı olur? Milletvekilliğini kişisel bir ödül gibi düşünen, ‘Emekli maaşım yetmiyor’ diye sızlanıp yüksek vekil maaşına göz koyandan da milletvekili olmaz. Ne siyasi partilerin liderleri ne de üyeleri aptal değil. Vekil adayı seçerken kişinin vizyonuna, amacına, hedefine, yaşına, başına da bakarlar. Aç tavuk kendini mısır ambarında görür. Particiliği geçim kapısı haline getiren avantacı ve rüşvetçilere hiçbir parti itibar etmez. Şahsen birey olarak ben de bunu görev addediyorum. Hele bir adaylar ortaya çıksın. Bazı gerçekleri bizzat gidip liderlere kadar anlatacağım. Milletvekilliği hayali kuran bu zatın adaylardan toplanan avanta ve rüşvet paralarını kimlerle ve nasıl paylaştıklarını tek tek anlatacağım. Siyasete virgül değil nokta koydum. Hiç bir yere de aday değilim. Bundan sonra tüm gayretim siyasetteki pislikleri temizlemek için olacak.”***

KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM

İsim var mı, yok!Adres var mı, yok!Kim avanta yediyse, kim rüşvetçiyse, kimin ufku ve vizyonu darsa belli ki Sayın Dim onu hedef almış.Fakat ne gariptir ki bir değil, birden fazla kişi bu sözleri üzerine alınmış, vehimlere kapılmış, kapalı kapılar ardında Mehmet Ali Dim’in kalemini kırmış, idam sehpasına çıkarıp yağlı urganı boynuna geçirivermiş.***Neyse…Gelelim benim ilginç mi ilginç kâbusuma…***Mekân, şehir merkezinde, yöresel ev yemekleri yapan ünlü bir kır lokantası.Rüya bu ya…Başrollerde, çevresine sık sık “Onu da ben yaptım, bunu da ben aldım, şurayı da ben kazandım” diyen, yaşını başını almış, halk otobüsüne ücretsiz biniş kartı almak için gün sayan “Tonton” bir “Amca” var.Kır lokantasının kapısından içeri giren grubun en önünde o yürüyor.Kemal Sunal’ın meşhur “Sahte Kabadayı” filmindeki gibi en önde o gidiyor, bir omzu düşük, herkesin kendisine hürmet etmesini ve saygı duymasını bekleyen bir ruh hali içerisinde ilerliyor, mekânın en dikkat çekici, herkesin ilk bakışta kendisini fark edebileceği, tam ortadaki masalardan birine oturuveriyor.***Yanında ise esprili bir dille sık sık “Garp Cephesi Komutanım” dediği iri yarı, peşinden hiç ayırmadığı bir delikanlı ile “Şark Cephesi Komutanım” diye hitap ettiği sert bakışlı, gözleri çakmak çakmak olan bir başka delikanlı olan Tonton Amca, yemek siparişini verdikten sonra direkt konuya giriyor.***Diyor ki: “Gençler, sizi buraya, geçenlerde atılan o Twitter mesajlarına nasıl bir yanıt vereceğimizi konuşmak için çağırdım. Sizce dava mı açalım, yoksa ayaklarına iki şarjör mermi boşalttırıp korkutalım mı?” diye soruyor.***Bu sırada “Garp Cephesi Kumandanı” söze girip, “Ben bi avukatıma sorayım” diyor ve cep telefonuyla aradığı avukata konuyu anlatıyor, birkaç dakika dinledikten sonra, “O mesajlarda hiç kimsenin ismi verilmediği için dava açsak bile hiçbir sonuç çıkmayacağını, hatta herkesin bize güleceğini söylüyor” diyor.Meraklı gözlerle olan biteni anlamaya çalışan “Şark Cephesi Kumandanı” unvanlı genç parmak kaldırıp söz istiyor, “Sayın Başkanım. O mesajları sizi kastederek attığını nereden biliyorsunuz? Ben okudum, sizin olabileceğiniz aklımın ucundan bile geçmedi. Siz rüşvetçi veya avantacı mısınız ki üzerinize alındınız?” diyor.***Avukat telkiniyle hukuktan umduğunu bulamayan, en yakınındaki müttefiklerinden de destek alamayan “Tonton Amca” son çare olarak, “Neyse, bir iki sahte Twitter hesabından saldırtırım, yeni dönemde ekibime alma vaadinde bulunacağım bir iki delikanlıya da Facebook’tan tehdit ettiririm. Ne yapayım, benim adım Hıdır, elimden gelen budur” deyip yemeğine başlıyor.***Çok acayip, alengirli bir kâbustu, kan ter içinde uyanmışım.***

KÖŞE YAZISININ KISSADAN HİSSESİ

Üç aşağı beş yukarı 20 senedir bu mesleği icra eden bir kardeşiniz olarak sizlere tavsiyem, elinde her hıyarı olana tuzluk yetiştirenlerden olmayın, her lafı da üzerinize alınmayın.Yoksa maazallah, sizinle alakası olmayan tabirler, benzetmeler, imalar bile üzerinize yapışıp kalır, tuz ruhu dökseniz bile mümkün değil çıkaramazsınız.