Bu ülke, her dönem de mutlaka bir ihanetle karşılaşmış, yapılmak istenilen her yeniliğin önü hainlerin ihaneti ile kesilmiştir. 2002 milletvekili seçiminde tek başına iktidar olan ve bu iktidarını 10 yıldır sürdüren AK Parti, idarede,...
Bu ülke, her dönem de mutlaka bir ihanetle karşılaşmış, yapılmak istenilen her yeniliğin önü hainlerin ihaneti ile kesilmiştir. 2002 milletvekili seçiminde tek başına iktidar olan ve bu iktidarını 10 yıldır sürdüren AK Parti, idarede, adalette, ticarette, ziraatta bir çok yeniliği gerçekleştirdi ve hâlâ gerçekleştirmeğe devam ediyor. Demokratik atılım adıyla başlatılan reformu maalesef BDP baltaladı ve bir müddet askıya alınmasına neden oldu. Ülkenin önündeki en büyük tehlikenin PKK terör örgütü olduğu hususunda hiçbir kuşkumuz yok. Bu husus böyle olduğu halde, millet-devlet el ele bu beladan kurtulmak için büyük emek ve caba harcandığı şu sıralarda yine BDP’nin başındaki başkan ve diğerleri 21 Mart Nevruz bayramını bahane ederek militanlarını öne çıkarıp başta İstanbul ve Diyarbakır olmak üzere Hakkari'de, Mardin'de, Şırnak'ta ve daha bir çok il ve ilçelerde kanlı eyleme başlamışlar, maalesef Şırnak ilinin Cizre ilçesinde uzun namlulu silahlarla polisimize ateş edilmiş, 4 polisimiz yaralanmış bunlardan ağır yaralı Cihangir Ata ile Ahmet Toprakoğlu Diyarbakır-Cizre Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tedavi edilirken Ahmet Toprakoğlu 21 Mart günü şehit düşmüştür. Bu hainler, İstanbul'da 39 adet şehir hattı otobüsünü taşlayarak büyük hasara sebebiyet vermişler, 42 adet alt ve üst geçit korkuluklarının camlarını kırmışlar, 6 adet tramvayı ve tramvay hattını harap hale getirmişler ve daha pek çok eşyaya zarar vermişler. Yapılan hasar tespitine göre İETT'ye bir milyon lira, eski hesaba göre 1 trilyon lira zarar vermişlerdir. Bu hainler, kendilerinin en çok korumaları gereken Diyarbakır'da da 2 milyar 600 bin (2 trilyon 600 milyar) hasara sebep olmuşlardır. 21 Martta kutlanması gereken yazın başlangıç tarihi olan nevruz bayramını yasaklamalara rağmen, 18 Mart Çanakkale Zaferinin kutlandığı günde yapmaları gerçekten manidardır ve çok düşünülmesi gereken bir ihanettir. Bu ihanetin baş sorumlusu bir gün evvel televizyonlarda utanmadan, arlanmadan “Yarın hiçbir polis karakolun dışına çıkmasın” diye tehdit savurup militanlarına talimat veren BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’tır, onunla beraber hareket eden diğer parti milletvekilleridir. Bunlar bu gücü nereden ve kimden alıyor irdelenmesi gerekmez mi? Öteden beri bilindiği üzere, BDP Kandil’deki PKK üst yöneticisi Murat Karayılan’a bağlı olup onun talimatları ile hareket ederler ve konuşurlar. Bu kez de o büyük yılan “metropolleri ve Nevruz alanlarını kana bulayın” diye talimat vermiştir. Onun için Van'da Nevruz'un kutlanacağı alanda parça tesiri çok büyük 1.850 kg. A4 plastik patlayıcı bulunmuş ve imha edilmiştir. İzmir ve İstanbul'da çok miktarda molotof kokteyli ve patlayıcı maddeler ele geçirilmiştir. Adamlar her şeyi lehlerine çevirmek için akla hayale gelmeyen yollara başvuruyorlar. Ahmet Türk, o kargaşa içinde kalp spazmı geçiriyor, bunu bile polis darp etti diye iftira edebiliyor. Bu adamlar her tarafı yakıp yıkacak, polisi vurduracak, onların bu azgınlığını önlemeğe çalışacak polis hakkında tahkikat yapılacak. O zaman polisten, jandarmadan nasıl görev isteyeceksin? Ne diyelim, adamlar meydanı boş buldukları gibi bir de milletvekilliği dokunamazlık zırhı ile korunduklarından, her işi mübah sayıp azdıkça azıyor, meydanları kan gölüne çevirmek için aldıkları talimatın gereğini yerine getiriyorlar.İstanbul, Diyarbakır ve diğer illerde trilyonlara varan tahribat yapmışlardır. Bu hasarları yapanlardan tazminat alınacağı yasa gereğidir. Ancak, bu çapulcuların neyini alacaksın? Hasarlar meydanda, bu çapulcuları yönlendirenler ise BDP Başkanı Selahattin Demirtaş ve diğer milletvekilleridir. İşte bu kişilerin, haksız yere bu milletin kasasından aldıkları maaşlarına ipotek koyup tahsil edilmelidir. Artık yaptıkları yanlarına kar kalmamalıdır. Bu memleket onların har vurup, harman savuracakları bir yurt değildir, olamaz da, olmayacaktır.