Günlük yaşantımızda sıkça kullandığımız bazı sözcükler vardır, bunların başında da ‘Evet' ve ‘Hayır' gelir, bilirsiniz. Lakin bilmiyorum sizlerde farkında mısınız; günümüzde ‘Hayır' kelimesinin kullanımı kısıtlanmış...
Günlük yaşantımızda sıkça kullandığımız bazı sözcükler vardır, bunların başında da ‘Evet’ ve ‘Hayır’ gelir, bilirsiniz. Lakin bilmiyorum sizlerde farkında mısınız; günümüzde ‘Hayır’ kelimesinin kullanımı kısıtlanmış sanki. Nedense insanlar, birbirlerine karşı ayıp olmasın diye istemedikleri şeyler için bile rahatlıkla ‘Evet’ der hale gelmişler. Pek çoğumuz bundan muzdaribiz, biliyorum.
İnsanların isteklerine, taleplerine olumsuz yanıt vermenin, yani ‘Hayır’ demenin, nedense o kişiyi üzmek, reddetmek, geri çevirmek olacağını düşünerek, pek çoğumuz ‘Hayır’ demekten çekiniriz.
Çünkü öylesine çok yerleştirmişizdir ki beynimize, benliğimize; ‘Hayır’ dediğimizde ilişkilerimizin zedelenebileceğini, insanların bizden uzaklaşabileceğini dahası hakkımızda kötü değerlendirmelerde bulunabileceklerini düşünürüz. ‘Hayır’ demek nedense hep korkutur, insanoğlunu. Çünkü ‘Hayır’ dersek; ilişkilerimizin bitme noktasına gelebilecek olması bizi düşündürür ve garip bir biçimde endişelendirir. Haliyle bu da ruh halimize yansıyarak bizi sıkıntıya sokar. Aşırı endişe duyarız ve bu endişe de ‘Hayır’ dememizi zorlaştırır. Herkesle iyi olmak, herkesi mutlu etmek için herkes tarafından sevilebilmenin yolunun ‘Evet’ demekten geçtiğine inanırız. Çoğu zaman kendi mutluluğumuzdan feragat ederek karşımızdakini üzmemek adına ‘Evet’ deriz, pek çok şeye, kendi duygularımızı ve de isteklerimizi hiçe sayaraktan… Pek çok kere bencil, egoist olarak algılanabileceğimizi düşünerek ‘Hayır’ demekten kaçarız. Korkutur bizi ‘Hayır’lar… Kimimiz ailemize, kimimiz patronumuza, kimimiz kayınvalidemize, kimimiz arkadaşımıza, kimimiz ise eşimize ya da sevgilimize yeri geldiğinde ‘Hayır’ demekte zorlanıyoruz. Bu fark hepimizin kabul görmek, onaylanmak, sevilmek istediğimiz alanların değişiklik göstermesi ile oluşuyor, esasında. Karşımızdaki kişinin değeri gözümüzde arttıkça ona hayır demekte zorlanıyoruz.Neden peki? Sizce neden ‘Hayır’ diyemiyor olabiliriz? ‘Hayır’ın ne zaman ve ne şekilde denilebileceğini öğren(e)memiş olduğumuzdan olabilir mi?
Gerek iş hayatında gerekse sosyal ve özel yaşantılarda gerektiği zaman “Hayır” diyememek ve zamanla bu hayırların sayısının artması; kişinin kendisine olan saygısının azalmasına, karamsar ruh hallerine, yaşama ve insanlara karşı ciddi öfkeler biriktirmeye, gerginliklerin en üst düzeye tırmanmasına sebep olabilir.
Hâlbuki nasıl ‘Evet’ler varsa ve doğal karşılanıyorsa; ‘Hayır’lar da olmalı hayatta…Kimileri vardır, ‘Hayır’la bütünleşmiş sanki… ‘Hayır’ kelimesini kullanmaktan çekinmeyen arada sırada ‘Evet’leri olsa da ‘Evet’leri ‘Hayır’larını geçmeyen…
Bu durum bazı zamanlar can sıkıcı olsa da aslında kimi zaman son derece takdir edilesi bir davranış olarak kabul görüyor. Kimileri bu işi son derece profesyonel olarak yapıyor. Çevresindeki insanları buna hazırlayan başka bir deyişle temelini bunun üzerine atmış olan ve doğal olarak ayıp olacak diye rahatsız edici bir düşüncesi olmayan insanlar, bunu çok rahatlıkla başarıyorlar. Kendimizi resmen insanların hoşgörülerinin esiri ediyoruz. Oysaki istemediğimiz halde ‘Evet’ diyerek onların istemeye istemeye de olsa 1-0 öne geçmesine müsaade ediyoruz.
Aslında ne kadar komik ve gereksiz öyle değil mi…
Kavramamız gereken esas şey, ‘Evet’ler ‘Hayır’ ları, ‘Hayır’lar ‘Evet’leri doğurur. Bunu başarabilmek için de tek yapmanız gereken şey, bakış açınızı değiştirmek olmalıdır. Unutmayın ki ‘Hayır’ demek karşınızdaki kişiyi reddetmek demek, onu ve fikirlerini yok saymak demek değildir. ‘Hayır’ demek, o koşullar altında o işi yapamayacağınızı, gerekçeleriyle, bildirmek demektir.
Bir başka zamanda veya koşulda, kendinizi uygun hissettiğinizde o işi yapabilir veya karşınızdakine başka bir zaman diliminde yardımcı olabilirsiniz. Tüm bunların telafisi vardır ancak, aman ona ‘Hayır’ demeyeyim , ‘Çok ayıp olur, çok üzülür, kırıcı olurum’ şeklinde düşünerek kendimize, ruh halimize verdiğimiz zararın telafisi inanın çok daha zorlayıcı olabilir. Yeri, zamanı geldiğinde ‘Hayır’ diyebilme cesaretliliğini gösterdiğiniz gün, inanın hayata daha farklı bakıyor olacaksınız. Bukowski’nin de dediği gibi, ‘ Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için değişmemelisin. Ne sen başkası için mecburi istikametsin; ne de başkası senin için. Yorma kendini; bırak, hayatına eşlik etmek isteyenler gelsin seninle…’ İşte aynen böyle, hiç kimseyi takmadan, canınızı sıkmadan kendi istediğinizi en uygun dille söyleyebilme cesaretliliğini göstermeyi başardığınız gün, her şey çok daha güzel olacaktır. Şunu unutmayın, ‘Hayır’ demek karşınızdakini yaralamak demek değildir. “Hayır” diyerek koruduğunuz kendi sınırlarınızdır. Ağzınızdan çıkacak o beş harfli kelime, belki de hayatınızı kolaylaştıracak… Artık istemediğiniz tatillere çıkmak zorunda kalmayacak, hoşlanmadığınız insanlarla hafta sonlarınızı geçirmeyecek, yapmak istemediğiniz işler için ter dökmeyecek, kimseye kefil olmayacak, kaldıramayacağınız borçlar vermeyecek, belki de ruhunuza çok daha ağır gelen bazı davranışlarla karşılaşmayacaksınız. Ne dersiniz, sizce de denemeye değmez mi?