Cavırbağı'nda diğer adıyla Kuşyuvası'nda tekelerin olduğunu çobanlardan duyan Hacı eczaneme ziyarete gelip durumdan benide haberdar edince hemen hazırlığımızı yapıp öğleden sonra yola çıktık. Yolumuz üzerinde bulunan Değirmenönü'nde...
Cavırbağı’nda diğer adıyla Kuşyuvası’nda tekelerin olduğunu çobanlardan duyan Hacı eczaneme ziyarete gelip durumdan benide haberdar edince hemen hazırlığımızı yapıp öğleden sonra yola çıktık. Yolumuz üzerinde bulunan Değirmenönü’nde durup çayın karşı tarafındaki Süleyman’a da seslendik. Sülo zaten hazırdı. Hemen tüfeğini ve teçhizatını kapıp bize katıldı. O günkü yol koşullarında emektar Land Rover ile akşam sonu gibi Hacı’nın evine ulaştık. Hacı’nın evinde her zamanki gecelerimizden birisini geçirdikten sonra sabaha karşı dört gibi kalkıp hafif bir kahvaltının arkasından harekete geçtik. Alanya Orman İşletme Müdürlüğü’nün kestiği keresteleri taşıyabilmek veya yaz aylarında orman yangınlarına müdahale edebilmek için bu çetin ve bir o kadarda eğimli dağlarda yapmış olduğu, bazen belirginleşip, bazen kaybolarak kıvrım kıvrım devam edip giden yola düştük. Yol boyu çok ağaçlıklı olup yer yer koyaklara girip çıktığından karanlıkta ilerleyebilmek için zaman zaman cep fenerlerimize müracaat ediyorduk. Nihayet avlığın ayağına gelince Sülo’ya rastgele diyip oradan ayrıldık. Programımız gereği Sülo avlığa sağdan girip Kuşyuvası Kanyonu’nun yol tarafında, bizde soldan girip yolun karşı tarafında avlanacaktık. Hacı ile sohbet ederek yol alırken tepemizin üstünde zayıf ışıklarıyla ipil ipil eden birkaç yıldızın ışıklarının daha da zayıflaması bize sabahın müjdecisiydi. Doğanın ışımasıyla bir kaya koltuğunu döndüğümüz an aniden insana dinginlik veren sesiyle uçurtmak karşıladı bizi. Uçurtmak avcı tahminiyle 20-25 metre yükseklikteki bir çağlayandı. Çağlayanların Toroslarda uçan su, uçan, uçurtmak gibi değişik adlarla söylendiğini daha öncede yazmıştım. Onun için bu bölgenin adı uçurtmaktı. Çağlayanın suyunun köpük köpük döküldüğü çanak küçük bir böğet oluşturarak bu yolun kenarında yerini alıyordu. Sağlam yerli kayaların üstünden aşarak yoldan aşağıda bir yavrunun anasına kavuştuğu gibi çaya karışıyor, onun daha da bir zengin olmasını sağlıyordu. Uçurtmak etrafındaki bitki örtüsüyle insanın gözüne dünyanın en ilginç panoramasını sunarken suların ana kütledeki taş oyuklarında dolaşarak çıkardıkları seste hiçbir müzik topluluğunun asla icra edemeyeceği bir melodiyi hiç aralıksız doğanın hizmetin e sunuyordu. Sol omzumda tüfeğim, sağ elimi böğrüme koyup bu güzel manzarayı doya doya seyrettim. Sabah gıdanı aldın diyip takıldı bana Hacı ve ilave etti. Dim Alacami’nin şimdiki yolu açılmadan önce yolu bu güzergâhtaydı ve o zaman buralardan insanlar gelip geçerdi. Köyün bu mahallesi o zaman en köy mahallesiydi. Halbuki şimdi bu mahallede çobanlıkla uğraşan bir iki aile kaldı. Yeni yolun açılması buranın terk edilmesine neden oldu.
DEVAM EDECEK