Dayanamadım parkamı sırtıma alıp yanlarına gittim. Arabaları çamura saplanmış uğraşıyorlardı. Peki dedim arabayı arazi vitesine taktınız mı. Üç kişiden arabayı kullanan arkadaş o nedir dedi biz bilmiyoruz. Buraya kadar iyiydi. Burada...
Dayanamadım parkamı sırtıma alıp yanlarına gittim. Arabaları çamura saplanmış uğraşıyorlardı. Peki dedim arabayı arazi vitesine taktınız mı. Üç kişiden arabayı kullanan arkadaş o nedir dedi biz bilmiyoruz. Buraya kadar iyiydi. Burada kaldık. Bunun üzerine direksiyona geçtim. Arabayı saplandığı çamurdan çıkardım. Adamlarıda alıp manara geldik. Üç kişi kulüp Alantur’un aşçısı, aşçı yardımcısı ve orada çalışan personellerden birisiydi. Arkadaşlarından emanet aldıkları arabaya binmişler Çökele’de bir tanıdıklarının manarının anahtarınıda almışlar bu bölgeye farla tavşan avlamaya gelmişlerdi. Fakat uğraşırken manarın anahtarını kaybetmişler. Gelin dedim hep beraber bizim manarda kalırız. Gerek yorgun gelecek Hacı için gerek misafirler için bir çorba yaptım. Hacı hava karadıktan sonra geldi. Baba dedi sorma. Akşam yöşüyle bir tekeye tepe aşağı kurşun attım. Teke bir fellenledi kayboldu. Çok sarp olduğu için gidip bakamadımda. Sabah gidip birde onu arayacağız. Hacı dedim boşver. Sabah ola hayrola.
Yemekten sonra misafirlerimiz tavşan avına çıktılar. Hacı’da dayanamayıp onlara takıldı. Ben biraz yaktığım ateşle meşgul oldum. Kızıl yeleli atı seyrederken uyumuşum.
Fellenlemek : dengesini kaybetmek, sarsılmakGrup manara döndüğünde uyandım ama geçirdiğim yorucu iki günün arkasından yine seklin gitmişim.
Seklin : geçkin kendini bilmeden uyumak. Sabah bir uyandımki Hacı kapıdan çıkmak üzere. Hayrola dedim, nereye. Akşam kurşun attığım tekeyi bakmaya. Peki dedim beni niye uyandırmadım. Arkana yükmü olurum. Baba dedi deme öyle. Uyuyordun kıyamadım. Olurmu öyle şey bekle dedim geliyorum. Hacı’yla kıvrakça yürüyüp Gırbelen’e geldik. Oradan biraz aşağı sarkıp Hacı’nın tüfek attığı yere indik. Tekeni durduğu Hacı’nın tüfek attığı yeri tam kestirip oraya ulaştık. Baktıkki dörtlü bir teke orada yatıyor. Adım bile atmadan devrilmiş ama Hacı tüfeğin dürbününden karanlıkta devrilen tekeyi zıplar gibi görmüş. Hemen orada temizleyip yukarı çıkardık. Sırayla yüklenip manarımıza geldik. Çardakta soyduğumuz tekenin postunu büyük olmadığı için misafirlere hediye ettik. Tekenin kelle paçasını tencereye doldurup ateşe koyduk. Gece vurulan üç tavşanın yanına birazda et çıkarıp misafirleri yolcu edecektik ki Hacı’nın aklına geldi bizi Akdağ’ın dibine bırakın öyle dönün dedi. Misafirlerimizle hep beraber Suziki jipe dolduk. Tam Bucak Çökelesi’ne girdiğimizde manarların arasında tedirgince dolaşan kocaman bir kurt vardı. Biz arabadan inip tüfeklerin emniyetini açana kadar Akdağ tarafına doğru anında kayboldu. Güpegündüz buralara kadar geldiğine göre herhalde dağın içi çok kar dolu dedi Hacı. Oralarda barınamamış buralarda bir şeyler arıyor.
DEVAM EDECEK