HİKAYE bu ya... Bundan yüzyıllar önce, padişahın biri, içinde ustaların yanı sıra acemi kölelerin de olduğu bir gemiye binerek uzak bir ülkeye doğru sefere çıkmış. Ancak devşirme kölelerden biri o güne dek hiç deniz görmemiş. Ağlamaya...
HİKAYE
bu ya...
Bundan yüzyıllar önce, padişahın biri, içinde ustaların yanı sıra acemi kölelerin de olduğu bir gemiye binerek uzak bir ülkeye doğru sefere çıkmış.
Ancak devşirme kölelerden biri o güne dek hiç deniz görmemiş.
Ağlamaya ve inlemeye başlayan, korkudan tir tir titreyen genç köleyi sakinleştirmek için seferber olan gemi mürettebatı bir türlü başarılı olamamış.
Zaten deniz üzerinde uzun ve yorucu bir sefere çıkmış olmanın keyifsizliği içerisinde gemide bir o yana bir bu yana dolaşan ve bu garip olaya tanıklık eden padişahın keyfi iyice kaçmış.
Başta padişah olmak üzere gemideki herkes acemi köleyi sakinleştirememenin verdiği acizlik içindeyken, yıllardır gemide köle olan yaşlı ve tecrübeli bir adam padişahın huzuruna çıkmış, "Müsaade buyurursanız ben onu sustururum" demiş.
Padişah, "Hadi bakalım, görev senin" deyince yaşlı adam acemi köleyi tutmuş, hareket halindeki gemiden denize atıvermiş.
Herkes şaşkınlıktan adeta küçük dilini yutacak hale gelmiş.
Hayatında hiç deniz görmemiş olan acemi genç kölenin boğularak öleceği sanılırken, can havliyle suya batıp çıkmaya başlayan, ölümün nefesini ensesinde hisseden genç köleye can simidi atan yaşlı köle, onu yeniden gemiye çıkarmış.
Birkaç dakika içinde geminin verdiği huzurun farkına varan acemi köle koşarak bir köşeye sinmiş, nefes nefeseymiş ama artık güvende olduğu için gıkını bile çıkarmadan oturmuş, etrafı seyretmeye, olan bitene anlam vermeye çalışmış.
Yaşlı adamın yaptığı bu iş padişahın hem hoşuna gitmiş, hem de hayrete düşürmüş.
Padişah, "Neden böyle yaptın?" diye sorunca, yaşlı köle cevap vermiş: "Acemi köle evvelce suya batmayı tatmamıştı. Gemideki selâmetin kıymetini bilmiyordu. İşte huzur ve saadet de böyledir. Bir felâkete uğramayan kimse, huzurun kıymetini bilemez."
***
Kıssadan hisse...
Önümüz kış, ekonomik olarak çetin geçeceği söyleniyor, ülkede en az 3 ay daha OHAL var, erken seçim söylentileri kulaktan kulağa yayılıyor, ülkenin en önemli turist profili olan Avrupalılar ve Ruslar gelişmelerden tedirgin, dolayısıyla seneye neyin ne olacağı meçhul.
Pensilvanya'daki CIA kuklasının asker kıyafeti giymiş teröristleri millet olarak 15 Temmuz'da bizi denize atmak istedi, denize düşüp boğulmaktan kıl payı kurtulduk.
Diyeceğim o ki...
Millet olarak biz geminin selametini de, denizin vahametini de iyi biliriz.
2017'de ülke genelinde ve Alanya'da huzur istiyorsak, dükkan kiramızı çıkarmak, personel maaşımızı ödemek istiyorsak, otelimize, restoranımıza, butiğimize müşteri gelsin arzusundaysak, evimize ekmek götürme peşindeysek, denize düşürülmek istendiğimiz süreçte neler yaşadığımızı bir köşeye not etmeli, geminin, yani Alanya'nın kıymetini unutmamalıyız.
İktidar partisi de bizim, muhalefet partileri de.
"O AKP'liydi", "Bu CHP'liydi", "Falanca MHP'yi tutuyor" demeyip el ele vermeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası için kenetlenmeliyiz.