Çin, Doğu Türkistan Türklerine her türlü işkence ve baskıyı uygularken malesef uluslararası tepki görmemektedir. Esasen dünyada Türklere yapılan baskı ve zulümler nedense hep görmezden gelinmektedir. Balkan, Irak ve Suriye Türklerine yapılan...

Çin, Doğu Türkistan Türklerine her türlü işkence ve baskıyı uygularken malesef uluslararası tepki görmemektedir. Esasen dünyada Türklere yapılan baskı ve zulümler nedense hep görmezden gelinmektedir. Balkan, Irak ve Suriye Türklerine yapılan baskı, zulüm ve göç politikaları, dahası katliamlar cevapsız kalmıştır. Türklere yapılan bu baskı ve katliamlar katillere adeta “Devam edin” dercesine bilinçli olarak sessiz kalınmıştır.

Bu ayın sonlarında Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın yapacağı Çin ziyareti önemlidir. Temennimiz inşallah bu ziyarette Doğu Türkistan gündeme gelir, baskı ve zulümler kalkar. Hiç sanmıyorum ama inşallah yanılırım. Çin yönetimi hep bildiğini okumuştur. Çünkü Türkiye'den ne zaman üst düzey bir yetkili gitse hemen akabinden hem bize, hem de Uygur Türklerine “Görün işte” drecesine daha fazla baskı ve katliam yapılmıştır. İnanınız hep böyle olmuştur. Çin yönetimi uluslararası hukuku hiçe saymaktadır.

Çin son derece iki yüzlü bir politika uygulamaktadır. Ramazan ayında Türklere getirdiği ibadet yasaklarının olmadığını göstermek için Çin’in başka bir bölgesinde Han Çinlileri denilen Müslüman Çinlilerin camilerde namaz kılmalarını servis ederek “Bakın durum öyle değil” dercesine Dünya kamuoyunu yanıltmaya kalkışmış ama gerçek öyle değildir. Bu sahtekarlığa bizim bazı basınımız dahi kanma zilletine düşmüştür. Zira gerçek öyle değildir.

Çin, Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklerine aklınıza dahi gelmeyecek işkence yöntemlerini uygulamaktadır. Nüfusları 40 milyonun üzerinde olmasına rağmen Çin kaynakları 8 milyon olarak telafuz etmektedirler. Çin devlet terörü estirmektedir. Tayland hükümetinin Çin’e iade ettiği Türkleri dahi Çin’e götürürken dünyaya “Ben bildiğimi okurum, bak ne kadar güçlüyüm, kimseyi dinlemem” dercesine 117 Uygur Türkünün ellerini arkadan kelepçeleyip, her birine numara verip, ayakkabılarını çıkarıp, kafalarına da çuval geçirip, Çinli katillerin de ağız ve burunlarının da Uygur Türkleri bulaşıcı hastalık taşıyormuş gibi maske ile kapattıklarını dünyaya servis ettiler. Bu hareketi bilinçli olarak yaptılar. İnsanlık adına yazıklar olsun diyorum. Acaba şimdi onlara hangi insanlık dışı uygulamalar yapılmakta? Kaç tanesi idam edilecek, acaba kaç tanesi onlarca yıl hapse atılacak ve hangi komplolara maruz kalacaklar?

Bu son olaydan sonra ülkemizdeki "Çekik gözlü" misafirlere ve Tayland Fahri Konsolosluğu'na yapılanları tasvip etmemiz mümkün değil. Bu bize yakışmaz. Tepkilerimizi kırıp dökmeden, daha bilinçli ve daha etkili ortaya koymalıyız. Önceki günkü yazımızda da değindimiz gibi bu ay sonunda Cumhurbaşkanımızın yapacağı Çin ziyareti inşallah baskı ve zulümleri ortadan kaldırır. Uygur Türkleri her şeyden önce insan gibi bir yaşama ortamına kavuşmalıdır. Çin devletinin terörü son bulmalıdır. Çin’in yaptıkları kabul edilemez. Burada olup bitenleri bal gibi bilen batılı çevrelerin sessiz kalmaları ise ayrı bir insanlık ayıbıdır. Lütfen hangi çağda yaşıyoruz? Her fırsatta bize insan hakları dersi vermeye kalkışan bu iki yüzlüler niye sessizler? Bizdeki şikayetçi olduklarına devletimizin verdiğinin onda birine ben Doğu Türkistan'a razıyım. Bu örnek dahi Doğu Türkistan’daki vahşetin boyutlarını anlatmaya yeterlidir.

- BİTTİ -