TÜM ebeveynler çocuklarını güçlü değerlere, şefkatli olabilme kapasitesine ve diğerleri ile sağlıklı, doyurucu ilişkiler kurabilmek için gerekli olan becerilere sahip olan bireyler olarak yetiştirmeyi ümit eder. Empati veya 'diğerlerinin...
TÜM
ebeveynler çocuklarını güçlü değerlere, şefkatli olabilme kapasitesine ve diğerleri ile sağlıklı, doyurucu ilişkiler kurabilmek için gerekli olan becerilere sahip olan bireyler olarak yetiştirmeyi ümit eder. Empati veya “diğerlerinin hissettiklerini hissedebilme” ahlaki ve sosyal gelişimin ana noktasını oluşturur ve kişiyi bir diğer kişi yararına davranmada motive eder. Sosyal davranış, kişiler arası ve gruplar arası kaliteli sosyal etkileşimlerin en önemli parçasını teşkil eder. Empati, başkalarını anlamayı sağlar ve bunun da sosyal davranışı artırdığına inanılmaktadır.
EMPATİNİN GELİŞİMİNDE EBEVEYNLERİN ROLÜ
1. Güvenli bağlanma ve bakımı teşvik etme: Çocukluk boyunca, çocukların davranışlarının büyük bir bölümü bir ebeveyn veya bir yetişkin bakıcı (aile içinden veya dışından bebeğin öz bakım ihtiyaçlarını karşılayan kişi) etrafında şekillenir. Çocuk yorgun, korkmuş, hasta veya aç olduğunda ağlaması ve tüm sosyal davranışları bu kişiye yöneliktir. Çocuğun davranışları, duygusal deneyimleri ve duygularını kontrol edebilme becerileri sıklıkla onun hayatında birincil öneme sahip bu kişinin cevap vermeye hazır olup olmaması sonucunda gelişir. Bu erken dönem bağlanma modeli çocuğun sonraki yıllardaki sosyal gelişim modelini etkilemektedir. Güvenli çocuk-ebeveyn bağlılığına sahip çocuklar, (çocuğun duygusal ihtiyaçlarının hassasiyetle karşılandığı ve ebeveyn figürünün çocuğun ihtiyaçlarına yönelik olarak her an cevap vermeye hazır olduğu) güvensiz çocuk-ebeveyn bağlanma modeline sahip (çocuğun duygusal ihtiyaçlarının karşılanmadığı veya duyarsız ya da tutarsız olarak karşılandığı) çocuklara göre genellikle sosyal olarak daha fazla yeterliliğe sahiptirler. Çocuğun akranları ile ilişkileri ebeveynleri ile ilişkilerinin üzerinde şekillenir. Yaşamlarının ilk yıllarında duygusal açıdan doyurucu yetişkinlere sahip olmayan çocuklar, arkadaşlık kurmak ve diğerleri ile ilişkilerinde iniş çıkışların üstesinden gelmek gibi konularda zorluklar yaşarlar. Sıcaklık, şefkat ve empatik ebeveynler çocuğun dünyayı iyi ve güvenli bir mekan olarak algılamasına yardımcı olurlar. Kendi duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarından dolayı sıkıntı yaşamayan çocuklar diğerlerinin ihtiyaçlarına karşı açık olmada daha az zorluk yaşarlar.
2. Rehberlik ve açıklama yapma: Paylaşma, ilgilenme ve diğerlerine yardım etmeye değer veren ebeveynler sıklıkla aynı değerlere sahip çocuklar yetiştirirler. Tam tersi olarak, savunmacı, ben-merkezci ve diğerlerine karşı güvensiz tutumlar taşıyan ebeveyn çocukları genellikle dünyayı “biz”e karşı “onlar” olarak görme eğilimindedirler. Ebeveynlerin diğerleri ile ilişkilerinde ellerinin uzanmış oluşu veya yumruklarının sıkılı oluşu çocuklar için önemlidir. Ayrıca ebeveynler bazı davranışların neden önemli olduğunun ve takdir edildiğinin açıklamasını yapmak suretiyle de sosyal davranışlara yardımcı olabilirler.
3. Model olma: Bu davranışların önemini sadece konuşmak yerine, diğerlerine karşı yardımsever ve şefkatli davranmada model olan ebeveynlerin çocukları sıklıkla aynı davranışları gösterirler. Bunlar bir komşuya yardım etme, bulunan bir hayvanı barınağa götürme, evsiz bir kişiye nazik davranma gibi çok büyük çaplı eylemler olmayabilir ancak bu küçük nezaket örnekleri çocuklar için çok güçlü örnekler teşkil ederler.
4. Sosyal bir benlik algısını destekleme: Çocuklarına yardım etme deneyimi yaşamalarında ortam yaratan –küçük kardeşlerle ilgilenme, hasta bir komşu için yardıma gitme, büyükbaba ve büyükannelere yardım etme gibi- ve bunu teşvik eden ebeveynler çocuklarının kendilerini yardımsever ve ilgili bir birey olarak görmelerine de yardımcı olur. Çocukların bu yardım ve ilgiyi dıştan bir baskı veya ödül beklentisi olmaksızın kendi fedakarlıkları sonucunda göstermeleri fikrini oluşturmaları çok önemlidir. Amaç çocukların eylemlerinde dıştan ödüllere bağımlı olmadan içsel dürtülerinin geliştirilmesidir.
5. İşbirliğini uygulamaya koyun: Ebeveynler tarafından çocukların yarışmaya değil işbirliğine dayalı oyunlar oynaması ve öğrenmesi için ortam yaratılması onlar için çok yararlıdır. Bu yararların içinde yüksek kalitede öğrenme ve başarı, artan kendine güven, gelişen bakış açısı ve daha büyük yardımseverlik vardır. Yarışmanın çocukların yanı sıra yetişkinler arasında da zarar verici etkileri bulunmaktadır. Evde, okulda veya diğer aktivitelerinde çocuklara işbirliğini deneyimleyebileceği ortamlar yaratılmalıdır.
6. Çocukları ciddiye alma. Çocuklarını ciddiye alan, onlara duyguları, tercihleri ve soruları olan bireyler olarak yaklaşan ebeveynler, ilgili ve empatik davranışı kendileri sergilemiş olurlar. Bunu yaparak, yukarda bahsedildiği gibi –rehber olan ve açıklama yapan, sosyal değerleri tartışan ve model olan, çocuklara ilgili bir birey olabilmeleri için fırsatlar yaratan- bir ilişki kurulmuş olur.