ALANYALI Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel arasında, özellikle 15 Temmuz hain darbe girişimi sürecinden bugüne bir gerginlik, bir ipleri koparma mevzusu olduğu konuşuluyor. ...
ALANYALI
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel arasında, özellikle 15 Temmuz hain darbe girişimi sürecinden bugüne bir gerginlik, bir ipleri koparma mevzusu olduğu konuşuluyor.
Her iki tarafın da; bir araya geldikleri, belki gelmek zorunda oldukları ortamlarda, kamuoyu önünde, vatandaşın huzurunda tokalaşıyor olmalarının, sohbet ediyor gibi gözükmelerinin aslında "öyle iddia edildiği gibi aramızda sorun yok" mesajı vermek için yapıldığı, aslında sorunun büyük olduğu ileri sürülüyor.
Özellikle 16 Nisan'da yapılan Anayasa Referandumu'nda Antalya merkezden yüzde 57 "Hayır" oyu çıkması nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bunun sorumlusunun kim olduğunun araştırılmasını istemesinin ardından esmeye başlayan soğuk rüzgarların şiddetini daha da artırıp kasırgaya dönüştüğü belirtiliyor.
Son olarak Alanya Ticaret ve Sanayi Odası'nın (ALTSO) Park Alanya'da verdiği iftar davetinde; önce ALTSO Başkanı Mehmet Şahin'in, peşi sıra Bakan Çavuşoğlu'nun, Alanya Çevreyolu'nda sürdürülen Ticaret Lisesi ve Telekom Katlı Kavşak Projesi için Karayolları Bölge Müdürlüğü'ne teşekkür etmelerinin altında bu çatışmanın yattığı, "Projesini ben çizdirip Karayolları'na teslim ettim" diyen Başkan Türel'e böylece ince bir mesaj verildiği konuşuluyor.
Başkan Türel'in geçen Pazartesi Alanya halkı ile iftarda buluştuğu programın yapıldığı gün Alanya'ya gelip Çevreyolu'ndaki çalışmaları inceleyen Antalya Valisi Münir Karaloğlu'nun da sosyal medya hesabında gece yarısı sadece Karayolları'na teşekkür edip Başkan Türel'i es geçmesinin, buna mukabil aynı dakikalarda Bakan Çavuşoğlu'nun da Vali Karaloğlu'nun mesajını paylaşmasının, "Vali Bey, muhtemel Çavuşoğlu-Türel çatışmasında tarafını seçti mi?" sorusunu akıllara getirdiği ifade ediliyor.
Herkes bir şeyler söylüyor, bu konuda herkes konuşuyor, her kafadan bir ses çıkıyor.
Sokaktaki vatandaş bile durdurup bizden şu sorunun yanıtını istiyor: "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Çavuşoğlu ile Türel arasında kamuoyunun bilmediği bir mevzu mu var?"
Doğrudur veya iftiradır bilemem ama Çavuşoğlu ile Türel arasında yaşandığı varsayılan kriz ile ilgili gözlemlerim ve analizlerim şunlardır.
Bakan Çavuşoğlu artık sadece Alanya veya Antalya'nın değil, Türkiye'nin gururudur. O'nun yıpratılması, bu tür iddialarla gündeme gelmesi bile sadece O'na değil, Alanya'ya, Antalya'ya ve en başta Türkiye'ye ihanettir.
ABD'nin, İngiltere'nin ve keza İsrail'in, Türkiye ve Ortadoğu üzerindeki kirli emellerini dolaylı yollardan uygulamaya sokmaya çalıştığı bir dönemi yaşadığımız şu günlerde hem neredeyse tüm dünyayı dolaşıp Türkiye'yi kurda kuşa yem ettirmemek için cansiperane bir şekilde çalışan, hem de fırsat bulduğu her dakika Antalya'sına, Alanya'sına koşup, doğup büyüdüğü topraklarına ve insanına istediği her türlü hizmeti getirme gayretinde olan bir devlet büyüğüne yapılan bu tür yakıştırmalar, en başta Antalya ve Alanya'ya yazık etmektir.
Öte yandan...
Katlı kavşakların sadece projesini çizmiştir, imalatı için Karayolları'na teslim etmiştir, geride kalan son 3 yılda Alanya'ya pek çok hizmet getirmiştir, veya pek çok eksiği vardır, falandır filandır ama Büyükşehir Yasası sonrası Alanya'ya 600 milyon TL'lik yatırım getirmesi nedeniyle Menderes Türel de Alanya için bir değerdir.
Alanya'nın 3-5 Bakan'ı yoktur, bir tek Bakan'ı vardır.
Bugün "Sayın Bakan" olmasa inanın Ankara'da yüzümüze "Bakan" çıkmaz.
2002'den önce "Git gel Konya 6 saat" misali eline dosya alan siyasetçi Ankara'ya gider, aşındırmadık kapı bırakmaz, 100 lira istiyorsa en fazla 10 lira ödenek alır dönerdi.
Şimdi "Bakan" ayağımıza geliyor, dosyayı eline tutuşturuyoruz, 3 gün, bilemedin 5 gün sonra dosyanın içindeki kağıtta hangi hizmeti istiyorsan "şak" diye ayağına geliyor.
İneklerin otladığı, bugün Başbakan olan dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın "Pistin önünde kocaman dağ var, buraya uçak muçak inmez" dediği Gazipaşa Havalimanı'nı bugün bu seviyeye getiren, "Bu kapasite bize yetmez. Daha da büyüteceğiz" deyip turizmciye, esnafa, çiftçiye umut veren hangi ilçenin kaç Bakan'ı var?
"Çavuşoğlu ile Türel arasında soğuk rüzgarlar esiyormuş" söylentisi sokaktaki adamın diline düştüyse bu en çok da AKP'ye büyük zarar verir.
Henüz bu denli yıpranmamış, metal yorgunluğu oluşmamış 2004-2009 döneminde Antalya Büyükşehir Belediyesi'ni yönetip 2009-2014'te CHP'ye kaptıran AKP'nin, bu ve benzer söylentiler arttıkça Antalya Büyükşehir Belediyesi'ni CHP'ye yeniden verme ihtimali giderek daha da güçlenmektedir, bu bir.
İkincisi; Kurulduğu günden beri girdiği hiçbir yerel seçimde Alanya Belediyesi'ni kazanamayan AKP'nin, bu ve benzer söylentiler çoğaldıkça, bölük pörçük görüntüsüyle Alanya Belediyesi'ni kazanamama ihtimali 2019'da daha da artmaktadır.
Diyeceğim şu ki...
"Çavuşoğlu ile Türel arasında soğukluk yaşanıyor" görüntüsü veya söylentisi varsa, üstelik bu soğukluğun iftar sofralarında birbirlerine göndermede bulunmaya kadar uzandığı konuşuluyorsa, AKP'ye şimdiden hem Antalya'da hem de Alanya'da "geçmiş olsun" diyorum.
Yok eğer bunlar hakikaten de Çavuşoğlu ile Türel'in arasını açmak, AKP'nin Antalya ve Alanya'da güçsüz duruma düşmesini sağlamak için şer odakları tarafından ortaya atılmış iddialar ise de bu krizi bitirecek iki kişi vardır.
Biri Sayın Çavuşoğlu, diğeri ise Sayın Türel'dir.
Daha sık bir araya gelmedikleri, basın açıklaması ve vatandaşa hitap edilen konuşmalarında birbirlerinden övücü sözlerle bahsetmedikleri her gün, bu iddialar daha da artacak, bu da sütre gerisinden AKP'nin güçsüz duruma düşmesini bekleyen şer odaklarının ekmeğine yağ sürecektir.