...Ve buna sebep olan yokluk; bilhassa hanım çalışıyor ve eşi çalışamıyorsa başvurmadığı kapı kalmıyor ama umut yok, bu eşlerin bazısı ülser bazısının bel, boyun fıtığı veya astımı, kalp rahatsızlıkları var öyle olur olmaz...
...Ve buna sebep olan yokluk; bilhassa hanım çalışıyor ve eşi çalışamıyorsa başvurmadığı kapı kalmıyor ama umut yok, bu eşlerin bazısı ülser bazısının bel, boyun fıtığı veya astımı, kalp rahatsızlıkları var öyle olur olmaz işte çalışmazlar. Buna rağmen onlar her şeyi göze alıp durmadan iş arıyorlar ama bulamıyorlar. Amelelik, boyacılık yapan hatta simit satan ve çöpçülük yapan lise mezunları var. Gece uykusuz ders çalışmaları, karanlık sabah ayazında okula gitmek ne işe yaradı?
Dünya çok kötü durumda ama elden ne gelir. Eş eline bir simit alır bir gazete bir paket sigara kahveye gider çay ısmarlar, simitle yer gazetenin ilan sayfasını açıp ilanlar okumaya başlar. Her günkü gibi umut eder çıkar bahçede bir sigara yakar ve içerken acı düşüncelere dalar ve kalbi üzüntü ile sıkışır. “Allahım ne yapayım hanım kapıyı açar açmaz iş buldum mu diye yüzüme bakacak ve çenesini açarak ‘Herkes iş buluyor Allah'ın beceriksizi sen neden bulamıyorsun?, Çünkü kahvede oturup sigara çay içip tavla oynuyorsun. Çocuklar ne yiyip, ne içecek, okula nasıl gidecek, evin masrafları nasıl karşılanacak aklına gelmiyor. Sana verdiğim parayla sigara içiyorsun, çay-kahve biri gitsin biri gelsin ben çalıştığım için gelişi güzel iş arıyorsun, umursamıyorsun. Git seni gözüm görmesin. Böyle koca olmaz olsun.” Benim böyle sözlere tahammülüm kalmadı. Fabrikada ustabaşı olarak çalışırken paranın 100 lirasını alıp kalanını eline veriyordum o zaman yüzünde güller açıyordu. Ama fabrika kapandı tabanlarım şişti iş aramaktan... Ama yok, yok. Hangi baba çalışmak istemez birçok baba idare edebilmek için ek iş yapıyor başkasının yanında patates, limon, sebze satar, ordan az bir para ve bayatlayan sebzelerden alır eve katkı yapar. Bazısı çay ocağında yardım yapar tabi işi alanlar ya arkadaşları ya akrabalarıdır. Bazı kişi Pazar bitince gece pazarcıların bıraktığı sebze, meyvelerden alırlar bundan utanan var. Birisi görür diye çekinir bunu yapan neden utansın? Çalmadı çırpmadı. Pazarcı gönüllü bırakmış insanlar alsın diye yoksa çöpe atardı. Allah onlardan razı olsun. Onların sayesinde bazı tencereler aş görüp kaynıyor. Ve bazı insanların karnı doyuyor, doymak denirse, bir aile neler istemez? Bazı hanım ve beylerin bu yüzden moralleri iyi değil, bir tek kelimeye tahammülleri yok. Bomba gibi patlayacaklar. Oysa bazı sorunlar konuşarak, düşünüp çare bularak nispeten çözülür. Bağırıp çağırarak değil ve israfı önleyerek hoş görü, sevgi ve saygı her derde devadır. O zaman ne intiharlar, ne de boşanmalar olur, kavgalar da tarihe karışır. Evlenirken ne söyleniyordu “iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, zenginlikte fakirlikte.” Bu dünyada dertsiz sorunsuz insan yok, kiminin az kiminin çok önemli olan sabırla karşılayıp dilimize sahip olacağız.
Güleryüz ve ilgi her derdin ilacı, birçok hastalık üzüntüden doğar, aynı sözlerim hanımlar için de geçerlidir ama hanımlar iş bulma konusunda daha şanslıdır yalnız hayat şartları daha ağır, sorumlulukları fazla, hem ev, hem iş…
Yazıma son verirken, evlerinizin ve sizin huzurlu, sağlıklı, başarılı olmasını diliyorum.
Sevgiyle kalın…