DÜŞÜNÜN ki baba tüm hayatını çocuklarına ve ailesine adamış, çocukları okusun diye her imkanı sağlamaya çalışmış. Onlar mutlu olsun diye bir dediklerini iki etmemiş. Bu baba diş hekimi Adnan Adalı, en büyük oğlu Deniz...
DÜŞÜNÜN
ki baba tüm hayatını çocuklarına ve ailesine adamış, çocukları okusun diye her imkanı sağlamaya çalışmış. Onlar mutlu olsun diye bir dediklerini iki etmemiş. Bu baba diş hekimi Adnan Adalı, en büyük oğlu Deniz Adalı ve artık öğrenimini bitirip hayata atılmasına çok az bir zaman kalmış. O da çalışacak ve hayata atılıp çoluğa çocuğa karışacak. Ne yazık ki bindiği 51 yaşındaki uçak 5-6 dakika sonra düşüyor ve bu uçağın daha evvel de defalarca arıza ve kaza yaptığı iddia ediliyor. 2 şahidin anlattığına göre, alternatör bozuk, teknisyen yok, uçağı pilot tamir etmiş. 6 yaşındaki taksiye trafiğe çıkma yasağı varken 51 yaşındaki uçak nasıl havada uçar? Pilota ve torunum Deniz Adalı’ya çok yazık oldu. Kaza olan yer jandarma bölgesi. Uçak düşmüş ama ne jandarma, ne de polis aileye haber vermemiş. Diş hekimi baba Adnan Adalı sosyal medyadan öğreniyor oğlunun kaza haberini. O babanın ve ailenin durumunu düşünün. Hangi ihmali yazalım.
Bir görgü şahidine göre uçak yere çakılmış, gidip baktığında Deniz’in nabzı atıyormuş. Pilot ise yaşamını yitirmiş. Tekrar Deniz’in yanına dönmüş ama Deniz de artık yaşamıyormuş. O sevgi dolu yeşil gözler artık dünyaya umutla bakmıyormuş. O öğrenimi çok seviyordu, Bilkent Üniversitesi’ni bitirdi, 3 dil biliyordu. Türkçe, Almanca, İngilizce. Ayrıca Rusya’ya gidip Rusça dil öğrenimi yapmak istiyordu. 2 sene pilot öğrenimi yaptı ve büyük uçak derslerine çalışmış, İstanbul’a sınava gidecekti, mütemadi çalışıyordu.
Tek arzusu vatanına en büyük hizmetler vermekti ve tüm ailesini mutlu etmekti. Derdi ki, babaanneciğim başarılı olmak Türk’ün şanıdır. Ne yazık ki bütün aile bu kaza ve yapılan ihmal yüzünden perişan oldu. Arkadaşlarımız, dostlarımız, tanımayan insanların bile gözyaşları bize sel oldu.
Ne yazık ki ben cenazede bulunamadım çünkü çok acı çektim. Üzülmek bana yasaklandı. Kalp, tansiyon, astım ve artroz tedavisi görüyorum. En ufak üzüntü veya sıkıntıda nefesim daralıyor, kalbim sıkışıyor ve perişan oluyorum. Malum yaş 93. Onun için dostlarımla artık ancak telefonla görüşebiliyorum. Sağ olsunlar çok sık ararlar ve hep yalnızlığımı paylaşırlar. İyi günde ve kötü günde telefonları her zaman bana büyük güç vermiştir. Dost ve arkadaşlar olmazsa bu dünya yaşanmazdı, hakiki dost ve ölümsüz arkadaşlıklar çıkara değil sevgiye dayalıdır. Ve ben torunlarıma hep arkadaş babaanne oldum, onlarla oyun oynardım ve arkadaş gibi kaldım, hep eski günlere dönmek için neler vermezdim. O zaman ailem, Deniz ve dostlarım yaşıyorlardı. Kaybettiğim her sevdiğim için içime büyük bir acı çöktü. Yüce Allah’a sabır versin diye dua ederim. Her ne olursa olsun ateş düştüğü yeri yakar. Acıyı çeken bilir bunu. Ne yazık ki artık her gün annelerin, babaların ve ailelerin canından fertler gidiyor. İhmal, dikkatsizlik, kaza, can kaybı, sel, yangın, hırsızlık, boğulma, uçak kazaları. Bir uçak düşüyor, birçok insan ölüyor, daha birçok saymadığımız acı ölümler hiç beklemediğimiz anda oluyor. İnsan nasıl dayanır? Televizyon ve gazeteler bunlarla dolu, korkar olduk televizyon açıp haber dinlemeye.
Ben köşem için trafik kazalarıyla ilgili yazı yazıyordum. Akşam haberleri başlayacaktı, yazmayı bıraktım ve televizyonu açtım. Haberlerin yarısına doğru Manavgat’ta uçak kazası meydana geldiğini ve torunum Deniz Adalı ile pilotun hayatını kaybettiğini öğrendim. Donup kaldım. Herhalde yanlış anladım çünkü ses biraz boğuktu, haber kanallarını aramaya başladım. Haber Türk’te rastladım çocukları aradım, cevap veren olmadı. Sonra kızım Ayşe cevap verdi: “Öyle bir şey yok” dedi. Bir müddet sonra kızım Ayşe tekrar aradı, anne Manavgat yolundayız dedi. Deniz spora çok düşkündü ve çok seviyordu. Sporcu arkadaşları da vardı. O tüm arkadaşlarına ilgi duyup çok severdi. Ailemize çok saygılıydı. Diş hekimliği öğrenimi yapan kardeşi Can Adalı ve bilim adamı olmak istiyorum diyen küçük kardeşi Kuzey’le çok iyi anlaşırdı.
Kalbindeki sevgi her zaman gözlerine yansırdı. Yıllarca araba kullandı, Ankara, İstanbul, Isparta, Alanya. Birkaç ay evvel Alanya’ya beni o getirdi. Çok dikkatli ve normal araba kullanıyordu, huzur içinde geldim. Mukadderat, ecel geldi. İhmaller birçok genci ailelerinden koparıyor. Ailelerin perişanlığı yıllarca sürüyor ve acılar bellekten çıkmıyor. Herkesin bir acısı vardır, Allah hepsine sabır versin. Ve acılar günden güne çığ gibi büyüyor. Bana koşup sarılan ve sevgiyle ‘Babaannem’ diyen sesi kulaklarımda ve yaşadığım müddetçe devam edecek. Ve o ani olarak haberlerde gördüğüm paramparça uçağın enkazını ne de spikerin Deniz Adalı sesini asla unutmayacağım.
Bu yazıyı acıyla noktalarken bu acımızı paylaşan, emeği geçen, arayan ve ailemizi yalnız bırakmayan; Deniz’in cenazesinde bulunan dostlar, Deniz’in ve Can’ın arkadaşlarına teşekkür ediyorum.
Ayrıca iIgi ve alakalarından dolayı Muratpaşa Belediyesi’ne teşekkür ediyorum.
Ben ve ailem adına hepinize başta sağlık mutluluk ve başarı diler, saygılarımı sunar acısız ve kazasız uzun bir yaşam dilerim. Bir de son olarak torunum Deniz Adalı ve pilot Serkan Dilci’ye mezar olan uçağın motorunun arızalı olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım. Buradan bu acı haberi sizlerle paylaşırken, pilot Serkan Dilci’nin acılı ailesine de başsağlığı dilerim.