Geçen hafta TBMM'de 2014 bütçesi görüşülürken BDP Muş 'Milletvekili” Sırrı Sakık, AKP Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat'a 'Acıların kadını sen sus” dedi. Oya Eronat iki yıl önce bölücü terör örgütünün Diyarıbekir'de...

Geçen hafta TBMM’de 2014 bütçesi görüşülürken BDP Muş “Milletvekili” Sırrı Sakık, AKP Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat’a “Acıların kadını sen sus” dedi. Oya Eronat iki yıl önce bölücü terör örgütünün Diyarıbekir’de bombalı saldırısında 17 yaşındaki tek evladını kaybetmişti. Yani Oya Hanım en büyük acı olan evlat acısını yaşayan bir kadındır. Aynı şekilde Sırrı Efendi de geçen yıl Ankara’da intihar eden oğlunun acısını yaşayan bir babadır.
Her ne olursa olsun o bayan milletvekili her şeyden önce bir annedir. Ona evladı üzerinden sataşma veya eleştiri yapmayı ben hiç bir yere koyamıyorum. Nitekim olay sonrası Milletvekili Oya Eronat “ Ne zaman ağzımı açsam BDP’liler evladım üzerinden bana saldırıya geçiyorlar” dedi. Ne kadar ayıp ve utanç verici bir durum değil mi? Evlat acısı yaşayan bir kadına, ölmüş evladı üzerinden saldırı yapılıyor. Yazıklar olsun, hem de sonsuz defa. Acaba dedim Sırrı efendiye partisi bir kınama verir ya da Sırrı’nın yapamadığını partisi yapar da Oya Hanım’dan özür dilerler mi dedim, nerede efendim böyle insani davranışlar ancak insandan beklenir değil mi sevgili okurlarım?
Ancak aklıma şöyle bir soru geldi. Bu soruyu okurlarımla paylaşmak istedim. Kesinlikle olmaz ama bunu hiçbir MHP ya da CHP milletvekili asla ve kata yapmaz ama Sırrı’nın bu sözlerini MHP ve CHP’nin Milletvekillerinden birisi dese, yani dediğini kabul etsek ne olur hiç düşündünüz mü? Acaba Sırrı’ya gösterilen tahammülün milyonda biri gösterilebilir mi? AKP’nin “Küfürbaz Milletvekili” başta olmak üzere günlerce “Mağduriyet” davulu dövülmez mi? Bunu diyen bir BDP’li değil de başka bir milletvekili olsa eminim çok mahir oldukları gündem saptırmada birkaç defa kullanılırdı. Ama görüyorsunuz densizlik ve terbiyesizlik dahi diyemeyeceğim bu olay bir iki sözle geçiştirildi. Evet başta Başbakanımız ve partisinin kurmayları MHP ve CHP’ye adeta siyasi linç derecesinde acımasızca saldırırken her nedense gemi iyice azıya alan, her gün tehditler savuran, kendi başlarına gelin güvey olan terör örgütünün siyasi uzantılarına ses çıkarmıyorlar, çıkaramıyorlar. Sakın ha bu yeni değil, öteden beri böyle olmuştur. Başbakan ve partisine yapılan hakaretler duymazdan ve görmezden gelinmiştir. Bu iki kere ikinin dört ettiği gibi bir gerçektir.
Sanırım iki veya üç yıl önceydi Sırrı Sakık’ın cezaevindeki, müebbet hapse mahkum ağabeyi Şemdin Sakık, Sırrı Sakık’ı kastederek basına verdiği bir mülakatta mealen “Ben ve kardeşim cezaevinde sürünürken, kardeşim 16 milyon dolar değerindeki mirasımızı gasp etti, bize hiç bir şey vermedi” dedi. Özellikle bu olay Sırrı Sakık tarafından yalanlanacak mı diye günlerce bekledim, yalanlanmadı. Demek ki olay dosdoğru imiş. Şimdi soruyorum Ey Sırrı efendi, kürsüye çıkınca eşitlikten, haktan, hukuktan vs. bahsetmek, sürekli suçlama yapmak çok kolay ama siz önce müebbetlik kardeşinizin ve öteki kardeşinizin haklarını verip bir helalleşseniz olmaz mı? Biliyorum size kardeşinizle ilgili gazetecilerin soru sormasına dahi müsaade etmiyorsunuz ama biliyorsunuz dinimizde ve törelerimizde kardeş hakkı diye çok önemli bir konu var. Sakın ha, aile içi konulara girmek istemem ama önce lütfen bu konuyu hallediniz. Sonra eşitlikten, haktan, hukuktan vs. bahsediniz.
Evet, her ne olursa olsun evlat kaybetmiş bir insanın üzerinden, hele hele tek evladını teröre vermiş bir anneye böyle sözlerin sarf edilmesini en hafif tabirle şiddetle kınıyorum. Sizi temin ederim ki aynı durum bir BDP’li “Milletvekili” ne dahi yapılmış olsa bu makaleyi aynen onun için de yazardım. Zira evlat acısı çok büyük bir acıdır. Büyüklerimizin de dediği gibi “Ancak tadan bilir.” Bunu da sanırım insan olanlar anlayabilir.
- DEVAM EDECEK -