Çiçeği burnunda Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nun hükümet programı meclisten geçti. Güvenoyu alan Davutoğlu'nun AK Parti ile birlikte CHP, MHP ve HDP sıralarında oturan muhalefete mensup milletvekillerine teşekkür ederek, ellerini...

Çiçeği burnunda Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun hükümet programı meclisten geçti.Güvenoyu alan Davutoğlu'nun AK Parti ile birlikte CHP, MHP ve HDP sıralarında oturan muhalefete mensup milletvekillerine teşekkür ederek, ellerini sıkması çok hoştu.Davutoğlu güven oylaması sonrasında, Konya’da hem bazı yatırımların toplu açılışını, hem de bazı yatırımların temel atma törenini gerçekleştirdi.Ama her şeyden önemlisi, Başbakan olarak Konya’da ilk büyük mitingini yaptı.Başbakan’ın Alanya’ya yakın olması, Alanya’nın gözbebeği Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ile ilişkilerinin üst düzeyde olması nedeniyle, Davutoğlu’nun başbakan olmasının, Alanya’mızın ve Alanya’da yaşayan bizlerin yararına olduğunu iddia etmek mümkün.Başbakan Davutoğlu’na refakat etmesi beklenen Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun Alanya’ya gelip hemşerileriyle kucaklaşması anlamlıydı.Kendilerine içtenlikle teşekkür ediyoruz.Rahatsızlığım nedeniyle böyle güzel bir etkinlikte bulunamadığım için çok üzgün olduğumu söylemeliyim.Davutoğlu’nun mitingdeki konuşmalarını ülke ve ülke insanının geleceği açısından ele aldığımızda, kimi konularda ciddi kaygılara kapılırken, kimi konularda da ileriye dönük olumlu beklentiler içine girdim!Beni en çok kaygılandıran tarafı, söylemlerindeki üslubu ve kullandığı kavramlardı.Bu tür bir konuşmaya ben, ne rahmetli Erbakan’da, ne de Erdoğan’da rastladım. Sayın Başbakanın, topluma dönük bütün konuşmalarında özellikle de mitinglerde sanki devlet adamı değil de bir din adamı jargonu ve buna dayalı ritüellere ağırlık vererek, ne kadar din uleması evliya enbiya ve de dinimizle ilgili kutsal mekanlar ve şehirler varsa bunlara atıfta bulunması beni ciddi bir biçimde endişeye sevk ediyor.Konya’da ilk büyük mitingi hamaset ağırlıklıydı.Bu yönüyle Davutoğlu’na sıcak bakmam mümkün olmadığı gibi, ileriye dönük ciddi kaygılar duymaya başladığımı da itiraf etmeliyim.Şimdiye kadar, Ortadoğu ile ilgili dış politikada tüm öngörülerinin yanlış çıktığını düşündüğümüzde kaygı duymakta haklıyız.Bilim adamı yönünü öne çıkartarak, devlet adamı ciddiyetiyle konuştuğu özel söyleşilerde, ileriye dönük hedeflerinden söz ettiğinde de geleceğe umutla bakabiliyorsunuz.Bugünden, daha doğrusu işin başında, belli söylemlerin, kavramların hatta siyasilerin genelde yaptığı hamasi çıkışların etkisinde kalarak, Başbakan’ı acımasızca eleştirmenin de, Alanya’nın yararını düşünerek, abartılı bir biçimde överek göklere çıkartmanın da bir anlamı olmadığı kanısındayım.Her şeye rağmen, Davutoğlu’nun Başbakan olarak nasıl bir performans sergileyeceğini biraz bekleyip görmemizde yarar var!