2013 yılı, inşallah barışın olacağı, terörün biteceği, silahların susacağı, şehit tabutlarının gelmeyeceği bir yıl olacaktır. En samimi dileğimiz budur. Bu dileğimizin tüm yurttaşlarımızca da böyle kabul edilmesini dilemek hakkımızdır....

2013 yılı, inşallah barışın olacağı, terörün biteceği, silahların susacağı, şehit tabutlarının gelmeyeceği bir yıl olacaktır. En samimi dileğimiz budur. Bu dileğimizin tüm yurttaşlarımızca da böyle kabul edilmesini dilemek hakkımızdır. Sebebine gelince, 30 yıldan beri süren bu baş belası terörün yurdumuzun ekonomik anlamda ve siyaseten layık olduğu yere gelememesinden birinci derecede sorumludur.
Zira 400 milyar dolar gibi çok büyük bir meblağ harcama yapılmıştır ki bu miktar para ile ülkemizin her yönüyle şaha kalkması kaçınılmazdı. Şehit verdiğimiz binlerce genç yaştaki yavrularımız ülke ekonomisine neler kazandırmazlardı ki. Bu 30 yılda pek çok analar ve eşler gözyaşı döktü, nice çocuklar yetim kaldı. Bütün bu olanları unutabilmek mümkün mü? Elbette ateş düştüğü yeri yakar ama diğer ailelerin içinin de yandığı acı bir gerçektir. Çünkü, Müslümanız… Bu, terörün bitirilmesiyle ilgili hareket başladığından beri, bu süreci baltalayacak bazı olayların olabileceği hususunda bazı kaygılar dile getirilmekte, vatandaşların dikkatli bulunması ve bu gibi hareketlere prim verilmemesi istenmekteydi. ABD’nin elçiliğinde canlı bombanın hareketi kendisi ile beraber bir kişinin ölümüne neden olması kesinlikle barış sürecinin baltalanmasına matuf bir harekat idi. İkinci provokatif hareket Sinop’ta ortaya çıktı. BDP Milletvekilleri Sabahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, bağımsız İstanbul milletvekili Levent Tüzel ve HDK Eşbaşkanı Fatma Gök’den oluşan, çözüm sürecine destek aramak amacıyla Karadeniz turuna çıkan milletvekillerine, Sinop’ta taşlı sopalı saldırıda bulunulmuş, böylece halk ile görüşmeleri önlenmiş, dolayısıyla amaçlarına ulaşamamışlar. Yazık, çok yazık olmuş. Hele benim doğup, büyüdüğüm Sinop’ta böylesine bir hareketin oluşu beni ziyadesiyle müteessir etmiştir. Sinop’un kaderimidir nedir? Her devirde muhalefette kalmıştır. 1946 seçiminde 5 milletvekilinden ikisi DP’den seçilmiş, iktidar CHP’de kalmıştır. 1950, 1954 seçimlerinde de muhalefette kalarak iktidarın nimetlerinden yararlanamamıştır. Bundan sonraki sürelerde de yarı yarıya meclise milletvekili gönderilmiştir. Sinop’ta nükleer enerji üreticisinin yapımına da Sinop halkı muhalefet tarafından kışkırtılarak karşı koymak için mitingler düzenlenmektedir.
Bu gibi karşı koyma hareketlerinin olabileceği hususunda Başbakan muhtelif konuşmalarında dile getirdiğine göre, Sinop ve ardından Samsun’da küçük bir grup tarafından yapılan karşı koyma hareketlerinin bu sürece zarar vermeyeceğini düşünebiliriz. İnşallah diyor, bu terörü bitirme yolundaki çalışmaların devam etmesini temenni ediyoruz. İmralı’ya gidecek heyet mensuplarının Pervin Buldan (BDP grup başkan vekili), Sırrı Süreyya Önder (BDP İstanbul milletvekili) ve Altan Tan’ın (Diyarbakır milletvekili) bu günlerde APO ile görüşmeye gidecekleri anlaşılmıştır. Umarım herhangi bir provokatif olayla karşılaşılmaz ve umutlarımıza gölge düşürülmez.