TÜRK turizminin en cafcaflı olduğu yıllardı. Gazeteciliğe yeni başlamış çiçeği burnunda bir muhabir olarak, sıcak bir yaz gününde, jandarmaya gelen isimsiz bir ihbar telefonu üzerine o güne dek hiç görmediğim ormanlık bir alana gittim,...

TÜRK turizminin en cafcaflı olduğu yıllardı.Gazeteciliğe yeni başlamış çiçeği burnunda bir muhabir olarak, sıcak bir yaz gününde, jandarmaya gelen isimsiz bir ihbar telefonu üzerine o güne dek hiç görmediğim ormanlık bir alana gittim, o zamanki haber müdürümüz ve birkaç gazeteci arkadaşla beraber.Ormanın ücra bir köşesinde, henüz çocuk sayılabilecek yaştaki çoban bir kız tarafından tesadüfen bulunan iyi giyimli bir kadın cesedi, jandarma ekiplerince kontrol ediliyor, savcının olay yerine gelmesi beklendiği için sadece uzaktan fotoğraf çekmemize izin veriliyordu.O gün, bunun sıradan bir ceset bulma olayı olup olmadığı belli değildi, ancak aradan geçen bir haftalık süreçte her şey adeta çorap söküğü gibi geldi.Tüm Türkiye’de, hatta dünyada “Kuşyuvası Olayı” olarak adlandırılan olaylar zincirinin ilk halkası sayılabilecek bu Rus kadının cesedi, küçük bir çoban kız tarafından bulunuyor, ardından o dönemin Alanya Jandarma Komutanı Nihat Öztoklu’nun da başarılı çalışmaları sayesinde failler birer ikişer yakalanıp adalete teslim edilerek olaya son nokta konuluyordu.Bu menfur olay dünya basınında patlayınca Türk turizmi, elbette Alanya turizmi büyük yara aldı.Rezervasyon iptalleri ardı ardına geldi.“Alanya kendini en az on yıl bu imajdan kurtaramaz” diyenler; şehirde ne kadar oteli, restoranı, küçücük dükkanı olan ve geçimini sadece turizmden kazanan binlerce vatandaşın korkulu rüyalar görme dönemine girmesine yol açtı.O günden bu güne hep şunu düşünmüşümdür.“Alanya gibi her şeyin bol ve ne yazık ki sanılanın aksine ucuz olduğu bir memleketi bu turist ahalisi neden tercih eder?”Deniz, kum ve güneşin dışında onları buraya yönlendiren başka bir şey olmalı.Misal, her sene yerel gazete ve TV haberlerinde sıklıkla görmeye alışkın olduğumuz “Belediye Başkanı 30. kez Alanya’ya gelen Hollandalı çifte teşekkür belgesi verdi” benzeri haberlerin öznesini oluşturan yabancı konuklarımızın Alanya’yı bu denli sevmelerinin altında yatan sebep veya sebepler ne olabilir acaba?Kafama takılan bir diğer soru da hep şu olagelmiştir.“Alanya, şehrimizi ziyaret eden veya yaşamak için burayı tercih eden yabancı konuklarımızı her zaman mutlu ediyor mu?”Bunu, örnekleri çok olduğu için söylüyorum, ve soruyorum.Örneğin, servetini ve şöhretini Alanya’ya borçlu olan, bir zamanların Alanya Emlak Kralı olarak nam salan, yabancıya mülk satışını başlatan Alman vatandaşı Rene Herboth gibi…Bir gün “Alanya Ekonomisinin Gerçek Yüzü” adlı bir kitap yazılsa, sadece Herboth’un son birkaç yılda yaşadıklarının bile, bir değil bir kaç cilde ancak sığacağını düşünüyorum.Çünkü…Şaşalı yıllarının ardından batan, cezaevine giren, çıkınca “Yiğit düştüğü yerden kalkar” deyip kalkamayan ve cinnet getiren Herboth, Temmuz ayının ilk günü çırılçıplak sokağa çıktı ve vatandaşlara saldırdı, hatırlayın.Üstüne üstlük, sosyal paylaşım sitesi Facebook’taki kişisel sayfasının profil resmine koyacak kadar çok sevdiği köpeğini asfalta vura vura öldüren Rene Herboth, şimdi akıl hastanesinde tedavi sürecini tamamlıyor, tabi düzelebilirse.İnsan, sadece bu olayı görünce bile, içinden, “Alanya’da simit satanın bile iyi para kazandığı yıllarda harbiden iyi para kazanan Rene’nin sonunun bu olmaması gerekirdi” diyor.“Alanya, tutunabilene cennet, tutunamayana cinnet mi?” sorusu, adeta beynimin içinde yankılanıyor.Öte yandan, Alanya’ya tatil için gelen veya buradan mülk satın alıp yerleşen yabancı konuklarımız aslında gözümüzün önünde öyle olaylar yaşıyorlar ki, bunları artık sıradan ve rutin olaylar olarak görüyoruz ve ne yazık ki önemsemiyoruz.Örneğin…Daha geçen hafta, 2 Temmuz’da, 142 promil alkollü bir halde bir apartmanın 5. katından düşerek ağır yaralanan Polonyalı turist Lucasz Janusz Balas’ın (30) kaldırıldığı Özel Anadolu Hastanesi’nde hayatını kaybetmesi gibi.Daha geçen hafta, 3 Temmuz’da, üzerinde ameliyat elbisesi ile yalın ayak yollarda koşan ve bir taksiye binerek oteline gitmek istediğini söyleyen şizofren Rus turist Ramosova Olga örneğinde olduğu gibi.Daha geçen hafta, 4 Temmuz’da, disko çıkışı taksiye binen Danimarkalı kadın turist Maria Alp’in, taksici tarafından Damlataş’ta kaldığı otel yerine zorla ormana götürülmek istenince kendini hareket halindeki araçtan aşağı atması gibi.Daha geçen hafta, 6 Temmuz’da, Kazakistan uyruklu turist Sultan İlyasov’un (18) kullandığı otomobilin, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak sinyalizasyon direğine çarpması gibi.Daha geçen hafta, 6 Temmuz’da, Alara Çayı'nda rafting yapan 8 Alman turistin içerisinde bulunduğu botun alabora olup 7 turistin şans eseri kurtulması, ancak 50 yaşındaki Alman turist Kerstin Kdamer’in kurtarılamaması gibi.Daha geçen hafta, 7 Temmuz’da, kiraladığı Mypet'in direksiyon hakimiyetini kaybederek yola fırlayan ve bir tur otobüsünün çarpması sonucu ağır yaralanan 14 yaşındaki Kazakistan uyruklu turist Altair Rakihmzhanov’un tedavi gördüğü Alanya Devlet Hastanesi'nden alınarak özel bir hastaneye sevk edilmesi gibi.Bu saydıklarım, bugün 9. gününü yaşadığımız Temmuz ayında yaşananlar.İnanın, geriye doğru gidersek bu örnekler sayfalara sığmaz.Bu arada şunu da hatırlatmakta yarar var.Üstte sıraladığım olaylar, polis ya da jandarma zabıtlarına yansımış vakalar.Bunun bir de polise veya jandarmaya yansımayan, turist ile vatandaş arasında iyi veya kötü şekilde halledilen başka versiyonları da var.Örneğin, daha geçen hafta, Atatürk Caddesi üzerindeki bir takı aksesuar mağazasından ürün çalarken işyeri sahibine yakalanan, dükkanın içinde iyi bir dayak yedikten sonra esnaf tarafından bir daha yapmaması şartıyla serbest bırakılan turistler gibi.Örneğin, daha birkaç gün önce, Meteoroloji Müdürlüğü yanında durdurdukları taksiciyi adres sorma bahanesiyle dışarı çıkarıp taksiyi çalmaya kalkışan, zilzurna sarhoş oldukları için kaldırım kenarındaki pek çok otomobile hasar verdikten sonra yakalanabilen ve öfkeli taksicinin elinden çevreden yetişen vatandaşlar tarafından kurtarılan turistler gibi.Sözün özü, kıssadan hisse: Zaten her şey dahil beş on avroya otellerde istedikleri haltı karıştıran turistleri bu kadar şımartmaya gerek yok.Ulu orta ve güpegündüz cadde ortalarında öpüşen, adeta ayaküstü sevişen, yatay arzularını dikey bir halde, hem de çoluk çocuğun gözü önünde tatmin eden, zilzurna sarhoş olup olmaz rezilliklere imza atan, yakalanınca devreye birilerini sokup yaptığı yanına kar kalmış vaziyette memleketine dönen turistler için de artık bir önlem alınmasının vakti çoktan gelmiştir, hatta geçmektedir.Her şeyi “vur abalıya” misali, küçük esnaf üzerinden halletmek kolay.Zor olansa, “üzmeyelim”, “kırmayalım”, “küstürmeyelim” deyip kendini bilmez turiste ayar çekebilmektir.

***

Belediye Encümenive ‘istifa’ mevzusu

7 TEMMUZ Cumartesi günü Yeni Alanya’da yayınlanan “Bu krizi balık lokantası zirvesi bitirir mi?” başlıklı köşe yazımda, Alanya Belediye Meclisi’nin AK Partili üyeleri ile Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu arasında yaşanan gerilimden söz etmiş, bu işi ya Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’nun, ya da iş uzarsa Ankara’nın çözeceği kehanetinde bulunmuştum.Bir de şu tespiti yapmıştım: “Ankara’dan, “Sipahioğlu ne diyorsa uyun, seçmene çatışıyor görüntüsü vermeyin” mesajı gelirse, esnafın gönlünde unutulmaz bir taht kurmak isteyen AK Partili Encümen Üyesi Ali Sinanoğlu ile Hüseyin Girenes istifa eder.”Bu yorumumun ardından birkaç esnaf arkadaş ve siyasetçi beni telefonla arayıp, Sinanoğlu ile Girenes için neden “İstifa edebilirler” diye yazdığımı, bildiğim ya da duyduğum bir gelişme mi olduğunu sordular.Sanıyorum, söylemek istediğimi tam ifade edememişim, hata bende, özür diliyorum.Demek istediğim şuydu.“Benim bildiğim Ali Sinanoğlu ile benim yıllardır tanıdığım Hüseyin Girenes, bırakın ilçe başkanından veya milletvekilinden gelecek bir mesaja, Ankara’dan gelecek her türlü baskıya rağmen, esnafın yanında durmak için direnir, verdikleri karardan da bir milim geri adım atmazlar. Çok yoğun bir baskı gelirse, son çare olarak istifa mekanizmasını devreye sokarlar, onu da esnafın yanında saf tutmak için yaparlar.”Yazıda kastettiğim budur, bundan öte yorumlar da benim için ebediyen geçersizdir.

***

Albaş Rize’de evlendi

AK Parti İlçe Teşkilatı Gençlik Kolları Yönetim Kurulu Üyesi ve Medya Başkanı Şaban Ali Albaş, memleketi Rize'de Zeynep Kambur ile dünya evine girdi. Rize'de yapılan düğüne AK Parti İlçe Teşkilatı'nı temsilen Gençlik Kolları Başkanı Mimar Mustafa Toklu ve Yönetim Kurulu Üyesi Muammer Özbudak da katıldı. Geçtiğimiz hafta içerisinde yapılan düğüne çok sayıda davetli katılırken, Albaş'ı arkadaşları ve sevenleri yalnız bırakmadı.

***

GÜNÜN TWİT'LERİMehmet Ali Dim @MADALANYA

İncekum'da gazeteciler ve aileleriyle piknikteydik. Piknik alanı çok bakımsız! Kabinlerin kapıları kırık ve WC gibi kokuyor.Mehmet Ali Dim @MADALANYAŞu anda Alanya trafiğinin İstanbul'dan farkı yok. Kavşaklarda hiç polis yok. Işıklar gerekli gereksiz yanıyor.Mehmet Ali Dim @MADALANYAİlçe Trafik Komisyonu diye bir komisyon var mı? Varsa hangi soruna neşter vurdu ki? Tek kişilik komisyon olmaz.Mehmet Ali Dim @MADALANYASiyasi iradeyi dikkate alsa gene iyi! Belediye Meclisi siyasi irade değil mi? Tek kişilik siyasi irade olmaz.Murat Gjikolli @GjikolliMurat@MADALANYA. Mehmet Ali Bey, inanın çok ciddi zararlara uğruyoruz esnaf olarak, çok ciddi!Mehmet Ali Dim @MADALANYA@GjikolliMurat. Ceza son çaredir. Ceza acizliktir. İnsanları ikna edemediğin müddetçe ne kadar ceza verirsen ver, asla yaptırım gücün olmaz.Fırsat City @firsatcityAlanya'da keyifli bir tatil! Alanya Club Paradiso Hotel'de her şey dahil, kişi başı 1 gece konaklama 200 TL.Ebru Hacıoğlu @ebruuuhhOtobüste konuştuğum, ismini dahi bilmediğim, tatile gelmiş İstanbullu arkadaş tekrar çıksa karşıma. Çıkar mı çıkar. Alanya küçük.Kerami Altınay @KeramiAltinayAlanya'da yaşamak, insanları öpmek için hamle yaptığında “Çok terliyim” diye uyarı almaktır:))Metin Şahin @msahhDayı sende bir iki güne Alanya’ya tatile çağırmazsan beni, kandil ve bayram mesajlarını unut!Mustafa Bulut @Bulutt_mustafaMillet tatile Bodrum’a Didim’e Marmaris’e gitsin, bize yine her yol Yozgat. Ama bekle bizi 13 Temmuz. Alanya’ya az kaldı.Uğur Koçer @UgurKocer@sarisekersema. Sırf Dim Çayı için işleri bitirip Ağustos sonu yine gideceğim Alanya'ya, her yerini gördüm ama Dim Çayı başka bir yer.Buse Sinem Tahmazoğlu @busetahmazogluGeçen sene bu zamanlar Alanya tatili hazırlığı yapıyordum, bu sene Ünye'de güneş yok, yaz gelip gitmiş sanki. Hayat bazen gerçekten acımasız!Semih Diken @loplopculerHayatımda ilk kez Alanya'ya geldim. Taksicilere sorduk, Esma Hanım’ın Yöresel Mutfağı’nı tavsiye ettiler.Yasin Yavuz @yasinyavuz1903Hep merak ediyorum. Alanya, Bodrum, Çeşme gibi yerde oturanlar tatile nereye gidiyor? “Kanka, 5 saatliğine şu denize tatile gidiyorum” mu diyorlar?Sena Evkuran @senaevkuranAbim Alanya'ya gidiyor, hala inanamıyorum. Ya bensiz nereye oğlum? Beni de al yanına, beraber gidek.Beste @b_kalfaMillet “Antalya”, “Alanya” diye yer bildirimi yapıyor, biz de “Yarın yağmur yağmasa da Tirebolu plajına gidebilsek” diye dua ediyoruz.BTekari @BaharTekariAnnemin Alanya yorumu; “Maşallah Alanya sanat camiası gibi, kimin eli kimin cebinde belli değil.” Ne güzel bir gözlem:)Hasan Alanya @hasan_alanyaGece rakı içtiğin meyhaneye sabah gelip kahve içmek, cinayet mahalline dönmek gibidir.Just The Mine! @MinErjiiMAlanya’da ben yoktum diye resmi tatil falan mı vardı? Sokaklar bomboşmuş gibi.Hatice Aydın @HaticeAydinnnKıskanma tatlım ya, sen hiç kıskanmazsın:) Alanya da, insanı da aşık olunası. Bırakamadım, bırakmadılar.Berat Çamyar @beratcamyarBu turistler nerede? Alanya bile boş.Emre @scugnizziAlanya'dan ilk gün izlenimi: İstanbul'da son 3 yılda gördüğüm en güzel kız da İskandinav'dı. Yine şaşırtmadılar.Melike Çakal @melikecaklMinik Elif aquaparktan kayarken belimle bikinimi karıştırınca bütün Alanya 'Bikinimi bırak' sesleriyle yankılandı.Eray Şimşek @mnsterayBayanlara özel internet kafe gördüm Alanya'da.Mehmet Toksal ?@meehmetoksal8 Temmuz Denizli Ambians Bar. 19 Temmuz Alanya Plaj Bar. 28 Temmuz Gaziantep Atatürk Kültür Salonu. En yakın konserlerim.Bedriye Kurt @bkurttttAlanya bekle beni, şafak 5.Esma Aydemir @esma__aydemirDün Alanya sokaklarında tek sap olarak gezerken aşkın bir ihtiyaç olduğunu keşfettim, bir o kadar da depresifim nazlı yarim!Burak Doğan @_burakdogan_Az bir şey esmerdik şimdi Negro olduk. Omuzlarım ve sırtım çok acıyor. Alanya yakıyorsun!Berrak Gülce @pariseasigimŞimdi içerde oylama yapıyorlar. Alanya mı Adrasan mı diye, fikrim alınmadan Alanya seçilmiş diyorum size, kaçıp gitsem fark edilmeyecek.