BU hafta biraz yerel meseleler üzerinden konumuza geri dönelim. Malum turizm sezonu başlamakla birlikte yeniden eğlence üzerine konuşur olduk. 'Turistler ne arar ne yer ne içer, nerede nasıl eğlenir, ne yaparsak daha iyi olur?” gibi sorular...

BU

hafta biraz yerel meseleler üzerinden konumuza geri dönelim.

Malum turizm sezonu başlamakla birlikte yeniden eğlence üzerine konuşur olduk.

“Turistler ne arar ne yer ne içer, nerede nasıl eğlenir, ne yaparsak daha iyi olur?” gibi sorular bizim başlıca cevap vermemiz gereken soruların başında yer alıyor.

Bununla birlikte kendimizi de unutmamalıyız. Biz Alanyamızda nasıl eğleneceğiz?

*

Sıkı eleştirilerle bu konuya başlayalım.

Öncelikle, ciddi bir kültür yozlaşması içinde olduğumuzu fark etmemiz lazım.

İnsana değer veren ve daha çok iletişim kurmaya çalışan anadolu insanının yerine şimdi dedikoduyu arttıran, birbirlerini daha az gören ve sadece yeme-içmeye odaklı bir iletişim-eğlence anlayışı kaldı.

Bunu etkileyen ikinci önemli faktör ise ekonomik buhran.

Cepte harcayabilecek çok para kalmadığından “En azından karnım da doysun” mantığıyla eşini dostunu kafe-restoranlara götüren bir topluluk olduk.

Parayı yiyecek içecekte gören işletmeciler, artık dükkanlarını bu sektöre yönlendiriyor ve riske girmiyor.

Doğal olarak bir dönem popüler olan bowling salonları, gençler için buluşma noktaları olan playstation salonlarının devri gitgide geçiyor.

İşin özü, Alanya gibi dünya markası şehrimizde özgün eğlence anlayışı ve mekanı yok.

Yeme içme ve gece hayatı eğlencesine dayalı sayılı mekanlar içinde tercih yapma mecburiyetine düşmüş bir halk olduk.

Bu da insan yapısına aykırı, sürekli oturarak ve beslenerek yapılan aktiviteler sonucunda, hem fiziki hem ruh sağlığımız zarar görüyor, üretkenliğimiz giderek azalıyor. Araştırmalarda obezitenin Türkiye’de giderek yükseldiğini de görebiliyoruz.

Tablo karamsar, evet.

1990’ların eğlence anlayışından öteye geçemediğimiz gibi, her giden gün daha da geri sayıyoruz.

Turist gözünden de bir farklılık yok.

Eğer turistler otelden dışarı adım atmıyorsa, biraz da şehirde gerçekten iyi bir eğlence alternatifi sunuyor muyuz diye kendimize de sormamız lazım.

Şimdi kısaca son yıllarda eğlence olarak ne yaptıklarımızdan bahsedelim.

*

Plajları ve gece hayatı olarak Alanya ne yazık ki vasat bir görüntü sergiliyor.

Sahillerimiz temizlik ve aktivite çeşitliliği bakımından kötü bir düzeyde olmasa da, Alanya’ya yakışır seviyede de değil.

Geleneksel hale getirdiğimiz bazı festivallerimiz var. Bunlar biraz nefes aldırsa da, şehrin her zaman küçük aktivitelere de ihtiyacı var.

Üstelik, siyaset, turizm ve eğlence sektörünün içine fazlaca gömülmüş durumda ve çoğu zaman duygusal kararlar alınarak geleceğimize zarar veriyoruz.

Teleferiğin gerçekten Alanya’ya önemli bir katkı yaptığını düşünüyorum, iç ve dış turizm bakımından gelenlerin mutlaka görmek isteyecekleri, akrabalarımız geldiğinde şehri havadan gösterebileceğimiz iyi bir alternatif oldu.

İskelede halen küçük bir çarpışan araba bölümü, bungee jumping alanı ve artık o kadar da çok görmediğim para atılıp yumrukla ne kadar sert vurursan o kadar puan topladığın boks makineleri var.

Alanyum’a gidiyorsunuz, birinci katta halen daha “Gangnam Style” çalan bir çocuk treni karşılıyor sizi. Tamam, doğrudur, dünya tarihinin ilk kez 1 milyar kez videosu izlenen şarkısıdır, ancak her şeyin bir zamanı var.

İşte bu düzeyde bir eğlence anlayışı ile ne çağı yakalamak ne de marka olmak mümkün değil.

*

Ne yapabiliriz?

1. Özellikle gece eğlence mekanlarını akustik ve ses altyapısı bakımından daha iyi hale getirecek geniş kapsamlı bir çalışma yapılması ve uzun vadeli planların hazırlanması şart.

2. Şehrin ışıklandırmasına yoğunlaşılarak, özellikle turistlerin yoğun olarak bulunduğu bazı yerlerin geceleri de aynı gündüzmüş gibi aydınlatılması iyi olur.

3. Sportif aktivitelere ağırlık verilmeli, bir dönem yapılan sokak basketbolu gibi turnuvalar gitgide arttırılarak hem şehir insanının hem turistlerin ilgisi çekilmeli.

4. Yeni nesil eğlence anlayışı teşvik edilmeli. Örneğin bu sıralarda “evden kaçma oyunları” çok cazibeli. Bir eve giriyorsunuz, size yarım saat kadar süre veriyorlar ve bulduğunuz ipuçları ile kilitli kapıyı açmaya çalışıyorsunuz. Bu ve benzeri birçok mekan, şehrin havasını bir anda değiştirebilir.

*

Bunlar bir çırpıda yapabileceklerimiz.

Özet olarak, bir turist Alanya’dan ayrılırken ona hatırlatabileceğimiz, gittiğinde “Alanya’da şunu mutlaka yap, çok eğlenceli.” dedirtebileceğimiz bir düzeye gelmedikte otellerin de, esnafın da işi zorlaşacak.

Bu konuda özellikle genç beyinlerle el ele verilmesi ve bu tür özgün eğlence mekanlarına maddi olarak da teşvik verilmesi gerekiyor.

Hepinize saygılar sunuyorum.