DÜN Antalya'da çok şükela bir etkinlik yapılmış. AKP İl Başkanı Rıza Sümer, 2001'den beri AKP'nin yönetimlerinde görev almış tüm iri kıyım abileri ve ablaları

DÜN

Antalya'da çok şükela bir etkinlik yapılmış.

AKP İl Başkanı Rıza Sümer, 2001'den beri AKP'nin yönetimlerinde görev almış tüm iri kıyım abileri ve ablaları "ahde vefa" adı altında toplamış bir otelin restoranına, sonra da, "AKP’nin elde ettiği başarının altında bu birlik ve beraberlik vardır" diye buyurmuş.

Madem laf "ahde vefa"dan açıldı, gelin size, özellikle genç kuşak arkadaşlara, "ahde vefa" ile "Bülent Arınç-Alanya" ilişkisinden söz edeyim.

Bugünlerde Sayın Cumhurbaşkanı ile basın üzerinden polemik yaşayan, Dolmabahçe Mutabakatı'nın Sayın Cumhurbaşkanı'nın izni doğrultusunda hazırlandığını söylediği için kendi kurduğu AKP'nin üst düzey isimlerinin bile adeta hışmına uğrayan, hatta düne kadar emri altındaki gazetelerin, Fethullah Gülen'i savunmayı düşündüğü için "Cübbeli Bülo" diye manşet atıp kamuoyu nazarında küçük düşürmeye çalıştığı Bülent Arınç, baba tarafından Manisalı, anne tarafından ise Alanyalıdır.

Şöyle ki...

İkinci Dünya Savaşı'nın ayak seslerinin duyulduğu 1940'lı yılların başında Alanya'da Jandarma Astsubay olarak görev yapan babası İbrahim Arınç'ın, Yönet'lerin kızı, 17 yaşındaki annesi Sevdiye Arınç ile evlenmesi, ardından Hakkari, Beytülşebap ve Şemdinli gibi bölgelerde 10 yıldan fazla kalıp Alanya'ya hiç gelmemesi, eşkıyalarla mücadele etmesi, Arınç'ın Alanya'ya her geldiğinde anlattığı anılar listesinin ilk sıralarında yer alır.

Aşağı yukarı 30 yıldır aktif siyasetin içinde yer alan, aşağı yukarı 70 yıldır da "Anne Tarafından Alanyalı" olan Bülent Arınç'ın farkına, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı (TBMM) olduğu 19 Kasım 2002'de varır, Alanyalılar.

Oysa ilk kez 8 Ocak 1996'da Meclis'e giren Arınç, o zaman da "Anne tarafından Alanyalıdır", ondan sonraki dönemlerde de.

Fakat "Tek Başına İktidar" olgusunun nimetlerinden istifade etmek isteyenler, bir anda Arınç'ın anne tarafından Alanyalı olduğunu keşfeder ve akın akın Ankara'ya gidip, "Ben filancanın oğluyum/kızıyım, ben falanca ailenin damadıyım/geliniyim" deyip, teşkilatta, belediye veya il genel meclisinde koltuk kapmaya uğraşır.

19 Kasım 2002'den itibaren Alanya'da bir Bülent Arınç rüzgarı eser ki, sormayın gitsin.

Arınç'ın Alanya'ya geldiğinde nerede laba dolması yiyeceği, nerede konaklayacağı, kimlerin elini öpeceği veya kimlere el öptüreceği bile günler öncesinden planlanır.

Hatta bu işler o kadar abartılır ki, Arınç'ı Alanya'da sünnet eden sünnetçi bile özel olarak evinden getirilip bir lokanta bahçesinde hasret giderilmesi sağlanır.

Yılların kurt siyasetçisi, avukat, siyaseten feleğin çemberinden defalarca geçmiş olan Bülent Arınç bile şaşırmıştır muhtemelen bu ilgiye, "Bu ne sevgi ah" şarkısı diline pelesenk olmuştur, eminim.

"AKP Genel Başkan Yardımcısı", "TBMM Başkanı", "Başbakan Yardımcısı" gibi unvanları nedeniyle Alanya'nın hep gözbebeği olan, en ufak sıkıntıda aranılan, yanına gidilip dert yanılan Bülent Arınç ile aynı gün AKP'den milletvekili olan bir Alanyalı daha vardır oysa.

2002'de henüz 34 yaşında olan, yıllar önce Alanya'dan ayrılıp Ankara'da ve yurtdışında ticaret yapan ama parti içinde o günlerde sesi soluğu pek çıkmayan Mevlüt Çavuşoğlu'nun henüz hiç kimse farkında değildir.

(ARA NOT: Alanya'da, o eski günlerde Çavuşoğlu'nun yanında saf tutanlarla, Arınç'ı arkalarına alıp siyaset yapmak isteyenler arasındaki soğuk savaş ve iktidar mücadelesi bugün halen tüm hızıyla ama sessiz ve derinden devam etmektedir.)

Anne tarafından Alanyalı oluşu, AKP'nin tek başına iktidar olmasıyla anımsanan Bülent Arınç'ın, Alanya ile tek bağlantısı olan annesi merhume Sevdiye Arınç olduğu için, 2014 Yerel Seçimleri'ne "aday" olarak hazırlanan dönemin Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu, takvimler 18 Kasım 2011'i gösterdiğinde, tüm masrafları halktan toplanan vergilerle yapılan 'Sevdiye Arınç Parkı' ile 'Sevdiye Arınç Sokak'ı, Arınç Ailesi'nin tam kadro katıldığı bir törenle açar.

Hacet Mahallesi'ndeki bu park ve sokak, Alanya tarihinde bir politikacının annesi adına açılmış ilk ve halen tek park ve sokaktır ve bu müthiş (!) eseri kente kazandırmak, dönemin AKP'li Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu'na nasip olmuştur.

Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eşi Münevver Arınç, ağabeyi Prof. Dr. Ümit Doğay Arınç ve akrabalarının katıldığı açılışta gözyaşı adeta sel olup akar.

2002'den başlayarak, yıllar içinde AKP'deki yıldızı giderek parlayan Bülent Arınç'ın Alanya'ya en büyük hediyelerinden biri, hiç şüphesiz, Alanya Hamdullah Emin Paşa (AHEP) Üniversitesi'ne izin alınması sürecinde verdiği mücadeledir.

İşte bu nedenle, AHEP Üniversitesi'nin 18 Kasım 2011 tarihinde düzenlenen temel atma törenine de bizzat katılarak Alanyalının kendisine olan özel ilgisine kayıtsız kalmadığını gösterir.

Ve en son yapılan, AKP'nin yine tek başına iktidar olduğu 1 Kasım Genel Seçimleri'nden sonra Bülent Arınç "kendi isteğiyle" aktif siyasete noktayı koyar.

Tam 9 yıl boyunca "Anne tarafından Alanyalı" diye, lütfen tabirimi mazur görsünler, etinden sütünden azami derecede istifade edilen Sayın Bülent Arınç'ı kısa sürede unutuverdik.

Elbette bunda, özbeöz hakiki Alanyalı bir diğer AKP'li milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu'nun artık siyaseten daha güçlü olması da büyük etkendir ama AKP İl Başkanı "ahde vefa" adı altında bir araya getirdiği eski partililerle yapılan toplantıda, "Bu başarının sebebi ahde vefadır" demiş ya.

Son birkaç gündür bakıyorum da, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile polemik yaşayan, AKP'den resmen dışlanan, partiye verdiği emekleri hiçe sayılmaya çalışılan, yandaş medya tarafından "Cübbeli Bülo" diye manşet atılan, yola beraber çıktıkları Sayın Cumhurbaşkanı tarafından "O zat" diye hitap edilen Bülent Arınç'ın peşinden 9 sene boyunca ayrılmayan Alanyalıların hiçbirinde "tık" yok.

Arınç'ı destekleyecek, yalnız olmadığını hissettirecek, "Anne tarafından hemşeriyiz, yedirmeyiz kurda kuşa" diyebilecek bir tek kişi bile çıkmadı.

Sadece, "patronum diye söylemiyorum", Alanya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Vekili Mehmet Ali Dim, sosyal medya Twitter'dan Bülent Arınç'a destek verip Alanya'dan selam gönderdi.

Dedi ki...

"Bülent Arınç için şimdi de çıkıp, 'Davamıza ihanet etti' derlerse hiç şaşırmam! Doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar. Doğruyu geç, söyleyeni de hain ilan ederler!"

Diyeceğim o ki...

Artık "Vefa"nın manası İstanbul'da bir semt adı ise, "ahde vefa"nın Alanya'daki manası da "adamına göre pozisyon alma" olmuş maalesef.

Naçizane tavsiyem şudur...

"Sevdiye Arınç Sokak" ismi saygımız icabı olduğu gibi kalsın, fakat yer aldığı semte de "Ahde Vefa" adı verilsin, olsun bitsin.

Bir gün, "Vefa, meğer İstanbul'da bir semt adıymış" denildiğinde, birileri de çıkıp, "Ahde vefa da Alanya'da bir semt adı" desin, yeter.