DÜNKÜ yazıda özetle şöyle demiştim...
DÜNKÜ
yazıda özetle şöyle demiştim...
"İranlı turistlerin sadece otelleri doldurmayacakları, alışverişi, yani para harcamayı sevdikleri için esnafı da memnun edeceklerinden söz ediliyor. Buna memnun oldum. İyi hoş da, bünyesi ecnebi turiste alışkın olan yurdum esnafı bu konuda ne denli idmanlı? Alışverişin yanı sıra müşteri memnuniyeti açısından tüm kodları elin sarışın İskandinav, Alman, Hollandalı, beyaz tenli Rus turistine göre ayarlı esnaf kardeşlerime İranlı turiste nasıl davranacakları konusunda bir brifing verilmeyecek mi? Acem turist Alanya'ya geldiğinde İranlıların 'Acem'isi esnafla mı karşılaşacak?"
Kaldığımız yerden devam...
İşte, bir kültür hizmeti (!) olarak, çekilişsiz kuponsuz, İranlı turistlere genel bakış, Acem kadını ve Acem erkeğinin genel profili ve İran'ın 2016'da Alanya'ya getireceği eksiler ve artılar.
Misal, Gogıl Amca'ya "İranlı turist patlaması" diye yazın, karşınıza direkt, "Olay İsrail'de geçiyorsa sıradan bir intihar komandosu eylemidir" ifadesi çıkıyor.
Güleyim mi, şu acı günlerde ağlayayım mı, bilemedim.
Bir kere, İran'ın tam adı, İran İslam Cumhuriyeti'dir.
Bizde yıllardır nedensizce insanları iki kutba ayıran olgular, yani "İslam" ile "Cumhuriyet" İran'ın alameti farikasıdır.
Ülkenin dünya çapında özel bir konumu vardır, çünkü geniş petrol ve doğalgaz kaynakları mevcuttur, bu nedenle parasal bir sıkıntıları yoktur.
Sizin anlayacağınız, elin İskandinav, Alman, Hollandalı veya Rus turisti gibi elleri sıkı değildir, özellikle kılık kıyafete ve tatile bütçe ayırırken paraya acımadıkları rivayet edilir.
1935'e kadar Pers İmparatorluğu, zaman zaman Acemistan ismini kullansalar da, 1979'daki İran İslam Devrimi'nden sonra "İran İslam Cumhuriyeti" adını almıştır.
Türkiye'nin sınır komşusu olup da yüzölçümü Türkiye'den büyük tek ülkedir. Gelecek turist konusunda sıkıntı yoktur, çünkü zengin nüfusu, Türkiye'deki tatil yörelerini yeterince ihya edecek kapasitededir.
Kültürü adeta bir mozaiktir.
İran'ın kültürü, İslam dini ve geleneksel Fars, Türk, Arap ve Kürt kültürü etrafında şekillenmiştir.
Kısacası, İranlı turistlerin dünyaya bakış açılarıyla Avrupalı turistlerin bakış açıları arasında gram benzerlik yoktur, ona göre!
Yemek kültürleri genelde "et döner" etrafında döner.
Ülkenin her yanında, en gariban semtinden en lüks otellerin restoranına kadar 7/24 et döner mutlaka bulunur.
Alanya'da son bir yıl içinde neden bu kadar dönerci, hazır yiyecek satan dükkan açıldığı şimdi daha iyi anlaşılıyordur umarım.
Giyim kuşam konusunda her ne kadar Avrupalı turistler gibi rahat ve özgür olmasalar da, İran'da kadın ve erkekler için kılık kıyafet noktasında bir zorlayıcılık yoktur.
Giyim kuşam tercihleri, İran'ın çeşitli bölgelerine, yani iklim şartlarına göre değişkenlik gösterebilir.
Kadınlar için tek şart, saçları gözüksün ya da gözükmesin, başlarına tülbent, eşarp veya şal takmalarıdır.
İranlı kadınların Türkiye'ye gelirken uçağa biner binmez saçlarını açmalarının, makyaj yapmalarının ve daha rahat kıyafetler giymelerinin, ülkedeki gizli rejim baskısı ve şeriat korkusu olduğu iddia edilmektedir.
Lütfen buraya dikkat!
Ülke nüfusunun yüzde 61'ini Farslar, yüzde 16'sını Azeri Türkleri, yani kadim kardeşlerimiz, yüzde 10'unu Kürtler, yani terör örgütlerinin algı operasyonu yüzünden birbirimize düşman edilmeye çalışılan kardeşlerimiz, yüzde 6'sını Lur'lar, yüzde 2'sini Belüci'ler, yüzde 2'sini Araplar, yüzde 2'sini Kaşkay Türkleri, diğer kesimi de Türkmen gruplar oluşturur.
"Buraya dikkat" dememin sebebi şudur.
İran nüfusunun neredeyse yüzde 30'unu Türk kökenli İranlılar oluşturmaktadır.
Yıllarca Avrupalıdan ve Rus'tan medet umup, petrol ve doğal gaz zengini olan İran'ı bize geç fark ettirenlere selam çakıp bugünlük noktayı koyuyorum.
Unutmadan...
Yarın, İranlı kadınlar ve İranlı erkeklerin ruh halini, onlara nasıl davranılması gerektiğini anlatacağım, beklerim efendim.
-DEVAMI YARIN-