MALUM, epeydir sessiz sedasız, pek etliye sütlüye dokunmadan gidiyordum. Geçen hafta 'Beni bana bırakın” başlıklı köşe yazımda dediğim gibi, bir süre inzivaya çekilmek istediğimi arz etmiştim fakat hasretinize dayanamadım, geri dönmeye...

MALUM, epeydir sessiz sedasız, pek etliye sütlüye dokunmadan gidiyordum. Geçen hafta “Beni bana bırakın” başlıklı köşe yazımda dediğim gibi, bir süre inzivaya çekilmek istediğimi arz etmiştim fakat hasretinize dayanamadım, geri dönmeye karar verdim.
Çünkü…
Baktım ki; AKP’nin de, CHP’nin de, MHP’nin de adayları doğru ve dürüst seçim çalışması yapsa da, ne yazık ki bazı holigan taraftarları rahat durmuyor, ortamı gerici laflar havada uçuşuyor.
Kendi kendime, “Oğlum, bu mecrada senin saha dışında kalman doğru olmaz” deyip formamı yeniden giyerek forvetteki yerimi almaya karar verdim.
Maça ısınmak için de işe dün sabah birkaç Twitter mesajı atarak başladım.
***
Dedim ki: “Alanya Belediye Başkan Adaylarına ve Meclis Üyesi Adaylarına, rastgele birbirlerinin telefon numarasını soracağım.”
Ardından şöyle devam ettim: “MHP'nin Alanya Belediye Başkan Adayına ve Meclis Üyesi Adaylarına ‘9 Işık Doktrini nedir?’ diye soracağım.”
Twitter mesajlarım eşzamanlı olarak Facebook’ta da yayınlandığı için bu ve az sonra okuyacağınız mesajlarıma adeta yorum yağdı.
“9 Işık Doktrini” içerikli mesajıma Mustafa Görgülü, “Önceden söylemesen, yani kopya vermesen çoğu bilemezdi” derken, Rasim Erdoğan, “Yıllarca koyu MHP’li çıkardık da ne oldu, hep kaybettik” yorumunu yaptı. Korhan Baysan, “Gönlümden geçen soruyu sormuşsun, bravo. Eğer hatasız sayabilecek üç kişi çıksın, her birine takım elbise alacağım” diye yorum yazdı.
***
“AKP'nin Oba Belediye Başkanı Emin Hatipoğlu'nu 1. Sıra Meclis Üyesi Adayı yapmasının sebebi sizce nedir? Doğru tahmin edene kalem hediye!” dedim, ilk yorumu CHP’li Mustafa İyiol yazdı. İyiol, “Alper Bey, maaşı bitireceksin. Dikkatli ol. Çoluk çocuk evde ne yiyecek?” derken, Hilmi Ocak adlı takipçim, “Emin Hatiboğlu başkanımız Oba ve Alanya’nın sevilen siması ve dürüst bir siyasetçisi olduğu için ve herkese yardımcı olduğu için diye düşündüm Alper Bey” deyip hedefi 12’den vurdu. Mesut Yüksel ise, “Dürüstlük abidesi, siyasette dik duruşun mimarı, çalışkanlığı ve sabrı olabilir” diye 12’nin cilasını yapıverdi.
***
“CHP'nin, aslen Gazipaşalı olan Erkan Demirci'yi 1. Sıra Meclis Üyesi Adayı yapmasının sırrı nedir? Doğru cevaba yarım ekmek döner+ayran” mesajıma ise adeta yorum bombardımanı geldi. Haydar Uyar, “Doğru cevabı söylersem bu öğlen yer miyiz?” diye inceden mesajı çakarken, Veysel Okşar, “Tanınmayan ama önemli bir şahsiyettir. Antalya’ya göndermek içindir” dedi. CHP’li Diş Hekimi Murat Özçelik ise, “Büyük Alanya’nın imar ve planını en iyi bilen ve uygulayan, büyükşehirle bu konuları teknik anlamda en doğru yapacak, Alanya’nın geleceğini daha adaletli ve doğru planlayacak, ranta ve talana değil, yeşile ve insana dokunan projelere imza atacak, kendine ve çevresine değil Alanya’nın geleceğine hizmet edeceği için Gazipaşalı Erkan Demirci olmuştur” deyip hedefi 12’den vuruverdi.
***
“Eski Konaklı Belediye Başkanı Ali Şahin'in tatile çıkarken sarf ettiği ‘Sonradan olma MHP'liler’ sözüne üç isim örnek verene iki sinema bileti” mesajıma ise ilginç yorumlar geldi. Örneğin, Rasim Erdoğan adlı takipçim, “Adem Başkan, Sayın Sönmez Başkan ve Sayın Hayri Doğan. Adresi vereyim mi biletler için” diyerek bir parça hedefe yaklaşıverdi.
Sonra Twitter mesajlarıma şöyle devam ettim.
BİR: “Gözünüzün içine bakarak dev projelerden söz edip uçan adayların gözünün içine bakıp şunu sorun: “Bunun parasını nereden bulacaksın?”
İKİ: “Resmi ve kendi özel projelerin (!) için esnaftan, müteahhitlerden, işadamlarından, turizmcilerden bağış (!) toplayacak mısın?”
ÜÇ: “Siz benim gibi kibar da sormayın bence. Çekinmeden direkt şöyle sorun: "Benim paramla icraat yapıp bana hava basacak mısın?”
***
Finali ise şöyle bağladım…
“Rüyamda, siyasetçinin biri şöyle haykırıyordu: "Herkes 30 Mart'tan sonra ayağını denk alacak. Özellikle otelciler ve müteahhitler.”
Gelelim yazının başlığındaki ifadenin anlamına…
Hani “Aman ortam gerilmesin, adaylardan birini kayırıp diğerine mağdur edebiyatı yaptırmayalım” diye çaba sarf ediyoruz ve mümkün mertebe bir gün birini, ertesi gün diğerini manşet yapıyoruz ya!
İsmi lazım değil, bazı siyasetçiler bilerek ya da bilmeyerek biz gazetecilerin yanında öyle ağdalı laflar ediyorlar ki, adeta “Git bunu yaz, ben de yarın inkâr edeyim. Sonra kamuoyuna çıkıp ‘Ben öyle bir şey demedim’ deyip mağduru oynayayım” demeye getiriyorlar.
***
Tıpkı birkaç gün önce direkt yüzüme bakarak şu lafları eden (ismi bende saklı) bir siyasetçi gibi…
“Herkes 30 Mart’tan sonra ayağını denk alacak. Okurcalar’dan Demirtaş’a kadar herkes biz geldiğimiz zaman karşımızda hizaya geçecek.”
Görgü tanıklarım var mı? Elbette var.
Ama kusura bakmayın, isim veremiyorum.
Çünkü ismini buraya yazıp bedavadan reklamını yapsam, ya inkâr edecek, ya da “Ben onu şaka olsun diye söylemiştim” deyip yan çizecek.
Ama şunu söyleyebilirim ki, bu siyasetçinin aktif olarak içerisinde olduğu siyasi parti ve grup seçimi kazanırsa hakikaten de Alanya’da pek çok kesim hizaya çekilecek gibi gözüküyor.
Çünkü ben, o siyasetçi bu lafları ederken gözünde o ışığı gördüm.