SANSASYON iyidir. Sansasyon bir medya kuruluşunu en alttan en üste taşıyabilir. Sansasyon gazete sattırır, popülerliği arttırır, reklam kazandırır. Bu yüzdendir ki bizim medyamız da uluslararası medya gibi sansasyonu çok sever, sık sık sansasyon...

SANSASYON iyidir.
Sansasyon bir medya kuruluşunu en alttan en üste taşıyabilir.
Sansasyon gazete sattırır, popülerliği arttırır, reklam kazandırır.
Bu yüzdendir ki bizim medyamız da uluslararası medya gibi sansasyonu çok sever, sık sık sansasyon yaratmak için etik kuralları ayağının altına alır, çiğner.
Ancak bizim medyamızın yabancı medyadan farkı, sansasyona kılıf uydurmasıdır.
Açık yürekli davranamaz, sürekli bir kıvırma çabası içerisindedir.
İster ki hem etik kuralları sonuna kadar çiğneyerek sansasyon yaratayım, hem de halkın gözünde iyi bir imajım olsun.
17 Ağustos depreminden sonra televizyonlarda yayınlanan görüntüleri daha dün gibi hatırlıyorum...
Her tarafta cesetler, başlarında ağlayan insanlar, daha henüz yeni göçükten çıkanların burnuna sokulan mikrofonlar...
Çok güzel ekmek yedi bizim medya 17 Ağustos'tan.
Sonra da eleştirilerin ardından çıkıp ağız birliği etmişçesine “Yaşananları bütün çıplaklığıyla göstermek istedik” dediler.
Evet, çıplak cesetleri hiç sansürlemeden göstermenizden fark etmiştik bütün çıplaklığıyla göstermek istediğinizi...
Oysa 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra o alabildiğine çürümüş Amerikan medyası bile cesetleri göstermemişti.
Bu ne anlama geliyor?
Bizim medya Amerikan medyasından daha berbat, daha rezil olsa da halka oynuyor, kendilerine yakın hissetmeleri için halkın görgü ve ahlak kurallarına göre hareket ediyor.
Ramazan ayında bütün kanalların başörtüsü bağlaması bunun bir göstergesi değil mi?
Kısacası ulusal gazetecilerde etik metik hak getire...
Gazete satsın da, imaj bir şekilde düzeltilir, sorun değil.
Dün Habertürk Gazetesi’nin ilk sayfasında, sırtından bıçaklanarak öldürülen bir kadının yarı çıplak resmi vardı.
Evet, kadının sırtında bıçak saplı bir şekilde fotoğrafını çekip logonun üzerine basmışlar.
Bu...
Bu bir nedir?
"Ceset pornosu" (goreporn) denilen bir tür "snuff" (etik ve ahlak kuralları dışı olan, genelde şiddet ve vahşet görüntülerinden oluşan video veya fotoğraflara verilen isim) film çeşidinin hayranlarına materyal sağlamak mıdır amaç?
Yoksa sabahın köründe daha afyonu patlamamış insanları gazeteyi ellerine aldıklarında şok etmek mi?
Veyahut bu kadının yakınlarına akıllarından silinmeyecek, asla unutamayacakları bir “son görüntü” sunmak mı?
Bu kadını onlara böyle hatırlatmak mı?
Nedir?
Hayır, “kadına şiddete dikkat çekmek” falan istemediniz.
Gazetenizi sattırmak istediniz.
Olay bu kadar basit!
Durun durun, bir fikrim var.
Hani kadına şiddete dikkat çekmek istiyordunuz ya?
Bir de sizin televizyon kanalınız var hani...
Orada kadınların yüzlerini göstererek tecavüz videoları yayınlasanıza?
Emin olun çok daha fazla kadına şiddete dikkat çekersiniz...
Bu nasıl bir şeydir?
Gerçekten aklım almıyor, üzerinde düşündükçe zihnim uyuşuyor, midem bulanıyor...