MALUM, önümüzde 2019 yerel ve genel seçimleri var. Planlanan tarihe göre yerel seçimler, genel seçimlerden önce yapılacak. Bunun iki sonucu bulunuyor. İlk olarak yerel seçimler, genel seçimlerin provası ve genel seçimlere giden yolda temel belirleyici...
MALUM
, önümüzde 2019 yerel ve genel seçimleri var.
Planlanan tarihe göre yerel seçimler, genel seçimlerden önce yapılacak.
Bunun iki sonucu bulunuyor.
İlk olarak yerel seçimler, genel seçimlerin provası ve genel seçimlere giden yolda temel belirleyici unsur olacak.
İkinci olarak ise siyasi partilerin öncelikle yerel meseleleri gündeme getirmesi, ilk olarak kendi şehrinin sorunlarını tartışması gerekecek.
Bu da bu haftaki başlığımızı oluşturuyor.
“Yerel Meseleler”
***
Hızla değişen dünyada, bu değişimi en hızlı yaşayan şehirlerin başında Alanya geliyor.
Gerek nüfus, gerek kültürel zenginlik olarak, baştan sona ciddi bir değişimin içindeyiz.
Bu da turizminden tarımına, esnafımıza kadar durağan kalmama zorunluluğu getiriyor.
O halde "yerel mesele" dediğimiz zaman, en önemlisi şehre bir vizyon kazandırabilmekten geçiyor. 2019’da da bize en büyük tabloyu gösteren partinin kazanacağı bir seçim sonucu olacak gibi görünüyor.
***
Dikkat edildiğinde, son yıllarda, büyük tabloyu bırakıp, günlük yatırımlar ile devam edildiğini görüyoruz.
Özellikle Büyükşehir Yasası'nın uygulanmasından bu yana, belediyeler arası yarış ile asfaltlama yarışı içerisine girildiğini görüyoruz.
Neden?
Çünkü uygulaması basit, güzergahı belli, karşı çıkanı az bulunur risksiz yatırımlar.
Ancak toplumsal yaşantı için farklı bir açıdan düşünelim.
Köylerimizde yıllardan bu yana tarım ve hayvancılık bitme noktasına geldi.
Birçok köylümüz, masrafına yetemeyeceğini anladığı için ekim işlerini bıraktı, yem fiyatları hayvancılığı bitirdi ve günlük geçinen bir köylü kesim ortaya çıkmış oldu.
Dolayısıyla gençlerin köyde yapacak bir iş bulamadığı, yaşamak için farklı arayışlara girdiği hepimizin malumu.
Doğal olarak, köy yollarını asfaltladığımız zaman, yaptığımız iş, kent ile köy arasındaki ulaşım süresini azaltmak oluyor.
Ancak bunun köyün kendi maddi varlığına hiçbir katkısı olmuyor.
Aksine, insanların köyden kente olan göçüne kolaylık sağlıyor, gençler sadece ziyaretler için köye kolaylıkla gidip gelebilmiş oluyor, köylerin cazibesi giderek azalıyor.
Elbette bu sadece belediyelik bir mesele değildir ancak köylerimiz için geniş tabloyu düşünmeden önümüzdeki geleceğin parlak olmayacağını söylemek mümkün.
***
Diğer yönden başka bir soru sormak isterim.
Antalya’dan gelirken Alanya sınırlarına girdiğimiz zaman bizi ne karşılıyor?
Çeşitli cevaplar verilebilir.
Kimileri Okurcalar girişindeki köprüyü söyleyebilir, kimisi ise bazı otellerin ismini sayabilir.
Ben daha farklı cevap vereyim.
Alanya’ya girdiğimizi, Okurcalar girişindeki kırmızı ışıklardan anlıyoruz.
Bizi bizzat ve ilk karşılayan işte o kırmızı ışıklar.
Sanırsınız ki Alanya trafik ışıkları ile meşhur, şehre varana kadar art arda karşılıyor bizleri.
Kabul etmek zorundayız ki bir dönemin “Fun in the Sun” sloganının, ya da şehir içindeki Alanya yazıları, beklediğimiz Alanya imajını vermekten uzak.
Şehre adım atıldığı andan itibaren, tutarlı, istikrarlı Alanya vizyonunu gerçek anlamda gösteren bir çalışmaya bir an önce ihtiyaç var.
***
Bir farklı yön de kent dinamiklerinin aynı hızla ilerlememesi.
Oteller hızla değişirken, her şey dahil bitmeden ultra her şey dahil çıkarken, bambaşka bir anlayışa ilerlerken, esnafa ilişkin bir çalışma yürütülmeksizin hep aynı yaklaşım ile çalışmaların sürdürülmesi, esnaf ile diğer turistik işletmeler arasındaki mesafeyi iyice açtı.
Gelen turist potansiyeli, bu iki farklı ticari yaklaşımı aynı anda karşılamak için oldukça yetersiz.
***
Anlattıkça yeni konular çıkacaktır.
İhtiyacımız olan, bizleri artık onlarca yıl ileride gösterecek gerçek bir atlama noktasıdır.
Bu yolda daha uzun uzun tartışmak üzere, hepinize saygılar sunuyorum.