İzaha Davet Müessesesi nedir?

Kıymetli hemşerilerim, vergi idaresi ile mükellef arasında vergi kanunlarının uygulanması, yorumlanması veya vergi matrahı, miktarı gibi konularda zaman zaman vergi uyuşmazlığı ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle sunmuş olduğunuz KDV, gelir vergisi veya kurumlar vergisi beyannameniz, kira gelirleriniz, gayrimenkul alım-satım kazançlarınız gibi benzer konular hakkında vergi idaresi ile aranızda bir anlaşmazlık çıkabilir ve izaha davet edilebilirsiniz. Hazırlıklı olmanızda fayda var.

İzaha davet müessesesi ise Vergi Usul Kanunu’nun 370. maddesinde 2016’da yapılan düzenlemeyle Türk vergi sistemine giren bir uygulamadır. 2020’de ise kapsamı genişletilerek daha etkin hale getirilmiştir. Bu müessese, 519 Sıra Nolu VUK Genel Tebliği’nde, “verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitlerle ilgili olarak aynı merciler tarafından mükelleflerden açıklama talep edilmesi” şeklinde tanımlanmaktadır.


Bu müessese, vergi idaresinin bir mükellefin vergi kaybına yol açtığına dair şüphe duyduğu durumlarda, hemen vergi incelemesi başlatmak yerine mükellefi “açıklama yapmaya” davet etmesi esasına dayanıyor. Amaç ise vergi uyuşmazlıklarını yargı aşamasında değil de idari aşamada çözmek.

İzaha davet müessesesinin işleyiş süreci isegenel olarak şu aşamalardan oluşuyor:

Vergi idaresi, mükellefin beyanları, defter kayıtları veya diğer belgeleri üzerinden bir ön inceleme yapıyor. Bu inceleme sonucunda, vergi kaybına yol açabilecek bir ön tespit yapılır ise izaha davet süreci başlatılıyor.
Vergi idaresi, tespit edilen hususları ve izah edilmesi beklenen konuları içeren bir yazıyı mükellefe tebliğ ediyor. Bu yazıda, izaha davet edilen konu açıkça belirtiliyor ve mükellefe izahatını sunması için 30 günlük bir süre tanınıyor.
Mükellef, kendisine tanınan bu süre içinde yazılı veya sözlü olarak (bazı durumlarda komisyon huzurunda) izahatını sunabiliyor. Bu aşamada, mükellef belgeler, faturalar veya diğer kanıtlarla durumunu açıklayabiliyor veya beyannamesini vererek düzeltmesini yapıyor ve vergisini ödeyebiliyor. Ayrıca, mükellef hata yaptığını kabul ederse, pişmanlık hükümlerinden yararlanarak cezadan kurtulabiliyor veya indirimli vergi cezası ödeyebiliyor.
Ön Tespit ve İzah Değerlendirme Komisyonu, mükellefin sunduğu izahatı 45 gün içinde değerlendiriyor. Eğer mükellefin izahatı yeterli bulunur ise inceleme süreci sonlandırılıyor ve mükellefe herhangi bir cezai işlem uygulanmıyor. Fakat Ön Tespit ve İzah Değerlendirme Komisyonu, mükellefin açıklamalarını yetersiz görür, beyannamesini vermez veya mükellef izaha davete cevap vermez ise takdir komisyonuna sevk ediliyor. Böylece mükellef hakkında tam kapsamlı bir vergi incelemesi başlatılıyor.
Mükelleflerin izaha davet müessesesinin kendilerine sağlayacağı avantajlardan yararlanabilmeleri için yetkili merciler tarafından kendileri ile ilgili mutlaka surette bir ön tespitin yapılmış olması gerekiyor. Maalesef mükellefler nezdinde ön tespitin de şartları var. Bunlar;

Ön tespitin ilgili olduğu konuya ilişkin olarak; tespit tarihine kadar mükellef nezdinde bir vergi incelemesine başlanılmamış olması gerekiyor. 
Ön tespitin ilgili olduğu konuya ilişkin olarak; mükellefin takdir komisyonuna sevk edilmemiş olması gerekiyor.
Yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitle ilgili konu hakkında, tespit tarihine kadar ihbarda bulunulmamış olması gerekiyor.


Vergi idaresi ile vergi uyuşmazlığı yaşamamanız dileğiyle…