'POSTACI senelik izne ayrılmış, onda da gitmiş şehri dolaşmış” misali, hafta sonu benim açımdan böyle geçti. Zaten hafta içi çarşı pazarda haber avına çıkan bir gazeteci olarak ayak basmadığımız yer kalmamış gibi, tuttum, hafta...
“POSTACI senelik izne ayrılmış, onda da gitmiş şehri dolaşmış” misali, hafta sonu benim açımdan böyle geçti.
Zaten hafta içi çarşı pazarda haber avına çıkan bir gazeteci olarak ayak basmadığımız yer kalmamış gibi, tuttum, hafta sonu da pergelin sivri ucunu Mola Kavşağı’na saplayıp bir kilometrelik bir dairenin içerisinde kişisel anket çalışması yaptım.
(Yaptım demek ne kadar doğru olur bilmiyorum. Çünkü bir iki ufak tefek işim için çarşıya iner inmez köşe yazısındaki fotoğraf sayesinde suratımı tanıyanlar direkt ‘Kim önde?’ diye soruyor. Cevap versen en az 10 dakika gidiyor, cevap vermesen ‘Kendini beğenmiş’ oluyorsun)
İşte, çarşı pazarda edindiğim izlenimler ve esnafından emeklisine, işçisinden memuruna, halkın partiler ve adaylar hakkında düşündüklerinden kısa pasajlar.
***
HASAN SİPAHİOĞLU (AKP)
Sipahioğlu’nun aday olması, CHP ile MHP’nin tüm hesaplarını alt üst etti. Çünkü AKP’nin aday adaylığı sürecinde CHP ile MHP’nin yaptığı siyasi hesaplara göre, Sipahioğlu aday gösterilmeyecek, Hüseyin Güney veya Kuddusi Müftüoğlu ikilisinden birisinin aday gösterilmesi de küskünler harekâtını başlatacak, böylece bu durum CHP ile MHP’nin işine yarayacaktı. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı, hem “deneyim” ve “istikrar” sloganı ile yola çıkan Sipahioğlu aday gösterilerek üç seçimdir Sipahioğlu’ndan desteğini esirgemeyen kemik seçmen elde tutuldu, hem de Güney’in ikna edilerek ilçe başkanlığına dönmesiyle birlikte belde ve özellikle köylerdeki oylar sağlama alındı. Sipahioğlu her seçim döneminde olduğu gibi bu seçime de oldukça rahat tavırlarla giriyor. Kendinden çok emin gözükmesi, “Vardır bir bildiği” yorumları yapılmasına yol açıyor. Sipahioğlu’nun şehir merkezindeki kemik seçmen kitlesi ile Güney’in belde ve köylerdeki ağırlığı birbirine harmanlanınca, bugün seçim olsa AKP’yi en favori parti konumuna sokuyor. Bunlar AKP’nin avantajları. Dezavantajlarına gelince. Çarşıdaki esnafın büyük çoğunluğu Sipahioğlu’na oy vermeyeceğini söylüyor. Fakat… Aileleriyle beraber çarşıdaki esnafın oyuna Sipahioğlu’nun ihtiyacının olmadığı, kararsız seçmenin bile çarşıdaki esnaf sayısından fazla olduğu, Sipahioğlu’nun da özellikle MHP ile CHP’ye meyilli kararsız seçmene hitap edecek projeleri ön plana çıkarmaya başlayacağı belirtiliyor. Yedi senelik ilçe başkanı Güney’in aday gösterilmemesi de AKP’nin en büyük handikaplarından biri olarak görülüyor. Özetleyecek olursak… Alanya siyasetinin kılcal damarlarının yerini avucunun içi gibi bilen Sipahioğlu’nun, bunca yıllık deneyimi ile “kaybedeceğini bilerek” aday olmayacağı, buna mukabil şehrin bazı önemli grupları, aileleri ve sivil toplum kuruluşlarından tam destek sözü aldığı için aday olmayı kabul ettiği ifade ediliyor.
ŞEFİK TÜRKTAŞ (CHP)
30 Mart seçimleri öncesi sahaya en erken inen aday olan Şefik Türktaş, parti tabanından da tam destek gördü. Ağabeyi Şevki Türktaş’ın 2010’un Ocak ayında ANAP’tan kopup CHP’ye gelişi sırasında sert reaksiyon gösteren kemik CHP tabanı bile aradan geçen dört yıllık süreçte Türktaş’lara ısındı, vatandaştan gelen ilginin sürekli artmasıyla da süresiz vize verdi. Parti tabanının tam desteğini alan, buna mukabil üç yıllık Alanya Belediye Başkan Yardımcılığı, on yıllık Oba Belediye Başkanlığı sırasında yaptığı çalışmalar ve edindiği dostluklar nedeniyle Şefik Türktaş’ın rahat oynadığı, seçime de bu ve benzer sağlam garantörlerden destek sözü alarak girdiği belirtiliyor. 2009’da “AKP kazanmasın da kim kazanırsa kazansın” diyen şehrin belli bir seçmen grubu, 2009’da oy verdikleri Hasan Sipahioğlu’nun bu dönem AKP’den aday olması nedeniyle, Şefik Türktaş’ın bu boşluğu doldurmak için MHP’nin adayı Yücel’den daha şanslı olduğunu düşünüyor. 1999, 2004 ve 2009’da Sipahioğlu’nun yanında koşan pek çok tanınmış simayı, aileyi ve grubu da şimdiden yanına çekmeyi başaran Türktaş’ın, yıllarca ANAP gibi merkez sağın adresi bir partide siyaset yapmasına karşın, bu dönem CHP’de siyaset yapması nedeniyle belli bir kesimin, “Şefik Başkan iyi de CHP’den aday olmasa daha iyi olurdu” dediklerine pek çok kez tanık oldum. İsmi hiçbir şaibeye buluşmamış, hakkında açılmış tek bir yolsuzluk veya buna benzer davası olmayan, kendisi bir yana ekibindeki isimlerin de tertemiz siyasetçiler olmasına karşın, Şefik Türktaş’ın pek çok artısına rağmen, özellikle kolunu kessen sağ partilerden başkasına oy vermeyecek olan seçmen kitlesindeki CHP fobisini kırmak için önümüzdeki 47 günde bazı ataklar yapmaya hazırlandığı da gelen bilgiler arasında.
ADEM MURAT YÜCEL (MHP)
Deneyimse, 10 yıllık belediye başkanı. Tahsilse, Ziraat Mühendisi. Genç, dinamik. Okurcalar’dan Demirtaş’a tanımayan yok. Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu sonrası vatandaşta başlayan “AKP kaybetsin ama yerine kimi koyalım?” düşüncesinin odağına konulan, “AKP’ye oy vermem, CHP ile de işim olmaz” diyen sağ tandanslı seçmenin ilk tercihi olacak bir profil sergiliyor. Artıları fazla. Eksileri yok mu? Elbette var. Örneğin, tıpkı rakipleri Hasan Sipahioğlu ve Şefik Türktaş gibi hitabetinin zayıf olduğu, kendisini tanımayan insanların karşısına ilk kez çıksa büyük kitleleri etkileyecek bir hitabet yeteneği geliştiremediği belirtiliyor. İyi niyetli, insan canlısı olduğu biliniyor. Buna mukabil, özellikle meclis listesi yazılırken ve hatta yazıldıktan sonra bu iyi niyetinin kurbanı olacağı belirtiliyor. Dün ve bugün yanında gözüken pek çok tanınmış ve güçlü simanın, kendilerini meclis listesinin ilk iki üç sırasına yazdırmak için yanında durdukları, bunu da Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’ne gidecek 7 meclis üyesinden biri olmak için istedikleri, böylece Adem Murat Yücel başkan seçilmese bile kendi siyasal güçlerini devam ettirecek bir beş yıllık planlama yaptıkları, 18 Şubat’ta bu talepleri yerine gelmeyince de oyunbozanlık yapacakları konuşuluyor. Öte yandan Yücel’in en büyük dezavantajlarından birinin de, meclis listesine girmeyi bekleyen fakat şimdilik ses etmeyen, etliye sütlüye pek karışmayan MHP’li belde belediye başkanları ile partinin “hakiki” ve “öz” ülkücülerini listede nereye yazacağı olduğu belirtiliyor. Yücel’in gerçek gücünün, akşamları seçim ofisini tıklım tıklım dolduran fakat henüz oy verme yaşına dahi gelmemiş gençlerle çektirilen fotoğraflarla değil, meclis listelerinin İlçe Seçim Kurulu’na teslim edileceği 18 Şubat’tan sonra ortaya çıkacağı konuşuluyor.