Konuşurken kendinizi iyi hissettiğiniz insanları sakın kaybetmeyin. Hayatın içinde kim olduğunuzun hiç önemi yok. Önemli olan neler yaptığınız. Kimler için neler ifade ettiğiniz. Hatta belki en önemlisi de kendinizi, hayatın içinde nasıl...

Konuşurken kendinizi iyi hissettiğiniz insanları sakın kaybetmeyin.Hayatın içinde kim olduğunuzun hiç önemi yok. Önemli olan neler yaptığınız. Kimler için neler ifade ettiğiniz. Hatta belki en önemlisi de kendinizi, hayatın içinde nasıl hissettiğiniz. Hepimiz aile, komşu, eş, dost, akraba, iş arkadaşları, çoluk çocuk derken aslında ne kadar kişinin hayatında, bazıları için çok önemli, bazıları için de önemsiz bir yere sahip olduğumuzu unutuyoruz.Karşılaştığımız zorluklar karşısında canımız sıkkınken, hatta kaba tabirle tepemizin tası attığında, dertleşmek için ilk kimin telefonunu arıyorsak, o bizim için önemli demektir.Peki hayatınızdaki kaç kişi gün içinde size bir şeyler danışıyor? Kaç kişi dün akşam yaşadığı bir sevinci yada problemi, ertesi günün sabahında ilk kez sizinle ve büyük bir heyecanla paylaşıyor? Elbette bunların çetelesini tutamazsınız ama en az bir kişinin bile aklına gelen isim sizin isminiz ise işte siz o zaman onun için çok önemlisiniz.Eskiden evlerin kapıları gece yarılarına kadar açık olurdu. Mutlaka bir komşunun bahçesinde toplanılır, gülünür, eğlenilir, yenilir, içilir, dertleşilirdi. Dikkat ediyorum da o zamanlar depresyon gibi, hayatta tek başına mücadele etmek zorunda kalanların yakalandığı hastalıklar ne kadar da azdı. Tabi hasta sayısı da.Günümüzün yoğun temposu içinde eşini dostunu, unutanların, problemlerle tek başına mücadele etmek zorunda kalması yüzünden mutsuz insan sayısı çok arttı.Unutmayın ki paylaşıldıkça çoğalan mutluluklar, paylaşıldıkça azalan acılar. İnsan olmanın gereği, bir arada yaşama olgusu, paylaşma içgüdüsü.Dostlarınıza, sevdiklerinize zaman ayırın.Paylaşın, her şeyi, kaderi, hüznü, sevinci.Mutlu insan olmanın tek şartı, insanları ve kendini mutlu etmektir.