İNSANLIK tarihinin toplumsal gelişim sürecinde, ilkel insanlardan günümüz toplumlarına gelinceye kadar tapınaklar, en temel yapıtlar olmuşlardır. Tapınakların, milattan binlerce yıl önce var olmaya başladığı, bilinmesi gereken bir olgudur....
İNSANLIK
tarihinin toplumsal gelişim sürecinde, ilkel insanlardan günümüz toplumlarına gelinceye kadar tapınaklar, en temel yapıtlar olmuşlardır. Tapınakların, milattan binlerce yıl önce var olmaya başladığı, bilinmesi gereken bir olgudur. 2000 yıl önce kiliseler, 1400 yıl önce camiler inşa edilmeye başlanmıştır. Kiliseler ve camiler ile birlikte, insanlık tarihinde önemli gelişmeler olmuş, çağdaş toplumlar meydana gelmiştir.
Tapınaklar, kiliseler ve camiler bütün dünya ülkelerinde her yaştan insanların, ömür boyu gidebildiği okullar ve mabetler olmuşlardır.
Eğitim ve öğrenim düzeyi farklı insanların, (ilkel toplumlarda ve çağdaş toplumlarda) okulları olan mabetler, günümüzde de çok önemli kuruluşlardır. Özellikle dil öğrenimi ve öğretimi, okuma-yazma okulları olarak işlevlerini sürdürmüşleridir. Tarihsel gelişim süreçlerinde ilköğretim, orta öğretim, yüksek öğretim kuruluşları olarak görev yapmışlardır. Mabetler, okul olma işlerlerini ancak 20. yüzyılda, birçok dünya ülkesinde –büyük ölçüde– çağdaş okullara bırakmışlardı (Türkiye örneğinde olduğu gibi.)
İnsanlık tarihinde mabetler temel toplumsal sorunların ve ihtiyaçların çözüm yeri olmuşlardır. Demokratik kuruluşlar gibi, cemaatlerin toplanma yeri ve sorunların tartışıldığı mekanları oluşturmuşlardır. Günümüzdeki belediyeler ve belediye kuruluşları, muhtarlıklar gibi çalışmışlardır. Bu nedenle insan ve toplum hayatında çok önemli yerleri olmuştur.
İnsanların hayatında su, çok önemlidir. İçme suyu, yemek pişirme suyu, yıkanma ve temizlik suyu, hayvanları ve bitkileri sulama suyu ilk akla gelen temel ihtiyaçlarımızdır. Camilerimizin minareleri, taş duvar örme sanatının örnekleri olmanın yanısıra, kuyu sularının nasıl muhafaza edildiğini de göstermektedir. Kuyuların taş duvar örmeleri minarelerin taş duvar örmeleri gibidir. Minarenin yeryüzünde değil, yer dibine doğru inşa edilmesine benzer. (İslam dininin yaygınlaşmasında minarelerin ve kuyuların önemi çok büyüktür.) Temiz su ve temiz suyun depolanması, kuyularla mümkün olmuştur. 20. yüzyılda barajlar yapılmış, çeşme suları evlerimizde akar duruma gelmiştir. Kuyular, kırsal alanlarda, köylerde önemlerini korumaktadırlar. Dini kuruluşlar, kuyuların yapımını ve muhafazasını sağlamakla görevlendirilmiştir.
İlkel insanların ve çağdaş toplumların giyinme ve kuşanmaları, mabetlerde yapılan çalışmalarda mümkün olmuştur. İlk dokuma tezgahlarının yapımı ve yaygınlaştırılmaları, dini kuruluşların örgütlenmeleri sonucu meydana gelmiştir. İnsanları besleme ve karınlarını doyurma, giyinme ve barınma sorunları toplum yaşantılarının temel sorunlarıdır. Mabetler, binlerce yılda bu temel sorunların çözümüyle uğraşmışlardır.
Doğum ve ölüm olayları da insanlar için çok önemlidir. Dini kuruluşlar, binlerce yıldır, doğan bebeklere, "Dünya’ya hoş geldiniz!" demekle yükümlü olmuşlardır. Mabetlerde yapılan ölüm merasimleri ile ölümlü hayata ve ölülere saygıyı öğretmişlerdir. Bu nedenlerle mabetler, işlevlerini binlerce yıl sürdürecek kuruluşlardır.
Mabetler ve okullar, ekmek ve su gibi kutsal varlıklarımızdır. (Manastırlar ve dergahlar, orta öğretim ve yüksek öğretim kuruluşlarıdır.) Eski tapınaklar, kiliseler, camiler zamanla taş, toprak, tahta yapılar olmaları nedeniyle yok olup gitmişler, yerlerine yenileri yapılmış veya yapılamamıştır.
Anadolu medeniyetlerinde, tahminen 30 bin-50 bin civarında tapınak ve kilise olduğu söylenebilir. Yerleri belli olan mabetler onarılmalı, yeniden yapılmalı ve hizmete açılmalıdır. Yeni mabetlerin yapılması ve eski mabetlerin canlandırılması, çok yararlı hizmetler olacaktır. Bu hizmetler yapılırken, tarihi olgulara saygılı olunmalıdır. Örneğin, Belkıs Harabeleri olarak adlandırılan tarihi kalıntıların Belkıs Tapınakları olarak tanımlanması daha doğru olacaktır.