1973 yılıydı. O sene yurdun her yerinde Cumhuriyet'in 50. yıl kutlamaları yapılıyordu. Doğal olarak Alanya'da da bir takım etkinlikler yapılmıştı. Müftüler Caddesi'nde bulunan Mehtap Otel'in o dönemde kış sezonundaki...

1973 yılıydı. O sene yurdun her yerinde Cumhuriyet'in 50. yıl kutlamaları yapılıyordu. Doğal olarak Alanya'da da bir takım etkinlikler yapılmıştı. Müftüler Caddesi'nde bulunan Mehtap Otel'in o dönemde kış sezonundaki en önemli müşterileri, narenciye, muz, turfanda sebze toptancılarıydı. Bunların içinde bir tanesi beni çok etkiliyor ve kendisine büyük bir saygı gösteriyordum. İlerlemiş yaşına rağmen her gün erken saatlerde narenciye bahçelerine gider, ürünleri toplatır, aldığı ürünlerin bedelini vaktinde öder ve bu ürünleri ihraç etmek üzere kamyon bulur ve Mersin'e gönderirdi. Mersin'de doğup büyüyen ve yaşayan bu saygın insanı haftada bir kez evimize yemeğe çağırırdık. O bizim aile dostumuz, büyüğümüz "İzzet amcamız" olmuştu. Cumhuriyet'in 50. yılı konuşulurken İzzet Amca bize Cumhuriyet'in 10. yılı kutlamalarına Ankara'da katıldığını anlatmıştı. Mersin'den Ankara'ya gururla gittiğini, büyük bir heyecanla ve coşkuyla anlatırdı. Ancak Hatay konusunda anlattığı bir anısı vardı ki, o da bu anının yazıya dökülmesinin en önemli noktası oldu. Biliyorsunuz Hatay, Türkiye Cumhuriyeti'ne sonradan yapılan bir referandumla katılmıştı. İzzet Amca ve Mersin'in tanınmış, önde gelen isimlerinden oluşan bir grup Atatürk tarafından referandum öncesinde Hatay'a gönderilir. Ben de merak ve ilgimden İzzet Amca'ya "Siz orada ne yaptınız, nasıl çalıştınız?" diye sormuştum. İzzet amca bize uzun uzun anlattı. Ama uzun yıllar hatıramdan silinmeyecek bir bölümü var ki...
"Evladım" dedi İzzet Amca "O bölgede değişik kökenli insanlar yaşardı. Bu yüzden Hatay'ın Suriye'ye katılmasını destekleyen insanlar vardı. Biz onlara Türkiye'nin yeni bir Cumhuriyet olduğunu, artık insanların özgürce yaşayabileceklerini, istediği yöneticileri seçebileceklerini, artık babadan oğula geçen padişahlık kurumunun olmadığını ama Suriye tarafına geçerseler orada mutlu ve huzurlu bir hayat süremeyebileceklerini söyledik. Sizler de, en önemlisi çocuklarınızda sıkıntı yaşayabilir, geleceğiniz güvende olmayabilir dedik" şeklinde konuşmuştu.
Ve referandum yapılır, büyük bir çoğunluk Türkiye Cumhuriyeti'ne katılmayı seçer. Hatay, Türkiye Cumhuriyeti toprağı olur. Karşı çıkan bazıları da Suriye'ye yerleşir. Hatay'da 80 yıldır özgürce yaşayan vatandaşlarımıza bakın ve 80 yıl sonra Suriye'de yaşananlara bakın. Büyük lider olmak sadece karizma sahibi olmakla olmuyor. Büyük lider, bu konuda olduğu gibi yüzyıl sonrasını görebilmekle olunuyor. Bunu gören yüce Atatürk ve çalışma arkadaşlarını, bu anıyı bana anlatan İzzet Amcayı (İzzettin Ertan) rahmet ve saygıyla anıyorum.