‘Tinnitus' olarak bilinen kulak çınlaması gerçekte tek başına bir hastalık değil, belirtidir. Kişinin, ortamda var olmayan sesleri kulağında veya kafasının içinde duyması olarak tanımlanır. Toplumun yüzde 10-15'inde görülür....

‘Tinnitus’ olarak bilinen kulak çınlaması gerçekte tek başına bir hastalık değil, belirtidir. Kişinin, ortamda var olmayan sesleri kulağında veya kafasının içinde duyması olarak tanımlanır. Toplumun yüzde 10-15’inde görülür. Sürekliliği halinde uykusuzluk, sinirlilik, huzursuzluk ve bazı klinik depresyonlara neden olabilen kulak çınlamalarının vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gerekir.

KULAKTAKİ ÇINLAMA SESİ NEREDEN KAYNAKLANMAKTADIR?
Çınlama genelde bir işitme kaybına eşlik eder. Çınlama sesinin asıl kaynağı olan noktayı tam olarak saptamak zor olmak ile birlikte işitme yollarında yer alan sinir hücrelerinin işitme kaybı sonucu bir elektriksel aktivite ürettikleri ve bunun beyin tarafından çınlama sesi olarak algılandığı düşünülmektedir.
HANGİ YAŞLARDA GÖRÜLÜR?
Kulak çınlamaları çocuklar dâhil olmak üzere her yaşta görülebilir. Kulak çınlaması 40 yaşından sonra artar, 55-65 yaş aralığında daha da belirgin hale gelir. En yaygın 65-80 yaş grubunda görülen bu rahatsızlık, 80 yaşından sonra azalmaya başlar. Özellikle 55-65 yaş grubunda olan her beş kişiden birinde kulak çınlaması görülebilir.

Genellikle erkeklerde kadınlara oranla biraz daha fazla görülen kulak çınlamasının sebebi ise erkeklerin çalıştıkları işlerde, kadınlara göre daha fazla gürültüye maruz kalmaları olabilir.
GÜNLÜK YAŞAMI NASIL ETKİLER?
Sürekli kulak çınlaması; sinirlilik, huzursuzluk, yorgunluk, uykuya dalmada zorluk ve bazı durumlarda klinik depresyona bile neden olabilir. Özellikle çocuklarda dikkat dağınıklığı ve davranış bozukluğu olarak kendini gösteriyor. Çınlama sürekli hale geldiğinde, özellikle beyin ile ilgili hastalıklar olabilir

SEBEPLERİ NELERDİR?
İşitme azlığına yola açabilecek her problem çınlamaya yol açabilir. Kulak yolunu tıkayan kulak kiri, dış kulak yolu ve orta kulak iltihabı, kulağın yüksek sese maruz kalması, kulağa zararlı bazı antibiyotikler ve uzun süre aspirin alımı, kulak ve kafa travmaları, otoskleroz ve Meniere hastalığı gibi bazı iç kulak hastalıkları, çene eklemi bozuklukları, yüksek tansiyon, damar sertliği, iç kulak ve beyin sapı tümörleri ve pek çok farklı sebep çınlamaya yol açabilir.

KULAK ÇINLAMASI HANGİ HASTALIKLARIN BELİRTİSİ?
Birçok etken ya da hastalık, kulak çınlamasının sebebi olabilir. Kulak çınlamasının mekanizması henüz tam olarak bilinmese de, özellikle iç kulakta işitmeyi sağlayan iç ve dış tüylü hücrelerin yıpranmasına bağlı olduğu kabul edilir. Kulak hastalıkları geçici, aralıklı veya kalıcı çınlama sebeplerinin başında gelir. Özellikle iç kulak tipi işitme kayıplarında kulak çınlaması yüzde 80 oranında görülüyor. İşitme kaybı arttıkça çınlama oranı da artar. Allerjik nezle, geniz eti, sinüzit, diğer nezleler gibi burun tıkanıklığı ve geniz akıntısına sebep olacak her şey kulak problemine de yol açabileceği için çınlama nedeni olabilir. Dış kulak yolunu tıkayan kirler, orta kulak enfeksiyonları, serözotit denen ve sıklıkla çocuklarda görülen orta kulakta negatif basınç ve sıvı birikimi ile gelişen durumlar, kulak zarı delinmeleri, kulağa olan künt travmalar ile çene eklemi ağrı sendromu ve hastalıkları da çınlama nedenleri arasında sayılır.

ÇINLAMA ZARAR VERİR Mİ?
Çınlamanın kendisi bir hastalık değildir, bir belirtidir. Çınlamanın kişiye doğrudan bir zararı olmaz ancak çınlamayı oluşturan sebep zarar verici olabilir. Bu nedenle her çınlama hastası araştırılarak sebep ortaya konmaya çalışılmalıdır. Bazı kişilerde çınlama sebebi ne olursa olsun çok ciddi psikolojik etkilere yol açar. Bunların arasında depresyon, anksiyete, dikkat bozukluğu, uyku problemleri ve intiharı sayabiliriz. Bu durumda çınlamanın bir zararından söz etmek olasıdır.

ÇINLAMA TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?
Her çınlama tümüyle ortadan kaldırılamasa da her hastaya yardım etmek mümkündür. Çınlama hastasına yapılabilecek en büyük kötülük, hastaya ‘alışman lazım, bu ses seninle mezara kadar devam eder, yapabilecek bir şey yok’ gibi ifadeler kullanarak zaten tedirginlik ve korku içinde olan hastayı daha da endişeye sürüklemektir. Her hasta için hastayı daha iyi duruma getirecek, çınlama ile baş etmelerini sağlayacak tedavi yöntemleri vardır.

ÇINLAMASI OLAN HASTA NASIL TEDAVİ EDİLİR?
*Çınlamaya neden olabilecek etkenlerin ortadan kaldırılması, altta yatan sebebin saptanması ve ardından bu sebebin tedavi edilmesi gerekir.
*Sigara, alkol ve kafeinden uzak durmak, yüksek sesli ortamlardan sakınmak, bazı ilaçları mecbur kalmadıkça kullanmamak da rahatsızlığın ortadan kalkmasına yardımcı olur.
*İşitme cihazı; Son yıllarda geliştirilen işitme cihazları hem işitmeyi artırır, hem de çınlama üzerinde çok olumlu etkileri vardır.
*İlaç; Bir diğer grup hasta da ise tedavi edilebilecek bir problem olmadığı gibi düzeltilecek bir işitme kaybı da yoktur. Bu hastalara iç kulak kan dolaşımını artıracak bazı ilaçlar verilebilir. Bunu yanında pek çok farklı etken madde içeren ilaç çınlama hastalarında denenmiştir. Ancak hiç bir ilacın yüzde 50’yi geçen bir etkinliği yoktur.
NE ZAMAN DOKTORA BAŞVURMAK GEREKİYOR?
Kulak çınlaması süreklilik kazanmışsa, baş dönmesi eşlik ediyorsa ve özellikle tek taraflı ise bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmak gerekiyor. Kulak çınlamasının şiddeti artmışsa, günlük yaşantıyı ve iletişimi bozacak konsantrasyon problemi oluşturur hale gelmişse mutlaka tedavi edilmesi öneriliyor.

“Yapılan çalışmalar, 4 yıldan az olmamak kaydıyla, her gün 10 dakika ve daha fazla cep telefonu ile konuşanlarda kronik kulak çınlamasının katlanarak arttığını gösteriyor.”
KESİN TANI NASIL KONULUYOR?
Hastanın öyküsü ve muayene bulguları önem taşıyor. Bu bilgiler kulak çınlamasına neden olabilecek hastalık hakkında önemli ipuçları verebilir. Yapılacak işitme testleri ve MRI gibi radyolojik testler ise tanıda yardımcı olur. Beyin sapı uyarılmış potansiyellerinin ölçümü de bazı durumlarda yol gösterir. En önemli konu ise altta yatan, ileri tedavi gerektirebilecek ve bu tedavi ile çınlamayı ortadan kaldırabilecek bir hastalığın saptanması. Objektif tinnitusta, yaygın olarak kullanılmasa da dışarıdan verilen ses frekansı ile şiddeti (dB), çınlama frekansında ve 5 dB daha yüksek ise çınlama duyulmaz. Bu da çınlamanın frekans ve şiddetinin saptanmasını sağlar.


KULAK ÇINLAMASINDAN KORUNMANIN YOLLARI
* Yüksek şiddetteki gürültüden (70-90 desibel arasında sürekli bir ses veya 100 desibelin üzerindeki patlar tarzdaki seslerden) akustik travma yaratabileceği için uzak durulmalı.
*Çınlamaya yol açabilecek ilaçlar, eğer çok gerekli değilse kullanılmamalı.
* Hipertansiyon ve diyabet tedavi edilmeli.
*Fazla tuzlu yiyeceklerden uzak durulmalı ve kan basıncı düzenli şekilde kontrol ettirilmeli.
*Hareketli bir yaşam tarzı benimsenmeli. Çünkü hareketli yaşam, kan dolaşımının daha iyi düzenlenmesini de sağlar.
*Sensorinöral işitme azlığı yapabilecek kolesterol ve trigliserid yüksekliği için diyet uygulanmalı.

*Kulakta çınlamaya yol açabilecek hastalıklar (Meniere hastalığı, buşon, eksternalotit, tümörler) tedavi edilmeli, östaki disfonksiyonu ve alerjik hastalıklar için uygun tedavi yapılarak orta kulak havalanması artırılmalı.

ÇINLAMA HASTALARINA NE ÖNERİLEBİLİR?
Çınlaması olan hasta uygun bir merkezde gerekli muayene ve tetkiklerini yaptırarak çınlamasının düşük bir olasılıkla da endişe verici bir hastalık kökenli olmadığından emin olmalıdır. Bu hastalar sessiz ortamda kalmaktan kaçınmalıdır. Sessizlikte dış ortamdan gelen sesler azalacağı için beyin iç sesleri dinlemeye başlar.

Gece yatağa yatılınca veya sabah uyanınca etraf daha sessiz iken açılan hafif bir müzik sesi çoğu hastanın çınlamasını baskılayacak ve rahatsızlık verici olmasını engelleyecektir. Bunun dışında genel sağlık kurallarına dikkat edilmesi, yüksek tansiyon, kan yağlarının yüksekliği, şeker hastalığı gibi hastalıklar mevcut ise bu hastalıklarının gerektirdiği tedaviler ve diyet gibi önlemlere uyulması kulak sağlığı açısından da çok önemlidir.