Atalarımız 'Ev alma, komşu al” diye çok anlamlı bir deyiş söylemişler. Demek istiyorlar ki, 'Şayet komşun iyi aile değilse komşularında da huzur olamaz.” Türkler asırlarca Ermenilerle birlikte huzur içinde yaşamışlardır....
Atalarımız “Ev alma, komşu al” diye çok anlamlı bir deyiş söylemişler. Demek istiyorlar ki, “Şayet komşun iyi aile değilse komşularında da huzur olamaz.” Türkler asırlarca Ermenilerle birlikte huzur içinde yaşamışlardır. Ne var ki, 1. Dünya Harbi’nde Rus ordusu Doğu Anadolu’ya girdikten sonra, Rus ordusu içindeki aşırı görüşlü Ermeni militanlarının, şimdi PKK’nın Kürt halkına yaptığı gibi, korkutma ve sindirme politikasıyla yerli Ermeni halkını kışkırtarak, sadık komşusu Türk halkının üzerine sürmesi ile büyük kıyım ve toplu öldürmeler yapılmıştır. Bu kıyamın sonucunda, Osmanlı hükümeti Ermenileri güneye doğru tehcire tabi tutmuştur. O tarihe kadar “Sadık” bir tabaka olarak, Ermenilerin Osmanlının her mülki ve idari makamında çalıştırıldığını bilmeyen yoktur. Ama, bu nankör millet bu ayrıcalığı bilememiş ve her zaman hainlik yapmıştır. Coğrafi bir zorunluluk olarak doğu hudut komşumuz olan Ermenistan Cumhurbakanı Serj Sarkisyan, halkının sefil, yardıma muhtaç ve Diaspora’nın ianesiyle beslendiğini, hatta binlerce Ermeni kadın ve erkeğin Türkiye de bir lokma ekmek parası için kaçak çalıştığını unutup bir de efelik yapmaz mı? “Hadi canım sen de” dememek için kendimi zor tutuyorum.
Bu zat, Ermeni gençliğine hitaben, “Karabağ’ı biz aldık, Ağrı’yı size bırakıyoruz” gibi Devlet adamlığına yakışmayan, politik bir sözden nasibini almayan, bir söz sarf ediyor. Dağlık Karabağ, Azerbaycan toprağı iken, bir gece baskını ve Rus ordusunun desteği ile on binlerce Azeri Türkünün katledilmesi pahasına işgal edilmiştir. Halen Birleşmiş Milletlerce de işgal edilmiş Azeri toprağı olarak kabul edilmiştir. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev de, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğunu, siyaseten olmazsa, savaşarak alınacağını, bunun için her türlü siyasi, diplomatik ve askeri hazırlıkların yapıldığını açıkça ifade etmektedir. Ermenistan, iktisaden çöküntü halindedir, buna karşın Azerbaycan petrol ve doğaldan dolayı zenginlenmektedir. Artık Ermenistan’ın arkasında Rus ordusu da yoktur. Sarkisyan, ABD’den Diaspora tarafından gönderilmiş aşırı fanatik bir kişidir. Diaspora’nın gözüne girmek ve bir daha Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi için onların hoşuna gidecek söylemler yapmaktadır. O da biliyor ki, Türkiye değil Ağrı’yı, Ağrı’dan küçük bir taş parçasını dahi vermez. Böyle bir teşebbüse geçenlere de haddini bildirir, geldiğine, geleceğine pişman eder.
“Ne kendi etti rahat, ne aleme verdi huzur, yıkıldı gitti artık, çeksin ehli kubur” diye bir söz vardır. O sözde geçen tabir gibi, Ermenistan da ne kendisi huzur içinde ne de komşularına huzur vermektedir. Yıllarca, hudut kapısının açılması için her türlü çabayı gösterir, araya ABD, hatta BM’yi koyar ama nafile, o Karabağ’ı Azerbaycan devletine öyle veya böyle geri vermedikçe o kapı açılmaz, açılmayacaktır. Ermeni gençliğinin bu gerçeği böyle bellemesi ve ona göre kendisine çeki, düzen vermesi ise onların yararınadır. Çünkü, bugüne kadar baştakilerin hamasi söylemlerinden başka ne bulmuşlardır, iyi bilmeleri gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bölgesinin en güçlü, ekonomikman en gelişmiş bir devletidir. Ordusu, dünyanın kabul ettiği en büyük, en donanımlı ordusudur. Bu gerçeğin böyle bilinmesi, böyle kabul edilmesi gerekir ey Ermeni gençliği, haydi buyurun Ağrı sizi bekliyor.