Alanya'da turizm sezonu tüm hızıyla devam ederken, bugün şahsıma bir ihbar mektubu geldi. Bir zabıta memurunun görevinden çok daha ötesine geçen bir hikayeyi sizlere anlatmak istiyorum. Görevi gereği toplumun düzenini sağlamakla yükümlü olan bu memurun, özel hayatında yaşadığı etik dışı ilişkiyi kaleme alınmış bir mektup.
Zabıta memuru, mesleki sorumluluklarının yanı sıra, ahlaki sınırları da zorlayan bir ilişki içinde. Mektupta yazılanlara göre, evli olmasına rağmen başka bir kadını evliliğinden ayıracak kadar ileri gitmiş. Bu noktada, hem kendi ailesini hem de bu kadının hayatını karmaşık bir hale sokmuş durumda. Kendi eşine sadakatsizlik eden bir kamu görevlisinin, başkalarına düzeni ve kuralları dayatması ne kadar inandırıcı olabilir?
Bu hikayenin bir diğer yüzü de, bu zabıta memuru ile ilişki yaşayan kadın. Evliliğinden kopmuş, belki de bu zabıta memurunun etkisiyle hayatında yeni bir sayfa açmayı denemiş bir kadın... Ancak, bir yandan kocasından ayrılırken, diğer yandan evli bir adamın “diğer kadını” olmanın zorluklarıyla yüzleşiyor. Bu durum, hem toplumdaki itibarı hem de kendi iç dünyasında derin yaralar bırakabilir.
Kamu görevlilerinin sadece görevlerinde değil, özel hayatlarında da örnek teşkil etmelerini bekler. Ancak burada, görevli olarak kamu düzenini sağlamakla yükümlü olan birinin, kendi özel hayatındaki düzensizlikle nasıl bir tezat oluşturduğunu görüyoruz. Bir yanda halkı kurallara uymaya çağırırken, diğer yanda kendi hayatındaki kaosu yönetememek, bu zabıta memurunu halkın gözünde nasıl bir konuma yerleştirir?
Bu olay, sadece bir aşk üçgeni değil; aynı zamanda kamu görevlilerinin ahlaki ve etik sorumlulukları konusunda da ciddi bir uyarıdır. Zabıta memurları gibi kamu düzenini sağlamakla görevli kişiler, sadece mesai saatlerinde değil, hayatlarının her anında bu sorumluluğun bilincinde olmalıdır. Aksi takdirde, hem kendilerine hem de topluma karşı büyük bir güven kaybı yaşanır. Kalın sağlıcakla.