Sevmek ve sevilmek…

Günümüz koşullarında genelde herkesin, her ikisini birlikte taşıyamadığı iki güzel, iki yüce duygu…

Çocukluk yıllarından bu yana, bu yüce duygularla yoğrulmuş; bu iki güzel duyguyu her işine ve her ilişkisine yansıttığı için görevli olduğu HEP Üniversitesi’nde; arkadaşları ve öğrencileri arasında “iyilik elçisi” olarak anılan Rahmetli Şebnem Köseoğlu’nun anma törenine katıldım,  geçtiğimiz Salı günü.

Alanya HEP Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ali Ekrem Özkul’un duygu yüklü açış konuşmasıyla başlayan ve baştan sona duygu sağanağının yaşandığı bu törende; HEP Üniversitesi görevlileri tören boyunca “vefa örneği” sergiledi.

… …

Sevmek ve sevilmek diye başladık yazımıza.

İşte böyle bir şey, sevilmenin sonucu.

İşte böyle bir şey, severek üretilen, severek kurulan ilişkilerin sonucu.

Ölümle pençeleşirken bile, hasta yatağında binlerce kanser hastasına umut olan Şebnem Hoca; meğer öğretim görevlisi olduğu Üniversitesinde de farkındalık yaratmış.

Duygu sağanağının yaşandığı törende, öğretim görevlisi arkadaşları ve öğrencileri; yaptıkları konuşmalarla ve beyaz perdeye yansıttıkları kliplerle bunu gösterdiler.

Tören boyunca, hasta yatağında (kendisinin morale gereksinimi varken) annesine, babasına, kardeşine ve çevresine moral veren tavırları; yaşadığı tüm sıkıntılara, çektiği tüm acılara rağmen alışageldiğimiz gülen yüzü ve esprili kimliğiyle; “Benim pek acelem yok(!) ama bünyem acele ediyor” diyen ironik yazıları geldi aklıma.

Direncin sembolüydü o.

Ve umudun…

Ve sevginin…

Ve iyiliğin…

Ve güzelliğin…

Öyle görmüş, öyle tanımıştım O’nu…

Nitekim arkadaşları, öğrencileri de aynı özelliklerini vurguladılar.

Ve bilmediğim çok daha başka güzelliklerini…

Kurucusu olduğu Sosyal Aktivite ve Sosyal Sorumluluk Topluluğu ile lösemi hastaları için, engelli vatandaşlarımız için, sokak hayvanları için, ihtiyaç sahipleri için ürettiği projelerden; dokunduğu yaşamlarla gülümsettiği, mutlu ettiği insanlardan söz ettiler.

Her zaman öğrencilerinin yanında olduğundan; onların doğru ve sağlıklı gelişimlerine olan katkılarından söz ettiler.

Hayatında olan insanların tümüne; renkli olmayı, yaşamın her anını doya doya yaşamalarını, özenle öğretme çabasından söz ettiler.

Ve…

Ve çevresindeki herkese pembeyi sevmeyi…

Hayal kurabilmeyi, kahkahalarla dolu gülmeyi öğretmesinden söz ettiler.

… …

Tüm organizasyon boyunca gözlerim; Rahmetli Şebnem Köseoğlu’nun ışık saçan gözlerinin öne çıkarıldığı pankarta takılı kaldı.

Bir de anne ve baba Köseoğlu’nun, tören boyunca akan gözyaşlarına…

Işıklar içinde uyu Şebnem…

Sevdiğinden daha fazla seviliyorsun…