Merhabalar, bugün sizlere İstanbul'a ünlü olmak için giden iki kafadar arkadaşın hikayesini anlatacağım.
Geçmiş zamanda Alanya sinemasına Cüneyt Arkın filmleri gelir ve halk da izlemeye gidermiş. Bizim iki kafadar da Cüneyt Arkın filmlerine gitmeye bayılırlarmış. Bir filmini izleyince diğer film ne zaman çıkacak diye düşünür, heyecanlanırlarmış. Gel zaman git zaman, yaşları 17-18 olduğunda bunlar İstanbul’a gidip, Cüneyt Arkın’ı bulup, ünlü olacağız demeye başlamışlar. Ailelerinden habersiz bir sabah İstanbul otobüsüne binip gitmişler. Bizim kafadarlar Yeşilçam'ı bir mahalle ya da şehir sandıkları için ve ünlülerin hepsinin orada gezdiklerini sandıkları için atılmışlar bir maceraya. Birinci gün İstanbul’u gezmişler, dolaşmışlar, yemişler, içmişler, kız kulesini dahi görmüşler (kendi tabirleri) bol bol para harcamışlar. İkinci gün Yeşilçam filmleri nerede çekilir, Yeşilçam nerede diye aramaya başlamışlar ama nafile, bulamamışlar. Üçüncü günde aramışlar ama yine bulamamışlar. Bakmışlar olmayacak, bulamayacaklar Yeşilçam’ı, geri dönmeye karar vermişler. Karar vermişler ama otobüse binecek para ayırmayı akıllarına getirememişler. Ne yapalım diye düşünürken, tabelalara baka baka İzmit'e kadar yürümüşler. İzmit'te bir cami bulup, geceyi orda geçirmeye karar vermişler. Girmişler içeri bir bakmışlar soba yanıyor. Üstünde de çay demlenmiş, bir güzel ısınmışlar, karşıda bir divan görmüşler yanında da bir muz kasası. Kasadaki muzları da bir güzel yemişler. Birisi divanın üstüne digeri de divanın altına yatmışlar, uyumuşlar. Sabah namazı ezanı ile kendine gelen kafadarlar yattıkları yerde kıpırdanırken ezan okuyan cami müezzini bunları fark ettip, ezanı keserek, hoparlörden "Hırsız var" diye bağırmaya başlamış. Bizim kafadarlar o korku ile camiden nasıl çıktıklarını bilmeden kaçmışlar. Uzun süre koştuktan sonra bir simitçi ile karşılaşmışlar ama cepte para yok tabi. Simitçiden isteseler vermeyecek düşünürken yanlarına bir adam yaklaşmış ve "Hayır mı çocuklar ne düşünürsünüz kara kara" demiş. Adama durumu anlatmışlar, adam "Tamam size simit alırım ama ikinizde benim eve geleceksiniz" demiş. Bunlar bir şey anlamadan, açlığın da verdiği kaygı ile hemen kabul etmişler. Simitleri yemişler, akılları başlarına gelmiş. Sonrasında "Bu adam bizi evine götürüp ne yapacak" diye sarmış bunları yine bir korku. Adamı bir punduna denk getirip, tekrak kaçmışlar. Koşarkan bir jandarma arabası bunları fark etmiş ve arabaya alıp, sorguya çekmiş. Durumu jandarmaya anlatmışlar. Jandarma, buradaki aileleri ile irtibata geçmiş, Bilecik'ten Antalya'ya biletlerini de almış ve göndermiş bunları. Antalya'da inen kafadarlar eve gitse, ailelerinden "Neredesiniz siz" diye dayak yiyecekler, gitmeseler yakalanıp dayak yiyecekler diye düşüne düşüne Alanya'ya gelen bir hal kamyonunun arkasına binmişler. Alanya'ya gelmişler ve korka korka evlerine gitmişler. İkisi de neden haber vermediniz diye bir güzel sopalarını yemişler. Şimdi ikiside altmışlarının içinde birer delikanlı. Benim de bire bir tanıdığım insanlar. İstanbul’a gideceğiz diyene, gitmeyin rezil olur gelirsiniz diye devamlı öğüt veriyorlar. Daha çok şey anlattılar ama kelimelerle ifade edilemez herhalde. Allah ikisine de uzun ömürler versin. Kalın sağlıcakla.
İstanbul’a ünlü olmaya giden Alanyalılar
Tunahan Şen
Yorumlar
Trend Haberler
Son Dakika! Antalya'da yılbaşı eğlenceleri iptal edildi
Alanya’da tapu için son çağrı: Yapmayan 3 katını ödeyecek
Kış uykusu pahalıya patladı: Akdağ hayali beklerken Alanya turizmi sezonu kapattı
Alanyalı mülk sahipleri dikkat! Tapu sınırları sil baştan güncelleniyor
3 polisi şehit eden 2 IŞİD'linin daha önce tutuklandığı ortaya çıktı
Alanya'da tepki çeken zam geri çekildi