Daha düne kadar, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın tüm açıklamaları ve ortaya koyduğu tavırlar nedeniyle, iktidarın uygulayıcısı gibi gören ve göstermeye çalışanların, Sayın Kılıç'ın, Uluslararası Yargı Reformu...

Daha düne kadar, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın tüm açıklamaları ve ortaya koyduğu tavırlar nedeniyle, iktidarın uygulayıcısı gibi gören ve göstermeye çalışanların, Sayın Kılıç’ın, Uluslararası Yargı Reformu Sempozyumu'nda ortaya koyduğu yaklaşım sonrasında, sanırım ne kadar yanıldıklarını anlamış olmalılar!Bakın sayın Haşim Kılıç ne diyor: "Dün yargının siyaseti kuşatma gayretlerine karşı çıktığımız gibi, bugün de siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz"Dün Kılıç’ı taraf olmakla suçlayıp, yerden yere vuranların, bugün alkışlamaya kalkmaları, dün alkışlayanların ve sahiplenenlerin de, bugün eleştiri bombardımanına tutmaları da gösteriyor ki, biz hala her olaya ve gelişmeye, siyah beyaz çizgisinde bakmaya devam ediyoruz.Eğer, kişisel bir çelişkiden uzak, İlkeli ve tutarlı, üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü hayata geçirmeye çalışan bir yargıçtan beklenen bir tavırsa bu, sayın Kılıç’ı ayakta alkışlamamız gerektiğine yürekten inanıyor ve ileriye dönük yargıya güvenim artıyor.Sayın Başbakan, Sayın Kılıç’ın bu çıkışına bir tepki olarak, böyle bir kuşatmanın her türüne karşı olduklarını açıkça ortaya koydu.Bu açıklamaya inanmak ve Başbakana güvenmek istememiz kadar doğal bir şey olamaz.Uzun yıllar boyu, bürokrasinin siyaseti kuşatması yüzünden bu ülke ve bu ülke insanı çok çekti.Türkiye yıllar boyu askeri müdahaleler yüzünden her anlamda kan kaybetti.Toplum olarak, kuvvetler ayrımına dayalı mevcut yapımızın saat gibi işlemesini, hiçbir kurumun diğer bir kurumun işine müdahale etmesine özellikle de kuşatmaya kalkmasına tüm gücümüzle karşı çıkmalıyız.Siyaset kurumu, yıllar boyu, hükümet kurabilmiş ama hiçbir zaman iktidar olamamıştı.Sürekli darbe yiyen, göstermelik olarak seçimlerle meclise taşınan siyasetçiler, bürokratik oligarşinin baskısı altında ayakta kalmaya çalışmıştı.Umarız, böyle bir olumsuzluktan, olumlu bir sürece giderken, belli intikam duygularıyla rövanş alma sevdasına kapılıp, yeni bir yanlışa imza atılmaz!Türkiye, demokrasi yolunda çok zor kavşaklardan geçe geçe bugünlere geldi.Tür demokrasisinin tam anlamıyla yerine oturduğunu iddia etmek gerçekçi olamasa da, geçmişe göre ciddi mesafeler aldığımız ortada..Bugün hala, ilerici ve devrimci hatta çağdaş bir çizgide koştuğunu iddia eden CHP’nin 6 temel ilkesi içine “DEMOKRASİ” henüz girebilmiş değilken, MHP’de geçmişte “Bizim inancımızın temelinde demokrasi yok” mealinde bir yaklaşım içindeyken ancak son yıllarda çok olumlu bir biçimde demokrasiye sahip çıkma gerçekçiliğini göstermeye başladı.Toplum olarak da, demokrasi kültürünü henüz yeterince özümleyip benimseyebilmiş değiliz!