ESKİŞEHİR Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, gereksiz ve defalarca gönderilen İçişleri Bakanlığı müfettişleri nedeniyle dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler'e, 'Hem devlete mali külfet getiriyor, hem de müfettişlere...

ESKİŞEHİR

Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, gereksiz ve defalarca gönderilen İçişleri Bakanlığı müfettişleri nedeniyle dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’e, “Hem devlete mali külfet getiriyor, hem de müfettişlere zahmet oluyor. İyisi mi belediyeden müfettişlere oda verelim, neyi soruşturacaksa oradan soruştursunlar” mealinde konuşur.

Cevap ise geçiştirme.

Yine 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri sonrası birkaç ay gibi kısa bir sürede Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na 128 defa peş peşe müfettiş gönderiliyor. Özlem Hanım şikayet edeceğini basına açıklamıştı. Adana’nın efsane Belediye Başkanı Aytaç Durak AKP’den değil de MHP’den Belediye Başkanı seçilince başına neler geldiğini biliyorsunuz.

Yukarıdaki örnekleri konu iyi anlaşılsın diye verdim. MHP ve CHP’li belediyeler müthiş bir baskı altında. Elbette kanunsuzluk yapan varsa eyvallah, baş tacı.

Ama emin olunuz, çoğu siyasi.

Ancak bu uygulamaları HDP’li belediyelere göremiyoruz. Bir defasında HDP’li belediyenin birisine polis eşliğinde giden müfettişe belediye binasının içerisinden ateş açılmıştı.

Maalesef arkadaşlar o belediyelere İçişleri Bakanlığı'nın müfettişleri kapıdan içeriye giremiyorlar dahi.

Bütün bu olanlar çok ayıp şeylerdir.

Aldıkları maaş haramdır, haram.

Yaptıkları kabul edilemez.

Halka hizmet etmesi gereken ve devletin resmi kurumu olan bu belediyeler maalesef gırtlaklarına kadar da yanlış içerisindeler.

Maalesef halkın hizmetinde değil, terör örgütünün hizmetine girmişler.

Böyle olanlar hakkında gerekli işlemler vakit kaybetmeden kararlılıkla yapılmalıdır.

Eğer gerekli adımlar geç de olsa atılırsa olumlu neticeler alınır.

Devletimiz yanlış içerisinde olanlara mutlaka haddi bildirmelidir.

Belediye başkanlığı değil de terör örgütü mensubu gibi hareket edenlere derhal görevden el çektirilmelidir. Gerekli ve doğru adımlar atıldığı takdirde terör örgütünün baskısı bu belediyelerden kalkar ve halka hizmet o zaman gider.

Hatada ısrar eden belediye başkanı ve diğer personel hakkında gerekli yasal işlemler ise tavizsiz uygulanmalıdır.

İşte o zaman devletin gücünü yanında gören halk bu belediye başkanlarını ilk seçimde seçmezler.

Bundan emin olunuz.

Zira PKK, Kürt halkı için değil Ermeniler için kurulmuş Hıristiyan ve Siyonizm'in emrinde olan ve çalışan adi bir maşadır.

Bu belediyeler sürekli sıkı bir şekilde İçişleri Bakanlığı müfettişlerince denetlenmelidir. Müfettişlerin güvenliği de iyi sağlanmalıdır.

Bugüne kadar gösterilen müsamahalara artık son verilmelidir.

Lütfen, Allah rızası için "yeter" diyorum.

Düşünebiliyor musunuz?

Şırnak Belediyesi'nin yemekhanesinden her gün dağlardaki eşkıyalara “Açılım” safsatası süresince sıcak yemek belediye aracıyla götürülüyor.

"Bunlar olurken, belediyenin iş makineleri ile hendekler kazılırken neredeydiniz?" diye sormak hakkımız değil mi?

Ayrıca yine sormak lazım.

Bu HDP’li belediyeler bu kadar cüreti kimden alıyorlar acaba, kimlerin ihmalleri konuyu buralara kadar getirdi? Zira, ülke yönetimi zikzaklar değil, ciddiyet ister.

Suç işleyen ve kanunsuzlukları gelenek haline getiren HDP’li belediyelere artık hadleri bildirilmelidir. Hem de tavizsiz.

O malum şehirlerdeki halka yapılacak en büyük hizmet işte bunu yapmaktır.