Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla, kamu hizmetlerinde güvenin korunması ve suistimallerle mücadele amacıyla kapsamlı bir inceleme başlatıldı.
DDK BİLGİ SİSTEMLERİNİN GÜVENLİĞİNİ İNCELEYECEK
DDK, inceleme kapsamında elektronik imza sürecinin işleyişini, ilgili kamu kurumlarının bilgi sistemlerinin güvenliğini ve bu güvenliği sağlamak için alınan önlemleri detaylı şekilde araştıracak. Amaç, gelecekte bu tür usulsüzlüklerin önlenmesi adına kalıcı çözümler üretmek.
SORUŞTURMANIN GEÇMİŞİ VE İDDİANAMELER
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ocak ayında başlatılan soruşturmada, toplam 220 kişi hakkında işlem yapılmış, 199 şüpheli hakkında ise kamu davası açılmıştı. Hazırlanan iki ayrı iddianamede, sanıklar için ÖSYM Kanunu’na muhalefet, resmi belgede sahtecilik ve bilişim sistemine girme gibi suçlardan 5 yıldan 50 yıla kadar hapis cezaları talep edilmişti. İddianameler, Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.
İDDİANAMEDE YER ALAN ŞOK EDEN DETAYLAR
İddianameye göre, suç örgütü kamu yöneticilerinin e-imzalarını kopyalayarak büyük çaplı bir sahtecilik ağı kurdu:
- BTK Başkanı, başkan yardımcıları ve YÖK Eğitim Öğretim Daire Başkanı dahil olmak üzere 14 üniversitenin öğrenci işleri daire başkanlarının e-imzaları kopyalandı.
- Bu sahte e-imzalarla kamu kurumlarına yetkisiz erişim sağlandı.
- Hukuk, psikoloji, eğitim ve eczacılık gibi farklı alanlarda birçok kişiye doçentlik veya profesörlük unvanı kazandırıldığı iddia edildi.
- Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in dördüncü kuşak torunu Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu adına İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü’nden sahte mezuniyet kayıtları oluşturulduğu belirlendi. Osmanoğlu, kendi adına düzenlenen belgelerle ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu açıklamıştı.
Sanıkların, sahte sürücü belgeleri ve T.C. kimlik kartları kullanarak kamu yöneticileri adına e-imza başvurusu yaptığı, bu imzalarla YÖKSİS sistemine sahte mezuniyet belgeleri eklendiği ve hatta elektronik sınav sonuçlarını değiştirdikleri belirtildi.
“Bu tür dijital sahtecilik olayları, kamu güvenliği ve veri bütünlüğü açısından ciddi riskler doğuruyor. DDK’nın başlattığı inceleme, hem sistemsel zafiyetleri ortaya çıkaracak hem de yeni güvenlik standartlarının belirlenmesine katkı sağlayacak.”




