Günlerdir herkesin büyük bir merakla beklediği çılgın projeyi Başbakan R.Tayyip Erdoğan büyük bir topluluk önünde açıkladı. Gerçekten, düşünüldüğü zaman bu projenin cesameti İstanbul'a ve dolayısıyla ülkemize yapacağı ekonomik...
Günlerdir herkesin büyük bir merakla beklediği çılgın projeyi Başbakan R.Tayyip Erdoğan büyük bir topluluk önünde açıkladı. Gerçekten, düşünüldüğü zaman bu projenin cesameti İstanbul’a ve dolayısıyla ülkemize yapacağı ekonomik katkı ve en mühimi İstanbul boğazının trafiğini hafifletmesiyle beraber İstanbul’u büyük bir felaketten de kurtaracağı hususunda hiç kimsenin şüphesi bulunmamaktadır. Zira, yapılan eleştirilerin pek çoğu, bu kanalın 21. Yüzyılın unutulmaz bir eseri olacağı yönünde yoğunlaşmıştır. Ancak, yine CHP, eski alışkanlığı uyarınca projeyi şu anlamsız ve konu ile ilgisiz sözlerle basite indirmeye çalışmıştır. Genel Başkan Kılıçdaroğlu “Yandaşı zengin etme projesi. Bunların derdi başka, derdi yandaşa ihale aktarmak. Açıkladıkları hiçbir projede insan yoktur” demiştir. Eleştirinin içine bir de 2.5 aylık bir çocuğun açlıktan öldüğünü, bu ayıbın kime ait olduğunu sorarak koymuştur. Bu gibi popülist eleştirilere artık kimse inanmıyor. Çünkü, AK Parti döneminde sosyal devlet işlevliğini yıllardan beri uygulamaktadır. Valiler, kaymakamlar bu uygulamayı en hızlı ve en iyi bir şekilde uyguluyorlar. Eğer 2.5 aylık çocuk açlıktan ölmüş ise birinci derecede suçlu anası-babasıdır. Çünkü, güneş balçıkla sıvanmaz. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de “Yeni imar planlarıyla İstanbul’u ve diğer yerleri soyup soğana çevirenler, şimdi çılgın proje olarak bazı şeylerden bahsediyorlar. Yeni zengin türetme yolları olarak bunlar anlaşılırsa Türkiye’de gidişat nasıl olur? Yiyenlerle yemeyenlerin kavgasına sebep olur” diyor. MHP, bir türlü CHP’nin arkasından gitmeyi bırakmadı. Halbuki İstanbul kanalından, günde 150-160 gemi geçecek ve yılda ülkemize 5 milyar dolar gelir sağlayacaktır. Şu anda boğazdan her yıl ortalama olarak 350 milyon ton yük taşınıyor. Bunun 4 milyon tonu LPG, 3 milyon tonu kimyasal madde ve 130 milyon tonu ham petroldür ve taşınmaktadır. Yani İstanbul boğazında her gün infilaka hazır bombalar taşınmaktadır. Geçmiş yıllarda kaç kez kaza vuku bulmuş, hepimizin yüreği ağzımıza gelmişti. Koyun yüklü bir vapur batmış, koyunlar boğulmuş ve İstanbul halkı günlerce kokmuş hayvanların tiksintisini yaşamıştı. Yine, bir tanker çarpışmış, içindeki yakıt denize dökülmüş, balıklar yaşamını yitirmiş olduğu gibi çevrede de büyük bir yıkım oluşmuştu. Tüm bunlar unutuluyor ve çılgın proje destekleneceği yerde hafife alınıyor. Tıpkı, Seyhan barajına, Keban barajına, İstanbul köprülerine ve duble yollara karşı çıkıldığı gibi.
Bugün dünyamızda var olan ve ülkelerine ekonomik katkı sağlayan Panama kanalından günde 40 gemi geçmekte, ülkesine 1.5 milyar dolar, Süveyş kanalından günde 54 gemi geçmekte olup, Mısır Devletine yılda 4 milyar dolar maddi gelir sağlamaktadır. Halbuki İstanbul kanalından günde 150-160 gemi geçecek ve ülkemize minimum 5 milyar dolar ekonomik katkı sağlayacaktır. Yapımının yap-işlet-devret formülü ile gerçekleştirilmesi mümkün olduğu gibi kendi imkanlarımızla da mümkündür. Kanal 45-50 km uzunluğunda, 145-150 metre genişlikte ve 25 metre derinlikte yapılacak, 4 köprü ile geçit sağlanacak, yakınına büyük bir havalimanı inşa edilecektir. Daha pek çok etkinliklerin bu havaliye yönlendirilmesiyle bu mıntıka aynı zamanda bir cazibe merkezi olacaktır. Osmanlı imparatorluğu Sakarya nehrinden Sapanca gölüne, oradan da İzmit körfezi yoluyla Karadeniz’den Marmara’ya kanal düşünmüş ise de türlü sebeplerle fiiliyata geçirilememiştir. Şimdi ise bir gözü kara çıkmış, böyle bir projeyi İstanbul’a kazandıracağını ilan etmiştir. Allah’tan, herhangi bir engele takılmadan projenin başarılmasını diliyor, başta Başbakan R. Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm çalışanları tebrik ediyor ve hepsine başarılar temenni ediyorum.