Geçen hafta aldığım bir mektup, bu haftaki konumu bir hafta arkaya attı. Gelen mektup cezaevinde olan mahkumların yakınlarından idi. Cezaevinde cezasını çeken mahkumlar ve yakınları tarafından takip edilmek bizi mutlu etti. Mektubu ana hatlarıyla...
Geçen hafta aldığım bir mektup, bu haftaki konumu bir hafta arkaya attı. Gelen mektup cezaevinde olan mahkumların yakınlarından idi. Cezaevinde cezasını çeken mahkumlar ve yakınları tarafından takip edilmek bizi mutlu etti. Mektubu ana hatlarıyla yazacağım ama önce bu konuda bir kaç söz söylemek isterim. Konu beni ilgilendirmez, benim sorunum değil gibi sığ düşünceye girersek bu toplumda ayrıştırma yaparsak vatandaşlık görevimizi yapmadığımız anlamına gelir. Hiç bir zaman kasten cinayeti veya adi suçları savunmayız ama cezaevinde yatan insanlar da bu toplumun bireyleridir. Kader mahkumları dediğimiz topluluk azımsanmayacak kadar çoktur. Seslerini duyurmak ve isteklerini iletmek için imkanları son derece kısıtlı olan bu topluluğa ses vermemiz gerekir. Alanya L Tipi Cezaevi'ndeki yenilikler ve mahkumları cezaevinden sonra topluma kazandırmayı amaçlayan projeler Türkiye'de örnek gösteriliyor ancak toplum içinde bu insanlar halen ayrıştırılmaktadır. Konu hakkında fazla yorum yapmadan gelen mektubu ana hatlarıyla kamuoyunun ve ilgililerin dikkati için yayınlıyorum:
'SESİMİZİ DUYURMAK İSTİYORUZ'
Sayın Veysel Okşar. Halk ile ilgili ele aldığınız konuları her zaman dikkatle takip ediyoruz. Duyarlılığınız ve cesaretiniz bizim gibi sade vatandaşları harekete geçirdi. Biz bireyleri ve kurumları eleştirmek istemiyoruz. Sizin vasıtanız ile sesimizi insanlara duyurmak istiyoruz. Biz ve bizim gibi binlerce mahkum yaptığımız hataların bedelini ödüyoruz. Özgürlüğün değerini ancak insan olarak, özgürlüğümüz kısıtlandığı zaman daha iyi anlıyoruz. Alanya Cezaevi'nde uygulanan topluma kazandırma projesini destekliyoruz. Tahliye günümüzü beklerken, hükümlü ve tutuklular için yapılan çalışmalar yerinde ve doğrudur. Fakat bu tahliye gününe kadar olan bölümdür. Asıl sorunumuz özgürlüğe kavuştuktan sonra başlamaktadır. Toplum içinde cezaevine girenlere sıcak bakmayanlar artmaktadır. Bu yıllardır değişmeyen bir durumdur. İşletme sahipleri, resmi veya diğer kurumlar suçların mahiyetine bakmadan direkt olarak bizi dışlamaktadır. Adalet Bakanlığı cezaevi koşullarını iyileştirse de, devletin diğer kurumları aynı bakış açısı ile bakmamaktadır. Değişen Türkiye’de bu durumun değişmesi gerekir. Mahkumların topluma kazandırılması asıl ceza bittikten sonra başlamalıdır. Hangi işletmeye iş için başvursak talebimiz kabul edilmemektedir. Dolayısıyla her kapı yüzüne kapanan insanlar tekrar suça teşvik edilmektedir. En azından devlet kurumları bu kader mahkumlarına sahip çıkarsa, bu uygulamayı gören vatandaşlar da bizlere kapılarını açacaktır. Ulusal gazetelere, bazı köşe yazarlarına mektuplar yazdık ama sebebi her neyse bize kulak veren olmadı. Bizim tek isteğimiz toplum içine döndükten sonra bize sahip çıkılması ve iş imkanları oluşturulmasıdır. Devletimize zeval gelmesin ama bizim de toplum içine çıktıktan sonra insan gibi yaşamaya hakkımız vardır. Saygılarımızla.
BU BAKIŞ AÇISI ARTIK DEĞİŞMELİDİR
Sevgili okuyucularım, uzun bir mektup olduğu için ana hatlarıyla kamuoyuna aktardım. Cezaevi koşulları hakkında fazla bilgim yok ama yapılan güzel çalışmaları basından takip ediyorum. Maçlara seyirci götürülmesi gibi benzeri uygulamalar son derece yerinde olan kararlardır. Beklenen şeyler ise gayet masum ve insan hakları ile ilgili isteklerdir. Gerçekten toplum içinde her zaman cezaevinde kalan insanlara tahliye olsa bile sıcak bakılmıyor. Bu bakış açısı artık değişmelidir. Zira hepimiz empati yaparak bu durumu değerlendirmemiz gerekir. Kimin ne olacağı, yarın başımıza bir şeyler geleceğini bilemeyiz. Topluma önderlik yapacak olan da devletin kendisidir. Bu kader mahkumlarının hayata tutunmaları, tekrar suç işlememeleri bakımından da önemlidir. Tabi ki bu düzenlemeler yapılırken, suçun niteliğine göre değerlendirme yapılması gerekir.
SORU, ÖNERİ VE ŞİKAYETLERİNİZ İÇİN:
MAIL : [email protected]
FACEBOOK : facebook.com/uoksar
TWITTER : twitter.com/veyseloksar
GSM : 0532 615 01 41