MEDENİ bir kentli neler yapar?   Sinemada film izler.   Tiyatro oyunlarını takip eder.  Kütüphaneye gider... *** Ben epeydir medeni değilim...   Çünkü bunların hiçbirini yapmıyorum! Neden derseniz... * ** Sinemaya gidiyorum......

MEDENİ

bir kentli neler yapar?


Sinemada film izler.

Tiyatro oyunlarını takip eder.

Kütüphaneye gider...

***

Ben epeydir medeni değilim...

Çünkü bunların hiçbirini yapmıyorum!

Neden derseniz...

*
**

Sinemaya gidiyorum...

Neredeyse her sahneyi kendi aralarında yorumlayan bir çift, bir arkadaş grubu çıkıyor. Kibarca “Sessiz olur musunuz?” diye uyarıyorsun, filmdeki kötü karakterden daha bön bir bakış atıyorlar...

***

Sanki “İftarı akşam seansında yapayım” diye niyet eden tiplerle dolu salonlar...

Olay örgüsünü kaçırıyorsun, çünkü beyninde, açık bir ağızdan gelen mısır çiğneme sesleri yankılanıyor...

Katil kim çıkacak tahmin edemiyorsun, beynin “Sekseninci lokmayı yedi, bir iki lokmaya bu çile biter” öngörüsüyle meşgul olduğu için...

Ve onu takiben kutu kolalardan gelen çıkı-tıs-ah sesleriyle anlıyorsun ne kadar saf olduğunu...

***

Tiyatroya gidiyorum...

Oyundan hemen önce “Flaşlı veya flaşsız fotoğraf çekmeyiniz” uyarısı yapılsa da, illa ki birkaç flaş patlıyor...
Birinde ışıklar yandı, perde kapanacak sandım, meğer arkamdaki “seyirci” fotoğraf çekmiş...


(Oyunu bırakıp arkamı döndüm, o kişiye neredeyse bir dakika baktım. Beni fark etmedi bile, çünkü fotoğrafına filtre seçiyordu...
Neyse ki kutu kolası yoktu...
O da tiyatro geleneğinin ayıbı!)

***

Kitap okuyayım diyorum...

Elemanın telefonu çalıyor... İnsanlık halidir, unutmuştur diyorum, telefonu açıp konuşuyor iyi mi...

(Bazısı var, naif: Açıyor, fısıldayarak “KÜTÜPHANEDEYİM” diyor. Birader, bari büyük harflerle fısıldama, sessizliği her türlü yarıyorsun zaten, diye geçiriyorsun içinden...)

***

Sesli kısmı yoksa, ses çıkaramazsın kütüphanede, nettir bu...

Ders anlatan hocadan daha gür tonda grup çalışması yapanlar oluyor!

Yaptığın uyarıların etkisi sadece birkaç dakika sürünce çaresizce kütüphane görevlisinden medet umuyorsun...

Önündeki bilgisayara kilitlenmiş, içeride top patlasa duymaz...

Fısıltıyı öpüp başına koymamak senin ayıbın oluyor, utanıyorsun...

***

Ben medeni bir kentli olamadım bu ülkede...

Olabilenleri “medeni” cesaretlerinden ötürü kutlarım!